SAVAŞ (IN) HUKUKU !

Prof. Dr. Seyithan Deliduman

Rusya – Ukrayna savaşı sebebiyle üzerinde durulması gereken hatta elzem olan bir husus da savaşın bir hukukunun olup olmadığı ve varsa bunun ne olduğudur.

Elbette savaşın da bir hukuku vardır ve bunun adı da ‘Savaş Hukuku’ dur.

Savaş hukuku milletler hukuku olarak da adlandırılan uluslararası hukukun bir parçasıdır.

Savaş hukuku, savaşa girişmek için kabul edilebilir gerekçeleri ve savaş sırasında sergilenen davranışların sınırlarını belirleyen hukuk dalıdır.

Savaş hukukunun asıl amacı, savaşın sebep olduğu vahşeti olabildiğince en az düzeye indirmektir. Zira, savaşların insanlık tarihi boyunca var olduğunu ve yıkıcı etkilerinin olduğu hepimizin malumu.

Savaş hukukunun yeterince gelişmemiş olduğu zamanlarda da dini ve ahlaki birtakım kuralların savaşlar bakımından uygulama alanı bulduğunu tarih bize bildirmektedir. İşte başlangıçta esas itibariyle dini ve ahlaki kurallar ile çerçevesi belirlenen kurallar modern devletlerin meydana gelmesi (çoğalması) ile birlikte belirli kurallara bağlanması gerektiği düşüncesi sonucunda uluslararası alanda savaş hukukunun oluşum sürecini hızlandırmış ve bu konuda gerek karşılıklı gerekse çok taraflı uluslararası sözleşmelerle devletleri bağlayıcı kurallar konulmuştur.

Savaş Hukuku Kuralları Ne Kadar Bağlayıcı?!

Savaş hukuku kurallarının bağlayıcılığı konusunda ilk olarak ifade edilmesi gereken husus, kural olarak uluslararası hukukun diğer kurallarının bağlayıcı gücüyle ilgili olan hususlar burada da aynen geçerlidir. Bunun anlamı, söz konusu kuralların büyük bölümüne uyulmakla birlikte uyulmayan kısımların olduğu gerçeğidir. Burada önemli olan husus, savaş hukuku kurallarına uyulmaması durumunda, bir başka ifade ile, bu kurallara aykırı davranıldığı zaman buna etkin bir yaptırımın uygulanıp uygulanmamasıdır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, devletlerin güç dengesine göre az da olsa burada da istisnai durumlar, yani savaş hukukuna aykırı olmasına rağmen yaptırımsız kalan durumlar olmuştur/olacaktır.

Savaş hukuku dediğimiz zaman odaklanmamız gereken iki önemli husus vardır. Bunlar;

  • Savaşa girişmek için kabul edilebilir gerekçeler,

  • Savaş sırasında sergilenen davranışlar.

Savaşa girişmek için haklı gerekçeniz yoksa keyfe keder savaş ilan edemez ve savaşa girişemezsiniz. Savaş gerekçesinin haklı sayılabilmesi için bunun uluslararası toplumun çoğunluğu tarafından haklı görülüp kabul edilebilmesi gerekir.

Savaşı başlatan Rusya bakımından baktığımız zaman Rusya’nın savaş başlatmak için ileri sürmüş olduğu gerekçelerin haklı olmadığını görmekteyiz. Dolayısıyla savaş hukuku yönünden Rusya’nın hukuk ihlali yaptığını söyleyebiliriz.

Ukrayna açısından bu durumu değerlendirdiğimizde, Ukrayna’nın ülkesine yapılmış olan bir savaş sebebiyle savaştığını ve meşru (haklı) müdafaada bulunduğunu görmekteyiz. Böyle olunca da Ukrayna’nın bu yönüyle savaş hukukuna uygun hareket ettiğini tespit edebiliriz.

Savaş sırasında sergilenen davranışlara gelince;

Belirtiğimiz üzere, savaş hukukunun amacı savaşın sebep olduğu yıkım ve vahşeti olabildiğince en alt düzeye indirmektir. Bu amaca ulaşabilmek amacıyla da uluslararası sözleşmeler ve uluslararası teamüller ile birtakım kurallar saptanmıştır.

Bu amaca ulaşabilmek için esas itibariyle kuralların geçerlilik ve uygulama alanı bulduğunu görmekteyiz :

- Savaşta gereksiz acı ve ıstırap verecek şekildeki davranışlardan kaçınma,

- İşgal edilen ülkelerde sivil halkın öldürülmemesi, kötü muameleye tabi tutulmaması veya zorla çalıştırılmaması, rehinelerin öldürülmemesi,

- Kişilerin mallarının yağmalanmaması,

- Gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılmaması,

- Düşman eline geçen esirlere, hasta ve yaralılara, sivil halka insanca davranılması,

- Düşmanın kısmen veya tamamen boyun eğmesini sağlamaya yetecek derecede kuvvet kullanılması,

- Barışın geri getirilip sürdürülmesi esas hedef olması.

Rusya – Ukrayna savaşında hangi tarafın bu ilkelere ne kadar riayet edildiği hususunu siz değerli okurlara bırakıyorum.

Son olarak, savaş hukukuna aykırı davranılması durumunda ‘savaş suçu’nun işlenmiş sayılacağını ifade edelim.

Kalın Sağlıcakla,

Prof.Dr.Seyithan Deliduman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.