İstanbul'da politik dozajı yüksek bir sergi: Üç maymun ve kurtlar sofrası

Doğan Satmış

Doğan Satmış

 

Ressam Muzaffer Akyol ve kızı Gaye Su Akyol İstanbul'da ilginç bir resim sergisine birlikte imza attılar.  Ekavart Gallery'de 5-28 Şubat tarihleri arasında gezilebilecek sergi, baba-kızın üçüncü ortak sergisi ve "Tahayyüller Okyanusu'nda İki Kuş" adını taşıyor. 

Açılışta sergiyi gezerken, ilk dikkatimi çeken, Muzaffer Akyol'un çizdiği "Kurtlar Sofrası" tablosu oldu.

Art TV Yayın Yönetmeni Pınar Saraçoğlu'nun objektifinden size sunduğum bir hayli iri tablo, tam bir kan pazarı görünümünde. 

Fotoğraf: Pınar Saraçoğlu

Arkada üç maymun oturuyor. Maymunların hareketleri  "Duymadım, görmedim, konuşmadım" şeklinde değil. Tam bunun tersi yönünde. Biri "Konuşmadım" yerine dilini çıkarıyor. Öteki "Duymadım" yerine, "Umursamadım" havasında. Üçüncüsü de "Görmedim" yerine "Görsem ne olur?" tarzında.

Önlerinde ise büyük bir kan havuzu var. Kan havuzunun başında da kurt veya sırtlan karışımı iki hayvan, kan içiyorlar.

Tabloya bakanlar da aynı politik sonuçları çıkardılar: Bugün yaşadığımız durum.

Ressam Muzaffer Akyol hep ilkeli politik duruşuyla tanıyordu. 

Gezi Parkı'nı çizdi, çok yakın arkadaşı olan ve sağlam ilkeleriyle hep öne çıkan aktör Tuncel Kurtiz'i çizdi, ağır politik benzetmeler yaptı.

Günümüzün "Güçten yana" sanatçılarının tersine, karşısında kim olursa olsun "Eleştirel bakışı"nı hep korudu. 

İçinde yaşadığımız dönem ise, Muzaffer Akyol'un fırçasından böyle ortaya çıktı:

"Duymadım, görmedim, konuşmadım diyenlerin önünde, kurtların, sırtlanların talan ettiği bir kan pazarı."

Bence bu sergiyi kaçırmayın. 

Hem günümüzde artık pek rastlamadığımız bir "Politik duruş" örneğini görün, hem de babadan bir nesil sonraki kızının, günümüzün kadın sorunlarına yaklaşımını yansıtan tablolarını inceleyin.

"Gişe merakı" içinde kılıktan kılığa girme endişesi olmayan bir sanatçının, neler yapabileceğini görün.

Yanınıza çocuklarınızı da alın. Sanatın, babadan evlatlara nasıl geçtiğine tanık olun.

Bu sergi için ayrıca bir 'Sanatsever' olarak İnci Aksoy'a çok teşekkür etmek gerekiyor. Konjonktür kaygısı gütmeden böyle bir sergiye evsahipliği yapmak cesaret işi...

Ve son olarak EKAV / Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı'nın hazırladığı basın bülteninde Gaye Su Akyol  ve babası için yazılanları da size aktarmak isterim.

Türkiye'nin asıl şarkıcılığı ile tanıdığı ve Ferzan Özpetek'in İstanbul Kırmızısı filmindeki performansı ile çok göz dolduran Gaye Su Akyol için, şöyle yazılmıştı:

"Eserleri kadınlar, aralarında sözleşmişler gibi sıkı bir dayanışmayla, yoğun bir atmosfer eşliğinde gücü, arzuyu, değişimi yeniden tanımlıyor, toplumsal cinsiyet rollerine başkaldırıyorlar."

Babası usta ressam Muzaffer Akyol için de, "Eserlerinde kâinatın devinimi, dönüşümü, çığlığı, nar formuyla vücut buluyor. Dökülen narlar, kurtlar sofrasında paylaşılan büyük pasta, politik mevsimin çetin şartlarını haber veriyor" sözleri yer alıyor.

Son bir not aktarayım. 

Sergi açılışı, Türkiye'nin farklı bir kesimini bir araya getirmişti. 

Gazeteciler Hıncal Uluç, Sedat Ergin, Kanat Atkaya, oyuncu sevgilisi Şebnem Bozoklu, Milliyet Gazetesi'nin röportajları ile ünlü yazarı Songül Hatısaru, işkadını Leyla Alaton, çizgileriyle öne çıkan yayıncı Kutluktan Perker, Levent Ertem, Mukaddes Akça, Prof. Hasan Bülent Kahraman ve daha niceleri...
 

Türkiye, sadece televizyonlarda izlediğiniz açık oturumlardaki kasvetli ortamlara sahip değil. 

Böyle sanatsal ortamlar da var.

Kaynak: İstanbul'da politik dozajı yüksek bir sergi: Üç maymun ve kurtlar sofrası - Doğan Satmış