Sayın cumhurbaşkanım. Gazilik ve şehitlik bakanlığı kurmak Amerika gibi, Avrupa gibi artık şart oldu

Gazim ne diyor?

Son zamanlarda Meclis'te oynanan siyasi oyunları görünce bizlerin umutlarının tükendiğini görmemek kör olmaktır.

Demek istediğim 19 bin malul saymadığınız gazileri boşuna birilerinin makam, mevki, ihale, çıkar ve para için dağlarda dolaştırdığı aklıma gelmiyor değil.

Bizlere ne oldu da her şeyi bir anda unuttuk. Hatta kendimizden de geçtik. Mağduriyetimiz özellikle muhalefet tarafından kullanılır oldu.

Duygularımızla onurumuzla oynandı. Bizler Gazi’yiz, biz dilenci değiliz dedikçe birileri çıkıp bizleri ezik haline getirdi.

Rencide edici davranamaz diye genelgeler çıkartılsa da hep rencide edildik,600 vekilin kapılarında bekler hale geldik.

Gözlerimiz televizyon haberlerinde ve meclise kulislerine takılır oldu. Acaba Gazi’liğimizle ilgili bir gelişme var mı?

Acaba gazi olabilecek miyiz? Diye hep maliyeyi bahane edip durduk. Alakası yoktu. Bu bir oyalama taktiği idi. aslında yalan söylemektense doğruda söylememek için en geçerli sebepti.

Artık bir gerçeklik meydana geldi. Gaziler ile ilgili Bakanlık kurulması şart oldu.

Her birimde her partide her kurumda şehit gazi işlemleri bürosu bizlerin derdine çare olmuyor.

Tam tersine bilinçsiz ve cahil insanları oralara masa başlarına koyarak konuyu da bilmediğinden herkes bir birine mağdurları yollayarak terörle mücadelede yaralanmış gazi sayılamamış gazi’lerimizi bıkkınlık haline getirip cinnet geçirtiyorlar.

Biz Çanakkale kahramanı Seyit onbaşı ve Seyit onbaşı gibilerinin torunlarıyız. Cephede mermi yoksa süngünüz var diyen Mustafa kemal Atatürk’ün askerleriyiz. Onun yaşayan birer gazi temsilcileriyiz.

Hani diyor ya şiir;

Bu vatan toprağın kara bağrında

Sıradağlar gibi duranlarındır,

Bir tarih boyunca onun uğrunda

Kendini tarihe verenlerindir.



Diyenlerin torunlarıyız. İşte bunu başaran malul sayılamayan gaziler şiirlere, tarih kitaplarında yerini almıştır da, devletin ve hükümetin yönetmeliklerinde, mevzuatlarında nizamname’lerinde yerini alamamıştır ne yazık ki.

Malul sayılamayan gaziler olarak, O yüzden gözünü budak'tan esirgemeyen bir ahvatın, boyun soyu, olduğumuzu düşünüyorum.  Bunun değeri bilinmeli bunun müjdesi verilmeli en kısa zamanda. Yavrularımıza gazilik madalyamızı gösterebilelim. Paradan puldan vazgeçtik artık maliyeyi bahane etmeye gerek yok çünkü “biz bu vatanı karşılıksız sevdik”.

Bu onur bu gurur Türkiye cumhuriyeti yüce Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a nasip olsun diyor malul sayılamayan gaziler.

      

 
Evet, ses çıkarmayı bilmiyoruz hak aramayı bilmiyoruz. Kanunları yasaları bilmiyoruz. Okumayı araştırmayı da sevmiyoruz. Son anda bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, karşımıza bilgisizlik, belgesizlik, kanunlar, yönetmelikler, mevzuatlar, tüzükler, fıkralar çıkıyor. Bu da bizi üzüyor

Gazilik yaralanmaktan ziyade vücudun herhangi bir ölçekteki bir yerini kaybetmenin olduğunu bilenlerden biriyim. Benim gibi 19 bin gazim var.

Fakat tertibim dediği, devrem dediği, komutanım dediği asker arkadaşı bu vatan için şehit düşmüş, şimdi malul sayılamayan askerimin, Mehmetçik’imin, arkadaşımın psikolojisine bakar mısın?

İlk başta ben?
 

 


Sonra 19 bin malul sayılmayan gazilerimin psikolojisi ne olmuş bakan var mı?

Gazilikte “Öncelik sırası olur ama derece sırası olmaz.”
 

O Mehmetçiklerin, malul sayılmayan gazilerin psikolojisinden haberi olan var mı?

Ben şöyle düşünüyorum 5 bin kişinin sosyal medyada aktif olduğu 15 bin kişinin diğerleri neden bizimle irtibata geçmiyor? ya da neden destek vermiyor? bizimle neden görüşmüyor acaba?

Kötü insanlar mı?

Hayır.

İçlerinde farklı olanlar, duygusal, ruhsal çöküntü içinde olanlar muhakkak ki vardır.

Örneğin pek hatırlamak istemeyenler olamaz mı?

Bu da bir psikolojik durum değil midir?

Ya da bu olayın detaylı incelenmesi lazım. Bunu yaşayan malul sayılmayan gaziler bir şeyler yapamıyorlar? Niye yapamıyorlar?

 O günlere geri dönmek istemiyorlar.
 


“Yeniliyorlar yani psikolojik olarak yeniliyoruz”. İş başa düşerse malul sayılmayan gaziler gene en önde dururlar kimse de canını sıkmasın hem de karşılık beklemeden.

Şimdiden tüm ülkemin önce şehitlerinin ve ailelerinin, sonra gazi ve gazi ailelerinin, üzülerek söylüyorum ki malul sayılamayan gazilerimin ve ailelerinin 29 Ekim cumhuriyet bayramını kutluyorum, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
 

 

 

Yazmaya devam edeceğim.

 

3713 Terörle Mücadele sırasında 1995 yılında mezi keryadere kuzey ırakta yaralanıp Ölçü aletleri,

Mezüre, Kumpas, Cetvel,1053 nizamname,5800 s.g.k kanunu ve T.S.K.sağlık yönetmeliği mağduru

Terörle mücadele sırasında yaralanmış, Malul GAZİ Sayılamayanların SOSYAL MEDYA SORUMLUSU

GAZİ Mustafa KURUBACAK

NGAZETE Gazi ne diyor köşe yazarı
 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.