Necip Fazıl’ın Hayatında Görmediği Zulüm

Dr. Onur AKBAŞ

Siyasal İslamcılık gömleğini zorla üzerine dikerseniz başka taraflarını sakat/eksik” bırakırsınız.

Oysa aynı Necip Fazıl!ın MHP mitingine katılmasını, orada konuştuklarını, softalığa karşı tutumunu, (Bu konuda Taha Akyol’un yazılarına başvurabilirsiniz.) şeyhiyle tanışmadan önceki halini, seçkinliğe verdiği önemi nereye koyacaksınız?  

Mevzu Necip Fazıl olduğu için başlık bu şekilde. Yarın kültürel bağlamda okunmayan/izlenmeyen birkaç gazete ve TV grubu aracılığıyla sol veya milliyetçi ülkücü bir kültürel iktidar dayatılmaya hatta suni bir şekilde inşa edilmeye çalışılırsa aynı yazıdan –birkaç ekleme çıkarma yapmak şartıyla- Necip Fazıl ismini çekip Nazım Hikmet veya Nihal Atsız isimlerini rahatlıkla koyabilirsiniz.

Çünkü bu topraklarda düşünce ve şiir algısı bu kadar mekanik bu kadar yapboz zemini gibi kartondandır.

Çok yaptığım bir hatırlatmayı Necip Fazıl adına ödül şeysi düzenleyen zoraki medyatik organizmayla Kısakürek ailesi arasındaki gerginlik üzerinden bir kere daha yapacağım.

Her sanatçı ve edebiyatçının ortaya koyduğu üründe mutlaka ideoloji vardır. Zira sanatçı psikolojik ve sosyolojik yanı itibariyle insandır.

Bireysel bağlamda bir bilinç ve bilinçdışı olduğu gibi sosyolojik bağlamda da böylesine bir varoluş söz konusudur.

Ama taş kafalı siyaset ve siyaset militanları şunu anlayamadı. Hiçbir sanatçı sanatını ideolojik maksat güderek hazırlamak mecburiyetinde değildir. (heceleme düzeyinde açalım: hazırlamaz değil; hazırlamak mecburiyetinde değildir.)

Sanatçı devinimli bir ruh haline sahip olması itibariyle de bunun bir yansıması olan siyasal gelgitleri de çok olan biriyse siz onu tek bir –izmin kalıbına soktuğunuzda o sanatçı o sanatçı olmaktan çıkar.

Artık o arzu ettiğiniz bir kişi olur. (Zira insan gerçek hayatta görmediği kimseyi rüyada göremediği halde on dört asır sonra bir arzu nesnesi olarak gördüğü sureti, Peygamber sanıp da uçmada birbirini gaza getiren FETÖ VE MUADİLLERİ gibi)

Tam da Necip Fazıl meselesi bir gaz alıp verme meselesidir. O yüzden bu uğurda siyasal İslamcılık gömleğini zorla üzerine dikerseniz başka taraflarını sakat/eksik” bırakırsınız.

Oysa aynı Necip Fazıl’ın MHP mitingine katılmasını, orada konuştuklarını, softalığa karşı tutumunu,(Bu konuda Taha Akyol’un yazılarına başvurabilirsiniz.) şeyhiyle tanışmadan önceki halini, seçkinliğe verdiği önemi nereye koyacaksınız? Edebiyatını hiç sormuyorum, sorsam da birkaç akademisyen dışında kimsenin bu anlamda verecek cevabı da birikimi de yok. Olsa da dinleyecek birileri yok. Anlama kısmına hiç girmeyelim.
 
Hal böyleyken yukarıdaki gibi ortaya konulan her riyakârca siyasi girişim kendi arzu nesnesini yaratır. Ve o nesne, sanatının öznesi olan şairden fersah fersah geridir. Ve kimse sizin gördüğünüz aynı rüyayı görmek zorunda değildir.

onurakbastde@gmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.