FIRAT’IN DOĞUSU RUSYA’SIZ NE KADAR MÜMKÜN?

Levent Demir

LEVENT DEMİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sinyallerini verdiği, Fırat'ın doğusuna yapılacak operasyon için ABD’den sonra bir önemli tepki Financial Times gazetesi aracılığıyla İngilizlerden geldi. Gazete, "Türkiye, ABD askerleriyle karşı karşıya gelebilir" yorumunu yaptı.

 

İngiliz Financial Times gazetesinden Ayla Jean Yackley'in haberinde; "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye'deki Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı ABD birlikleriyle birlikte savaşan Kürt militanlarını bölgeden çıkarmak için bir askeri operasyon hazırlığında olduğunu söyledi. Ki bu, kendi askerleriyle Amerikan askerlerinin karşı karşıya gelme riskini taşıyor." ifadeleri yer aldı.

Kısaca İngilizler tehlike geliyor derken; Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova'nın ‘Türk meslektaşlarımızla, terör karşıtı operasyonlar düzenlenmesi de dahil olmak üzere, Suriye'yle ilgili her konuda temas halindeyiz' açıklaması ise önemli ve bir o kadar da anlamlı.

Zira Türkiye, ABD'nin Astana Üçlüsü'nü bozmasına yönelik açıklamalar ve hamlelerine rağmen Fırat'ın doğusu adımını atıyorsa, Astana sürecine bağlılığını gösteriyor demektir.

Çünkü bölgede ABD emperyalizmine karşı atılacak her adım, Astana birlikteliğini güçlendirmektedir.

Görüldüğü gibi, Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon; askeri anlamda değil ama siyasi anlamda zorlukları olan bir operasyondur

Kabul etmek gerekir ki;  NATO'da müttefik iki ülkenin karşı karşıya gelme ihtimali söz konusudur. Malum ABD'nin bölgede çok sayıda üssü var. Son olarak sınır hattına gözlem noktaları oluşturma planlarını açıklamışlardı. Hatta inşaatlarına da başladılar. Hem de Türkiye’ye rağmen.

Washington'un amacının "Türkiye'ye saldırıları önlemekten" çok PYD terör örgütünü Türkiye'den korumak olduğunu da bilmeyen yok. Son olarak, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey Türkiye’ye geldiğinde de bu rahatsızlık iletilmişti. Jeffrey'in istediğini alamadan Ankara'dan ayrıldığı  da biliniyor.

Fırat'ın doğusu dediğimiz bölge ile Türkiye'nin,  yaklaşık 550 kilometrelik bir sınır hattı var. Uzun bir sınır hattı bu. Ayrıca derinliği de var. Çok geniş bir coğrafya.

Operasyonda ABD'nin bölgedeki varlığı sebebiyle zorluklar olduğu kesin ve açık. ABD’nin rahatsızlıklarını iletmekten başka bir resmi çıkış yapması şimdilik beklenmiyor ama  gayri resmi anlamda hamlelerinin olabileceğini de iyi hesaplamakta fayda var.

Türkiye, Suriye'deki Kürtlere değil, terör örgütüne yönelik bir operasyon gerçekleştirecek. Ama  ABD bunun tam tersi bir algı oluşturmak isteyecektir. Hatta ABD'nin kontrolündeki terör örgütlenmelerinin, hücrelerinin harekete geçirilmesi gündeme gelebilir. Bu anlamda yanında Rusya olan bir Türkiye, özellikle istihbarat noktasında daha eli güçlü olacak ve bölgesel destekleri de daha kolay elde edecektir. Hatta Fırat’ın doğusuna düzenlenecek operasyonun sesleri Çin’den yükselebilecektir.

Bir diğer ABD tehdidi, her zaman yapmaya çalıştığı etnik ve mezhepsel kışkırtmaları körüklemeye çalışmak olabilir. Ayrıca siyasi kutuplaşmaları derinleştirip, karşılıklı provokasyonlar üzerinden sokak hareketlerini kışkırtabilirler. Ek olarak ekonomiyi bir silah olarak kullanabilirler.

Görünen o ki, Fırat’ın doğusuna yapılacak bir operasyonda savaş alanlarının adresleri genişleyebilir. Türkiye’nin amacı bölgenin terör koridoruna dönüşmesini engellemekken, bu koridorun sınırlar içine girmemesi konusunda da artı tedbirlere ihtiyaç vardır. İşte istihbarat savaşları da tam bu noktada devreye girmektedir.