Hızlı Başlayan 2021, Yılın Temasını da Belirledi: İletişim!

Dr. Sevinç Koçak

Covid-19 Pandemisinin Covid-20, 21, hatta 22 gibi seri şekilde ilerleyeceğini fark ettiğimiz günlerden sonra yeni bir yıla girdik ve gördük ki dünyada virüs kadar hızla ilerleyen ikinci konu da iletişim!

Teknolojik buluşları bir kenara bırakırsak, mevcut durumda yaşanan birçok olay iletişim konularında yeni bir döneme girdiğimizi açıkça gösteriyor.

İletişimi yalnızca dijital iletişim, kitle iletişimi veya kişilerarası iletişim olarak kısıtlı şekilde ele almayıp, içerisine siyasal iletişim, propaganda, algı yönetimi gibi boyutlarını da ekleyince 2021 yılının ilk on-on beş gününde ne çok olayla karşılaştığımız ortadadır.

Özellikle ABD’de Başkan Donald Trump’ın seçimleri kaybetmesi ile başlayan sürecin devamında göstericiler tarafından Kongre Binasına girilmesi, sosyal medyanın etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Üstüne üstlük, halkı kışkırttığı iddiası ile Başkan Trump’ın hesaplarının Facebook, Twitter, Yotube, Instagram gibi sosyal medya platformları tarafından askıya alınması veya kapatılması, gerçek gücün nerde olduğunu da tüm dünyaya anlatmış oldu!

Diğer taraftan, WhatsApp uygulamasının kişisel verileri paylaşıma açacağını belirtmesiyle dijital iletişimin boyutları, bilgi bankası oluşturma kabiliyeti ve bireysel iletişimin detaylarının izlenmesinin kişiler üzerindeki etkileri tekrar gündemi işgal ederek, bugüne kadar “izlenme” detayını dikkate almayanların bile konuya hassasiyet geliştirmesine ve farklı mecralar aramaya yönelmesine neden oldu.

Bu arada Türkiye’de Exxen ve Gain isimli iki içerik paylaşımı yapan dijital platform yayın hayatına başladı.

Siyasal iletişimde özellikle ABD’de propaganda ve algı yönetimi kapsamında yapılanlar ise yazmakla bitmez…

Walter Lippman’ın çok bilinen “Kamuoyu” kitabında da belirttiği gibi kitle iletişim araçları verdikleri mesajlarla insanlara belli bir dünya resmini tanımlamaktadır. Ve yine Bernard Cohen’in dediği gibi medya insanlara ne düşüneceğini değil ancak ne hakkında düşüneceğinin bilgisini vermektedir. İşte bu iki cümle, günümüzde gerek kitle iletişiminin gerekse iletişim başlığı altındaki tüm sistem ve kavramların zihinlerimize ve yaşamlarımıza nasıl etki ettiğini açıklamaktadır.

Medyayı yalnızca gazeteler veya haberler olarak düşünmediğimiz takdirde dijital iletişimin geldiği boyut ve kullanıcılarına dayattıkları veya seçme şansı bırakmadıkları uygulamaları ile yaşamlarımızı nasıl da kuşattığını ve büyük veri ile bilgi bankaları oluşturarak çevre koşullarımızı nasıl da tasarlayabileceğini de çok net anladık! Üstelik gelinen noktada geri gitme seçeneğimiz de pek yok… Yani o uygulamayı kullanmam, bu siteye girmem, o kanalı izlemem, o filme bakmam, o yayını takip etmem desek de bir gün şartlar nedeniyle birisinden birisini seçip, girip, izleyip kullanmak zorunda kalacağımızı veya bunları yapanların oluşturdukları ortamların etkisinde yaşamaya devam edeceğimizi biliyoruz. ABD Başkanı dahi sosyal medyayı kullanarak aktivist hareket başlatıp ve fakat sosyal medyadan engelleniyorsa, iletişimin günümüzde geldiği nokta oldukça ilginç bir boyuttadır!

