DÜNYA'DAKİ YAŞAMIN UZAYDAN GELDİĞİNİ SAVUNAN TEORİ: PANSPERMİA NEDİR ?

Bu içeriğimizde bilimsel araştırmaların şu an devam ettiği panspermia teorisinin detaylarına göz atıp, gezegenimizdeki canlı yaşamı uzaydan gelmiş olabilir mi, bunu inceleyeceğiz.

Her ne kadar insanlık olarak biz farklı gezegenlerde, farklı galaksilerde canlı yaşamına yönelik güçlü kanıtlara sahip olmasak da; artık bilimsel pek çok hesaplama gösteriyor ki farklı gezegenlerde canlı yaşamının olması ihtimali hayli yüksek. 

Peki, Dünya üzerindeki yaşam aslında farklı bir gezegenden buraya taşınmış olabilir mi? Bu soruya cevap ararken karşımıza oldukça güçlü bir teori çıkıyor; panspermia teorisi. Aslında panspermia teorisi yalnızca dünya üzerindeki yaşamı anlamakla ilgili değil, çok daha geniş bir kapsamı var. Biz de sorumuza cevap bulabilmek için önce panspermia teorisinin ne olduğuna, ardından da dünya üzerindeki yaşamın bu teoriye dayandırılıp dayandırılamayacağına göz atacağız.

Dünya'daki yaşamın uzaydan geldiğini savunan 'panspermia teorisi' nedir?

Panspermia teorisi, yaşamın farklı gezegenler arasında yayılabileceğini söyleyen bir teori. Bu teoriye göre herhangi bir gezegendeki canlı yaşamı, asteroitler aracılığıyla farklı gezegenler ve hatta galaksiler arasında yolculuk ederek yayılmış olabilir. Ancak bu yaşamın tek bir kaynağı olduğu ve yalnızca o kaynaktan yayıldığı anlamına gelmez. 

Panspermia teorisine göre yaşamın farklı pek çok kaynağı olabilir ve o kaynaklardan evrenin her yerine yayılmaya devam etmiştir. Bu teorinin izlerine ilk olarak milattan öncesinde rastlarız. Yunan filozof Anaxagoras (MÖ 500-428) tarafından ortaya atılan 'yaşam tohumlarının evrenin her yerinde var olabileceği' düşüncesi, yıllar içerisinde bilimin katkıları ile gelişerek bu teoriyi ortaya çıkarmıştır. Teorinin ismi ise Anaxagoras'ın düşüncesini temel alır ve oradan gelir. Panspermia 'tüm tohumlar' anlamına gelen Antik Yunanca bir kelimedir.

Panspermia teorisinin temelde 3 adımı var;

Bilim insanları, panspermia teorisini üç aşamalı inceliyor; kaçış - transit ve iniş. Bu üç aşamadan ilki olan kaçışta söz konusu yaşam formları gezegen dışına çıkıyor. Ardından farklı bir gezegene taşınıyor ve nihayetinde yeni gezegenine iniş yapıyor.

Bir canlının gezegenler arasında yolculuk etmesi mümkün müdür?

Panspermia teorisine yönelik en önemli sorulardan biri bu. Nasıl bir canlı gezegenler arasında, bir asteroitin üzerinde seyahat edip canlı kalmaya devam edebilir ki? Böyle bir canlı türü var mı?

Panspermia teorisi üzerine çalışan bilim insanları da bu kilit soruya cevap arıyor ve şimdiye kadar gelinen noktada teoriyi destekleyen bazı izlere rastlandı. Örneğin bazı meteorlar üzerinde yapılan araştırmalarda, bu meteorlar üzerinde bakteri, karbon ve aminoasit izlerine rastlandı.

Aynı zamanda gezegenimizde yaşayan tardigrad isimli minik canlı da panspermia teorisi için önemli bir kaynak olarak görülüyor. Çok zorlu koşullarda yaşamını devam ettirebilen bu canlı üzerinde yapılan araştırmalar ile panspermia teorisine yönelik önemli veriler elde ediliyor. Örneğin bu canlıların uzayda var olan radyasyon ve ısı seviyeleri karşısında canlılığını koruyabildiğini biliyoruz.

Gezegenimizde böyle bir canlı türünün olması, farklı gezegenlerde de olsa çok daha dayanıklı ve çok daha zorlu koşullarda yaşayabilen canlıların olabileceğine yönelik düşüncelerimizi de güçlendiriyor. Bu gibi bilimsel veriler, panspermia teorisini bilimsel açıdan değerlendirilmesi önemli bir teori haline getiriyor.

Dünya üzerindeki yaşam uzaydan gelmiş olabilir mi?

Panspermia teorisinin ne olduğuna geniş bir özet ile göz attık. Şimdi sırada diğer sorumuz var. Dünya üzerindeki yaşam, farklı bir gezegenden buraya taşınmış olabilir mi? Aslında bu soruya yönelik net bir cevap vermek şu an bilimsel olarak ele aldığımızda mümkün değil. Çünkü elde kesin kanıtlar yok. Fakat bu konu üzerine bilimsel araştırmalar yapılmaya devam ediliyor ve bilin bakalım gözler nereye çevrilmiş durumda? 

Mars. Bilim insanları, son yıllarda Mars'a yönelik elde edilen bilgiler ışığında, dünya üzerindeki canlı yaşamının Mars'tan buraya gelmiş olabileceği ihtimalini ortaya çıkardı. Peki bu düşüncelerini neye dayandırıyorlar?

Mars üzerinde milyarlarca yıl önce canlı yaşamının olmuş olabileceğine yönelik bilim insanlarının elinde pek çok veri var. Hatta öyle ki kimi veriler Mars'ın yapısının canlı yaşamı için Dünya'dan bile daha verimli olmuş olabileceğini gösteriyor. Zaten şimdilerde Mars üzerinde yapılan pek güncel çok araştırma da aslında Mars'ta milyarlarca yıl önce, henüz dünya üzerinde canlı yaşamı yokken var olmuş olan canlılık izlerini aramaya yönelik.

Eğer Mars çalışmaları bize kızıl gezegende bir zamanlar yaşam olduğunu kanıtlar ise bu keşif aynı zamanda panspermia teorisi için de güçlü bir kaynak olacak. Ancak tabii ki henüz bunun kesinliğinden söz etmek mümkün değil.

Sonuç olarak;

Panspermia teorisi, kaynaklarını bilimsel verilere dayandıran ve üzerine araştırmalar yapılabilecek bir zemin sunan güçlü bir teori. Henüz kanıtlanmamış olması, gerçek olma ihtimalinin olmadığı anlamına gelmiyor çünkü aynı zamanda elimizde onu çürütecek veriler de yok. 

Ayrıca, bizim tanışmadığımız dayanıklılıkta ve güçte bambaşka canlı türleri olabileceği ihtimali de her zaman var olacağından, bu konuda net bir sonuca varabilmek için daha pek çok araştırma yapılması gerektiğini de söylemek yanlış olmaz. 

Biz şimdilik bu heyecan verici ve ilgi çekici ihtimal üzerinde durup 'acaba' diye sorup meraklanmaya devam edebiliriz. Belki de evrenin bambaşka bir köşesinde başlayan evrimimiz, bizi buraya getirmiştir. Neden olmasın?..

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bilim - Teknoloji Haberleri