İstanbul Seçimleri, Abdullah Öcalan ve Terör

Nuray Başaran

Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Ali Kemal Özcan, Abdullah Öcalan'ın avukatları dışında bir isim olarak (23 Haziran Pazar günü yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminden 2 gün önce) İmralı'ya gitti.

Sürpriz İmralı görüşmesi sonrasındaTürkiye'nin en çok konuştuğu isim olan Özcan dün de, ' "Dört Türkçe, iki de İngilizce kitabım var. Doktora tezim "Türkiye Kürtleri / PKK ve Öcalan Üzerine Analiz" dedi ve ekledi:

HDP’nin ABD Temsilcisi Gran Özcan oğlum. Dağda bir çocuğum olduğu bilgisi doğru değil. Üç oğlum var; biri İngiltere’de işinde gücünde, diğeri de küçük.

Peki ama Doç. Ali Kemal Özcan,  Öcalan'ın avukatlarının bile yıllar sonra ancak görüşebildiği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri arifesinde- ziyaret için nasıl resmi izin alabildi ve İmralı'ya nasıl gidebildi?

Bu konuda T24'ün sorularını cevaplayan Özcan'ın dediğine göre; Öcalan ile ilk görüşme talebini  Aralık 2004’te o dönemde avukatlara iletmiş. Ama avukatlar söz vermiş, doğru çıkmamış.  

Kitaplarını göndermiş ama gitmemiş ve yeni ulaşmış kitapları Öcalan'a.  Ve Öcalan da 16 yıl sonra görüşmek istemiş.(! )

Ve Özcan görüşmeyi, "Devlet haber verdi" diyor.

Bu cümlelerden sonra ise kafamız daha da karışıyor.

Tam da seçimler öncesinde , siyasette bugüne kadar tüm değerler kullanılmışken-  dinden Atatürk'e...- 'Şimdi de terör örgütü liderleri de mi kullanılıyor ?'sorusunu gündeme taşımamıza sebep oluyor.

Bu noktada tek net söyleyebileceğimiz cümle şu:

Ülkenin bekası ile ilgili sorunlar,  siyasi rekabet aracı olarak kullanılmamalıdır. Bunun başında da terör ve ayrılıkçılık gelir.

Ancak geçmişe baktığımızda ; ne yazık ki  her defasında bu ciddi sorunun siyasette bir mevzi kazanma veya yıpratma aracı olarak kullanıldığı da açık.

Maalesef örgüt, iç siyasette bir güç ve ilgi merkezi haline getirilmiştir. Uzun yıllardır terör örgütünün bitirilememesi biraz da bu tutarsız, milli endişelerden uzak politikalarla ilgilidir.

Ki Öcalan'ın Türkiye'ye iadesi bile ülkemizde yeni iktidar yaratmaya yetmiştir. Yine Öcalan'ın idam cezasının affı ise hükümetleri,  hükümetten etmiştir.

Nitekim dün Öcalan'la görüşen Ali Kemal Özcan da , Öcalan'ın bir mektubunu kamuoyuna sundu. Mektupta,  İstanbul seçimlerine 48 saat kala HDP seçmenine tarafsız kalma çağrısı yapılıyor.

Ve bu mektup devletin ajansından yayınlanıyor!

Son 6-7 yıldır terörle( yani Öcalan'ın yarattığı terör ile) mücadele eden ve uzuv kaybı olmadığı için gazi sayılmayan 23 bin vatan evladının haklarını elde etmek için gönüllü çalışma yapıyorum. Hikayelerini yakında bir kitap olarak yayınlayacağım.

Bir okumanızı tavsiye ederim. Bunlar ayrı bir gerçeğmiz olarak kalbimizi acıtırken  ve binlerce vatan çocuğunun şahadetine sebep olmuş bir teröristin basın açıklaması yapabilmesi sadece bize ait olsa gerek.

Bunlar, iktidarda kalmak uğruna hiç bir ahlaki ve hukuki ölçü tanımamak anlamına geliyor. Ya da başkan olmak için....

Peru Devleti, Maocu Aydınlık Yol hareketinin lideri Abimael Guzman'ı çeyrek asrı aşan bir süredir içeride ve bir hücrede tutuyor, bugüne kadar bir defa bile basına yahut kamuoyuna açıklama yapmasına imkan vermedi. Üstelik Guzman yargılanırken hata yaptığını, pişman olduğunu kabul eden biriydi.

Peki Öcalan'la görüşme imkânı Ali Kemal Özcan'a nasıl, kim veya hangi merci tarafından haber verildi?

Özcan, bu konuda verdiği röportajda  "Devlet" yanıtını vermekle yetiniyor. Israr edince, "Bu soruyu bana savcılar veya istihbarat birimleri sorsun" karşılığını veriyor.

Tabii bu da soru işaretlerini arttırıyor.

Öcalan'ın avukatları ile görüşme yasağı yaklaşık bir ay önce kaldırılmıştı.

Bu Kürt kökenli seçmenlerin oyunu alma amaçlı bir girişim mi?

Zira  burada önemli bir ayrıntı var, yasak sadece avukatlar için kaldırılmıştı, önceki gün Apo ile görüşen Ali Kemal Özcan ayrıca  avukat  da değil. Tunceli Üniversitesinde Sosyoloji Ana Bilim  Dalı Başkanı.

Bu arada Özcan ile ilgili Anlkara kulislerinde çok önemli bir iddia daha var. Zira Özcan bayram tatilinde Ankara'da bazı isimlere geliyor ve kendisinin Öcalan'ın arkadaşı  ve Bekaa vadisinde ilk röportajı gerçekleştiren  kişi olduğunu söyleyerek hükümetle görüşmesinde aracılık yapmasını istiyor.

O  kişi de böyle üst düzey bir görüşmeyi gerçekleştirme imkanının olmadığını belirtiyor. Daha neler neler…

Devletin kurumları elinin altında bulunan kişi veya kişilerle -terörü bitirmek için- görüşmeler yapabilir. Bunu başka ülkeler de yapmıştır.

Ancak hiç bir devlet,  bu tip kişilerle seçim kazanmak, seçim etkilemek,  iç siyaseti tanzim etmek  için görüşmez. Bu şekil bir görüşme hem hukuka, hem ahlaka,  hem de bu ülkenin milli menfaatlerine aykırıdır.

Öcalan'ı iç siyasetin bir aktörü haline getirmek , onun döktüğü kanları pis bir siyaset uğruna harcamaktır. Terörün amaçlarından biri de muhatap alınmaktır,  bu muhataplığı kabul etmek stratejik bir hatadır.

Bu,  PKK'yı bir defa daha mezardan çıkarmaktan başka işe yaramaz. Bedelini yine  bu vatan çocukları öder. 

Ama biz Öcalan ile halen tutuklu olan Demirtaş'ın seçime oy devşirmelerine dönük açıklamalarını tartışıyoruz...Çok yazık çoookkkkk!!!!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.