Onur Akbaş: Göksu Nurten Çakır İle Son Romanı Üzerine Konuştuk

Soru 1 Okurlarımız sizi ilk defa tanıyacak olanlar için sizden duyalım. Göksu Nurten Çakır kimdir?

Rize’de doğdum. On altı yaşıma kadar Rize’de yaşadım. Sınıf öğretmeniyim. Altı yıldır İstanbul’da yaşıyorum. İki kızım var. Okumayı ve araştırmayı çok severim.

Soru 2 Uzaktan tanık olduğum için soruyorum, edebiyatı icra etmekten öte yaşayan bir insansınız. Nereden geliyor bu tutku?

Edebiyat tutkum çok küçük yaşta başladı. Buna hiç şüphesiz ki babaannemin bana anlattığı masalların büyük payı var. Babaannem her akşam uykuya dalmadan evvel bana masal anlatırdı, o masalları dinlerken bir masal kahramanı hissederdim kendimi. Bu masal sevgisi beni zamanla kitap okuma sevgisine taşıdı. Biriktirdiğim harçlıklarla aldığım hikâye kitaplarını tekrar tekrar okuduğumu hatırlıyorum. Ortaokulda şiir yazmaya başladım. Sevdiğim herkese, dağa, taşa şiirler ve öyküler yazdım. Lise sona geldiğimde ajandam çocuk şiirleriyle dolmuştu. Bu defteri hâlâ saklarım. Ama öykülerim durmuyor. Bendeki edebiyat sevgisi hiç bitmedi, her yaşın getirdiği güzelliklerle devam etti, edecek.

Soru 3 Son kitaba gelmeden önce önceki eserleriniz hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Yazın dünyasına 2015 yılında, Suzan’ın Yürüyüşü adlı öykü kitabımla girdim. Bir yıl sonra Ağzı Kalabalık Sırlar şiir kitabım çıktı.

Soru 4 Hayal Odası bir edebiyatçının biyografik romanı, peki neden o edebiyatçı, Kerime Nadir?

Günümüzde bilinen yazarları okumayı sevdiğim gibi ismi unutulmuş yazarlara karşı ayrı bir merakım ve sevgim vardır. Zaman zaman hayatlarını araştırır, yazdıkları kitapları okuyarak onları daha yakından tanımak isterim. Kerime Nadir’i yazma serüvenim de böyle başladı. Kerime Nadir, Türk edebiyatına emeği geçen önemli yazarlardan biri; zamanında çok okundu, çok eleştiriler aldı, çok alkışlandı… Birçok yazar ilk gençlik yıllarında onun romanlarını okuyarak besledi ruhunu. Kerime Nadir’i yalnız kadınlar değil, erkekler de okudu. Yeni çıkan her romanının ardından okurlarından mektuplar yağdı. Ama bu kadar çok okunan, sevilen yazar ömrünün son yıllarında hayranları tarafından yalnız bırakıldı ve ölümünün ardından ismi de kitapları da unutuldu. Bütün bunlar bana Kerime Nadir’in hayatını

yazma isteği uyandırdı. Kısacası, Kerime Nadir’in Türk edebiyatındaki değerinin daha iyi anlaşılması, kitaplarının tekrar basılıp okunması için Hayal Odası’nı yazdım, diyebilirim.

Soru 5 Peki sizce edebiyatımızda biyografi ve biyografik romanın önemi ve değeri nedir?

Biyografik romanlar, adeta bir projektör görevi görür. Gerçek bireyin ruhsal ve fiziksel özelliklerini, duygularını, düşüncelerini, bir olay karşısındaki tutum ve davranışlarını, alışkanlıklarını, hayata bakışını, giyinişini, hobilerini, fobilerini okuyucuya kıvançla sunar. Dolaysıyla hiç bilinmeyen kaynakları bularak bireyin merak edilen yönlerini, dünyasını keşfetme çabasına girer ve bunu yaparken de hiçbir doğruyu vermekten çekinmez. Adeta her şeyi gün ışığına çıkarmayı görev bilir. Biyografik romanlar belge ve bilgi içermekleri yanı sıra roman oldukları için yazara yargı ve yorumlama özgürlüğünü de verir. Bu yüzden biyografik romanların edebi değeri büyüktür.

Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

onurakbastde@gmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri