İZMİR HER YANI/M SEVDA

Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

 

Yıl 1978... Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile Danimarka’ya gittim. Kopenhag Üniversitesi’nde ultrason öğreneceğim. Üniversite hastanesi Herlev’de. Muhteşem bir sağlık kuruluşu... Danimarka’da sağlık hizmetleri ücretsiz ama basamaklı sağlık hizmeti var. Öyle elini kolunu sallaya sallaya “başım ağrıyor” diye üniversite hastanesine gidemezsiniz. Önce kimlik kartınızdaki hekiminize gidiyorsunuz. O gerekirse 2. Basamak hastaneye sevkediyor. Orada da çare bulunamamışsa eğitim hastanelerine...

Kopenhag’ ta çok güzel dostlarım oldu. Burs süresi sonunda üniversite yönetiminden Türkiye’de aldığım maaşın on katını teklif ettiler. Kariyerse orada da kariyer. Çalışma izni için oturma izni almam gerekiyor. Onu almak da çok kolay. O günlerde birlikte olduğum kız arkadaşım Elizabeth’e evlenme teklif ederim, tamamdır. Ama ben ne yaptım, İzmir’e döndüm. Evdeki bir parti sonrası Elizabeth’ i çektim kenara “burası gerçekten harika bir ülke, insanlar sıcakkanlı. Kopenhag zaten inanılmaz bir şehir ama ben İzmir’ den başka bir yerde yaşayamam. İzmir bir başka aşktır bende “dedim.

Nereden geldi bu anı aklıma derseniz. Hafta içi nefis bir kitap yayınlandı. Cem Seyhun Ünbay’ ın yeni yapıtı: İzmir.. Her yanı/m sevda. Ünbay aşka aşık bir şair. Aşk takıntısını bana şöyle anlatmıştı bir söyleşimizde: 

 “Hep aşkı anlatan kitaplar yazdım. Aşk insan doğasında yadsınamaz. Ben aşk adına yazabildiğim her şeyi yazmaya çalıştım, yaşadığım her şeyi de şiirselleştirmeye... Yaşadıklarımı yazıyorum, yazdıklarımı yaşıyorum. Aşk deyince herkesin aklına önce tensel bir şey geliyor. Aşk aslında kendimizle yüceleştirdiğimiz sevgi yoğunluğu. Bunun içerisinde tanrı aşkı olabilir, doğa aşkı olabilir, kent aşkı olabilir. Aşk denilince sadece karşı cinse duyulan duygular olarak bakmamak gerek. Aşkı yaşar, bunu benim gibi söze, yazıya, çizgiye dökebilirseniz aşkınız ikiye katlanır. Aşkın insanı insan ettiğine inanırım. Aşık olan bir insanın yaşama bakış açısı kendine bakış açısı o kadar değişir ki siz kendinizin farkına varırsınız. Aşık olan insanın davranışları değişir. Aşk en güzel duygudur. Aslında önemli olan aşık olmak değil aşık taşıyabilmektir. Aşkı keşfetmek için önce zamanda kaybolmak gerekir, tadını çıkararak”

Ünbay’ ın bir özelliği de şiirlerini çok güzel seslendirmesi. TRT de program yapmasının katkısı var tabii ki. Ama birey kendi acısını, kendi mutluluğunu en iyi kendi seslendirir. Edebiyatın en zor formu şiir..

“Şiir aslında dilin en rafine edilmiş hali. O nedenle şairin önce dile hakim olması lazım. Yazdığı dile aşık olması lazım. Şair, dili ne kadar fazlalıklardan temizleyebilir rafine edebilirse iyi bir şair olur. Çünkü kısa şiir en zor şiirdir”

Ünbay benim için bir şairden öte bir filozoftur. İzmir’ in köşesini bucağını bilen bu “sakallı adam” yeni kitabında öyle güzel dizilere dökmüş ki İzmir’ i. Kitap bir başucu kitabı. Tek kötü özelliği kitabı okuyanlarda İzmir’ e gitme ve yerleşme arzusunun artacağı, göç olayını tetikleyeceği.

Kitaptan bir kaç dize..

“uyanıyorum

küflü yüklükler dolusu

rüya duruyor başucumda

parmağımda akik bi’sızı kanıyor

upuzun sıkıntılı

dehçetli mahcup..

dışarıdan İzmir geçiyor

her yanı sevda

gözleri mahmur.”

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.