KRİZLER-FIRSATLAR VADİSİNDEKİ KURT

Bestami Bozkurt

1346’da sökün eden ve dünyanın çok büyük bölümünü etkisi altına alan hıyarcıklı veba ya da kara veba ya da kara ölüm çaresizliğin ölüme çıkan yolunda düşüncelere ket vuran insanı edilgenleştiren taundu.

Bizzat o anlara şahitlik etmiş olan İtalyan yazar Giovanni Boccaccio bu çaresizliği şöyle betimliyordu:

  • Bu illete karşı hekimlerin verdiği tavsiyeler ve ilaçların gücü fayda etmiyordu. Ve çoğu durumda ölüm, tarif ettiğimiz belirtilerin görülmesini müteakip üç gün içinde vuku buluyordu.
  • Bazıları bu dehşet verici uğursuzluğun şaşmaz yolunun kendisini içkiye vurmak, hayatın doyasıya tadını çıkarmak, şarkı söyleyip alem yapmak, her fırsatta tüm tutkularını tatmin etmek ve olup biteni koca bir şaka olarak görüp omuz silkmek olduğunu düşünüyordu.

Devir değişiyor ama insanların bazı özelliklerini değiştirmediğini şimdilerde yaşadığımız Covid-19 Coronavirüs taununda görüyoruz.

Boccaccio’nun betimlemeleri önümüzde büyük bir deneyim olarak duruyor.

Dünya küçüldü. Hıyarcıklı veba ortaya çıktıktan çok zaman sonra dünyayı kasıp kavuran bir virüs Covid-19 ile zamanı da kısalttı. Yaklaşık 5 ayda dünyanın kabusu olmayı başardı.

İtalya, Fransa, İngilitere, ABD olanları koca bir şaka gibi gördüler, ciddiye almadılar ve vaka sayıları arttıktan sonra, ipin ucunu kaçırdıktan sonra patırdamaya başladılar!

Covid-19 dünyayı içine kapattı.

Savaşlar da taun gibi kriz zamanlarıdır.

Dünyada 5.600 yılda toplam 15.550’ün üzerinde bölgesel ya da ulusal savaşta 3 milyar 700 milyon civarı insan hayatını kaybetti. Ve 5.600 yılda 230 yıl gibi bir süre savaşsız barış yılları oldu.

Bir yerde kriz varsa mutlaka fırsatçıları da vardır fırsata çevirenler de vardır.

Çoğu zaman krizin oluşumunu tetikleyen fırsatçılardır.

Silah tüccarları neyi ister?

Savaş…

Savaş olmazsa kan tüccarları para kazanamaz.

Birilerinin hayatıyla ödediği bedeli birileri dava uğrunda savaşmak olarak tanımladığı savaşlar kan tüccarları için de para demek…

24 Ekim 1929’da Newyork borsasında 4 milyar dolarlık kayıp sonrası önce ABD ekonomik anlamda çökmüş sonra da uluslararası ticaretin zincirleri olarak Avrupa ve ardından bu zincirin devamı olarak sırasıyla tüm ülkeler bir bir dip yaparak dünya ekonomisi darmadağın olmuştu.

Sebebi Birinci Dünya Savaşı olan 1929 ekonomik bunalımı sonrası fırsatçıları kazanan taraf olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı ile kriz bitmeden yeni bir dip dalga gelmiştir.

Altın rezervlerinin çok büyük kısmını elinde bulunduran ABD birçok ülke yeniden yapılanmak için kendine borçlandırarak müthiş bir büyüme ivmesi yakaladı.

1973’te OPEC krizi küresel iktisadi yapıyı darmadağın eden petrol krizidir. Petrol krizinin ikincil nedeni aşırı taleplere yetişemeyen sanayi ve ticari sermayedir.

1929 dünya bunalımından kurtuluşun reçetesi olan Keynesyen İktisat Teorisi 1973 OPEC krizini ve kriz öncesi ve sonrasındaki stagflasyonu ön görememesi ve krize çare olamaması dolayısıyla güvenilirliğini kaybetmiştir.

2. Dünya Savaşının sonrasında ortaya çıkan ekonomik buhranın ABD’nin silah fabrikalarının tam kapasite çalışması ve ekonominin canlanmasıyla son bulmuştur.

Bir tarafta insani trajediler, bir tarafta silah üretip ekonomisini canlandıran fırsatçılar…

1929 dünya bunalımı, John Maynard Keynes’in ortaya attığı iktisat teorisi keynesyencilik sayesinde atlatılmıştı.

1973 OPEC kirizinde keynesyencilik çöktü ve deregülasyon uygulamaları ile kısıtlamalar yerine çeşitli sosyal haklar ve özgürlükler üzerinden iktisadi yapılanmalar yürürlüğe konmuştu.

2008 yılında küresel kriz yaşadık. Bu krizin en önemli etkeni mortgage, tahvilat, krediler…

Özellikle ABD’de devletin herkesi ev sahibi yapmaya çalışmasıyla yüksek risk grubundakilere ve hatta çok yüksek risk grubundakilere bile uzun vadeli kredi imkanı tahsis ederek etik dışı davranışların önünü alamaması ile devam eden süreç Avrupa’da da yaygınlaşarak küresel krize dönüşmüştür.

Dikkat ederseniz krizi başlatan da krizden en büyük yarayı alıp sonrasında ortaya koyduğu etik ya da değil operasyonlarla en kazançlı çıkan ve krizden hızla uzaklaşıp hızla büyüyen aynı ülke(ler).

Krizden hiç etkilenmeyecek olan yoktur da en az etkilenenler küresel güçlerle en az iletişim sağlayanlardır. Onlar da rutin yaşantının dışına çıkamazlar.

Liberal ekonomi ile dolarizasyon, gelişmekte olan piyasalarda güvence olarak tutulmaya başlandı. Çünkü kriz yüksek enflasyon ve belirsizlik ortamında finansal sistemi tepetaklak edebiliyor.

Ülkeler de dolarizasyon için mecbur kaldı. Çünkü dış yatırımlar için güvence olarak kendi parası yetersiz güvenceye sahip olduğu için küresel kurallara uymak zorunda kalındı.

Bu durumun iyi tarafı dışarıdan yatırımın gelmesinin yanında küresel kriz durumunda doğrudan ve hemen etkilenecek olması yönünden konjonktürel risk oluşturmaktadır.

Aynı şekilde Covid-19 vakasında küresel ölçekte yaşanan bir krizin fırsatçıları değişim göstermeyecektir.

ABD 2.2 trilyon dolar Covid-19 için tedbir paketi oluşturdu ve bunu bir öncül olarak kabul ettiğimize göre ellerinde aşılarının da hazır olduğunu varsayarsak ABD merkez bankasının kendini koruma refleksiyle yapacağı hamleleri göz önünde bulundurursak tüm bu girişimlerin keynesyencilikten deregülasyon politikalarına geçiş yapan ve liberal ekonominin babası olarak ABD’nin satranç oyununu küresel bazda en büyük oyuncu olarak oynadığını görüyoruz.

Bir tek askerini bile riske etmeden vekalet savaşlarıyla Suriye’de istediğini elde edebildiği için ve tüm kazanımlarını buna benzer oyunlarla elde edebilen ABD finans sistemi krizi bile isteye veya istemeden ne şartla olursa olsun kazanmasını biliyor ve her krizden fırsat çıkarmasını biliyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.