Bu gelişmelere karşın tüketiciler olarak yapabileceğimiz çok az şeyden birisi  “kullanıcı olma gücünü” kullanmak ve “tercih” ortaya koymak…Daha sonra olacak gelişmeleri ve bu gelişmelerin oluşturacağı dünyayı da  kısa bir süre sonra göreceğiz. Çünkü, 2021 ile başlayan günler iletişimin görece temeli olan “ses ve ışık” aktarımının özündeki “hız” unsurunu da her anımıza taşımaktadır. Kısacası iletişimin hızı, dünyamızın ve haytalarımızın değişim ve dönüşümünü de tasarlayacak ve belirleyecek. İletişim alanındaki her bir yenilik, gündelik hayatımızdan siyasal sistemlere kadar tüm dönüşümün de temellerini oluşturacaktır.

Tüm yeniliklerin dünyamıza güzellikler getirmesi dileklerimle…

Gündemden dikkatimi çekenler

  • Netflix’in “Şimdi onlar alt yazılı izlesin” sloganı ile yayınlanan reklamları oldukça ilgi gördü. Türk dizilerinin 190 ülkede izlenmesinin başarısını anlattığı bu reklamlar iki nedenle dikkat çekici; birincisi ağırlıklı olarak billboardlar kullanılarak “outdoor” reklamların gücünü ve etkisini göstermesi açısından ikincisi de tıpkı Mavi Jeans’in “Çok oluyoruz!” reklamı gibi popülist bir yaklaşımın geçerliliğini kanıtlaması açısından. Ne diyelim, reklamda duygulara hitap etmek önemli!
  • Ziraat Bankası’nın 157. Yılı için hazırlanan Kemal Sunal’ın oynadığı #senhepgülümse isimli reklamı çok dikkat çekici çünkü “Deepfake” teknolojisi denilen bir teknoloji kullanıldı. Gerçek bir kişinin makyaj vb. unsurlarla bir başkasına benzetilmesinin yanı sıra, dijital teknoloji kullanılarak mevcut bir kişinin başka bir kişiye mimik ve hareketlerinin yerleştirilmesiyle görüntüsünün değiştirildiği bir teknoloji olan Deepfake aslında sahtecilik gibi olaylara da neden olduğu için zararlı bir uygulama olarak da kabul edilmekte… Fakat Kemal Sunal’lı Ziraat Bankası reklamında bu yeni uygulama başarıyla kullanıldığı gibi, tüketicilerle çok özledikleri bir sanatçıyı buluşturduğu için sempatik ve güzel geldiğini söylemek mümkün. Happy People Project Ajansına alkışlar gönderiyoruz….
  • 2020 yılının en dikkat çekici ve en extrem reklamı bir kuyumculuk firmasından geldi. Halen yankıları süren reklam filminde kadınların kullandıkları yüzük, küpe, bilezik gibi ürünleri erkek modeller sergilediler. Çınar Kuyumculuk’a cesaretleri, ayrımcılığa karşı duruşları ve girişimciliklerinden dolayı alkışlar gönderiyoruz…
  • Covid-19 Pandemisinin işverenleri, çalışanlarının sağlık sorunlarını önemseme ve sağlık giderlerini karşılama veya sigorta çözümleri sunma konularında daha girişken ve paylaşımcı olmaya zorladığı belirlendi. Financial Times yazarı Sarah O’connor’ın incelemesine dayanan bu bilgiye göre, işverenlerin çalışanlarının sağlıklarına verdikleri veya verecekleri önemin tüm dünyaya yayılmasını diliyor, 2020 başlangıç yılı olacak şekilde tüm gelecek yüzyılları kapsamasını umut ediyoruz…
  • Birleşmiş Milletler 2021 yılını “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” olarak belirledi. Böylece yaş sebze ve meyvelerin tüm iletişimcilerin çalışmalarının ve sosyal sorumluluk kampanyalarının odağı olacağını göreceğiz demektir. Şimdilik yaş sebze ve meyvelerin ihracatının arttırılmasına yönelik girişimlere kaynaklık edeceğinin altı çizilirken, 2021 yılı temasının giderek meyve ve sebze tüketiminin kolaylaştırılması, daha sağlıklı, doğal ve geniş ölçüde yetiştirilmesi, sağlık açısından öneminin daha çok kavranması içerikleriyle de ele alınacağı çalışmaların hızla gündeme gelmesini temenni ediyoruz...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.