İBB İddianamesi: CHP Davayla İlgili Nasıl Bir Strateji İzleyecek?

CHP yönetimi, tutuklu eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun "suç örgütü lideri" olarak nitelendirildiği iddianameyle ilgili hukuki ve siyasi "karşı hamle"ye hazırlanıyor.

CHP yönetimi, tutuklu eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun "suç örgütü lideri" olarak nitelendirildiği iddianameyle ilgili hukuki ve siyasi "karşı hamle"ye hazırlanıyor.

İddianameyi incelemek için hukukçu kurmaylar ve avukatlardan bir ekip oluşturan parti yönetimi hem miting meydanları hem de sosyal medya üzerinden iddialara yanıt vermeyi planlıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tamamladığı İBB iddianamesinin yankıları sürüyor.

CHP'de iddianame, "siyasete yargı suikastı", "iktidarın siyasi rakiplerini yargı eliyle tasfiyesi" ifadeleriyle eleştiriliyor.

'İletişim savaşı'

CHP'de iddianameyi incelemek için Ankara ve İstanbul'da hukukçu kurmaylar ve avukatların yer aldığı iki ayrı heyet oluşturuldu.

İmamoğlu'nun avukatlarının mahkeme savunması konusunda kapsamlı hazırlık yaptığı belirtilirken, siyaseten verilecek mesajların da zemini oluşturuluyor.

Bir parti kurmayı "Bir anlamda iletişim savaşı da vereceğiz" diyor ve ekliyor:

"Bu iddianame de aslında Yassıada ruhunu yansıtıyor. O zaman da atanmışlar, seçilmişlerden intikam aldı, şimdi de benzer bir durum sözkonusu.

"Yargı darbelerine karşı tarihin doğru yerinde durduğumuz mesajını vereceğiz" dedi.

'İmamoğlu'nun yargılandığı değil, yargıladığı dava olacak'

CHP'nin Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi İcra Kurulu Başkanı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da iddianamenin bir "yolsuzluk soruşturması değil, siyaseti yargının bir kanadı eliyle tasfiye etme anlayışının ürünü olduğunu" savunuyor.

Partisinin izleyeceği strateji ve iddianameyle ilgili BBC Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Tezcan, iddianamenin "CHP'nin ve onun cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun siyaset yapmasını suç olarak nitelendirdiğini" söyledi.

Tezcan, iddia edilen yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma suçlamasından elde edilmiş paranın bulunamadığını savunarak, şu görüşleri dile getirdi:

"Arazileri, tarlaları kazdılar ama ortada bir şey yok. Yani, 'cinayet işlendi ama ceset yok' durumu.

"Bu iddianame açıklandığı anda çökmüş bir dava. O nedenle Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı değil, yargıladığı bir dava olacak."

Tezcan, CHP'yle ilgili başsavcılığın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç ihbarında bulunmasını ise sadece CHP değil, iktidar partisi dahil, bütün siyasi partileri tehdit eden bir girişim olduğu görüşünde.

"CHP'yi kapatmaya kimsenin gücü yetmez" diyen Tezcan, "Ama parti kapatmalarla boğuşarak işbaşına gelen iktidar, elindeki yargı aparatı ile rakiplerini tasfiye peşinde" ifadesini kullandı.

"Bu tümüyle siyasetin tasfiyesi girişimidir. Parti içi rekabetin de yargı eliyle engellendiği, bugün CHP yarın MHP ve AKP'yi de tehdit edebilecek bir yaklaşım."

Erken seçim çağrısı, 28 milyon imza hedefi

CHP yönetimi, süreci yalnızca bir savunma hattı olarak değil, toplumsal desteği büyütecek bir mücadele alanı olarak da görüyor.

Bunun için, iktidar kanadında karşılık bulmasa da bazı CHP kurmayları, "erken seçim çağrısı"nın daha güçlü olarak dile getirilmesi gerektiğini söylüyor.

24 milyona ulaştığı belirtilen İmamoğlu'na destek imzalarının en kısa sürede hedef olarak belirlenen 28 milyona ulaşması için kampanyanın canlandırılması planlanıyor.

Ayrıca, il ve ilçe örgüt binalarına "erken seçim" temalı dev afişlerin asılması da tartışılan seçeneklerden.

Parti kaynakları, bunun gerekçesini şöyle açıklıyor:

"İmamoğlu için 24 milyon imza toplanması çok büyük bir iş. Hiçbir parti bu organizasyonu yapamazdı. Bunu büyütmek gerekiyor.

"İl, ilçe örgütlerine 'Derhal erken seçim', 'Bu enkazı millet temizler, hakeme başvuralım' içerikli yazılar asabiliriz.

"İktidar istemese de toplumdan talep yükseliyor" diyen parti kaynakları, anketlerde de bunu net olarak gördüklerini söylüyor.

CHP'lilerin dokunulmazlıkları kaldırılabilir mi?

İddianamede adı geçen İstanbul Milletvekilleri Turan Taşkın Özer ve İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat'ın dosyaları milletvekili olmaları nedeniyle ayrıldı.

Haklarında suçlama yöneltilen iki milletvekilinin yargılanması için dokunulmazlıkların kaldırılması gerekiyor.

CHP, "yeri zamanı geldiğinde" iktidarın dokunulmazlıkları gündeme almasını tamamen ihtimal dışı görmüyor.

Ancak kulislerde yeni çözüm sürecinde CHP desteğinin önemli görüldüğü ve bu nedenle dokunulmazlık tartışmasıyla gerginliğin Meclis'e taşınmak istenmeyebileceği görüşü savunuluyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri