DİLİNİZLE GÖRMENİZ MÜMKÜN

Işın Erenoğlu

Görmek, yaşamda mucizesini kullanırken hiç farketmediğimiz, ama kaybı ve eksikliği ile birden çarpıcı şekilde hayatımızı zorlaştıran, hatta hayatla bağımızı sarsan, duyumuz. Görme engelinin kaldırıldığı bir dünya, teknolojinin de yardımıyla gerçek olacak!

Dil ile görmek fikri nereden çıktı derseniz?

Amerikan ordusu için çalışan DARPA (İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı), askeri görevlerde yaralanarak, görme engelli olarak kalan gazileri için, bir görme projesi başlattı. Proje başarılı olunca özel şirketlerin de katılımıyla, sivil halkın yararlanabileceği cihazlar üretilerek piyasaya sürüldü.

Öncelikle yeni sistemi anlamak için, mevcut sistemi inceleyelim; Nasıl görüyoruz?

Gözümüzü açınca görüyoruz diyebilirsiniz ama cevap biraz daha karmaşık. Gözünüz açık, retinanız (ışığa duyarlı göz dokusu) hasarlı değil ve beyindeki görsel korteksiniz uyarılıyorsa görüyorsunuz diyebiliriz. Daha açık ifadeyle, algılanan ışık yani retinadaki görsel sinyaller, 2 milyar optik sinir yardımıyla, elektriksel veriye dönüştürülüp, beyindeki görme korteksine sinir uyarıları şeklinde gönderiliyor ve bu bölgenin uyarılması sonucu görüyoruz. Bu süreçteki herhangi bir aksaklık görme engelini meydana getiriyor.

2017 verilerine göre, 1.3 milyon Amerikalının görme engelli olduğu, 8.7 milyon Amerikalının ise görme kaybının olduğu belirtiliyor [3]. Kayıt dışı rakamlar hariç, Türkiye’de 2018’de açıklanan verilere göre, 220 bin görme engelli var.

Buradaki kilit soru ise şu, “Görme sisteminde herhangi bir hasar varsa, beyindeki görsel korteksi, ışığın elektriksel veriye dönüşmesiyle değil de, başka bir şekilde uyarmak mümkün mü?” Cevap, Evet!

İşte bu cevapla, milyonlarca kişinin dünyası gerçek anlamda aydınlanmış oldu. Hatta daha güzel bir haber vermek gerekirse, teknolojinin gelişmesiyle, ileride görme engelinin tamamen ortadan kalkacağını söylemek mümkün.

Peki, beyindeki görme korteksi, başka nasıl uyarılabilir derseniz?

Göz yerine, diğer duyuların kullanılmasıyla! Konuyu biraz daha açarsak,

Örneğin yapılan bir araştırma, beyindeki görsel korteksin ‘’ses’’ ile de uyarılabileceğini ve aslında tıpkı yarasa gibi “görmek için ille de göze ihtiyacımızın olmadığını’’ gösterdi [1].                                                    

vOICe adı verilen bir cihaz yardımıyla, görüntüler sese çevrilebiliyor. Bu cihaz, koyu renkli bir gözlüğün arkasına takılan bir kamera ve ona bağlı küçük bir bilgisayardan oluşuyor. İçindeki bilgisayar yazılımı, insanların normalde gördüğü alanı, yani soldan sağa bütün imajları tarayarak, her pixel kolonu için farklı frekansta bir ses üretiyor. Kulağa verilen doğrudan kamera görüntüleri, sinyal içerikleriyle modüle edilmiş sesler olarak (normlade anlaşılmayan faks sesi benzeri sesler) zaman içinde görme merkezinde daha önceden öğrendiği, bildiği görüntülerle eşleşiyor. Dolayısıyla bu cihazı kullanan görme engelliler, duydukları sesleri, zamanla karşılarına çıkan nesnelerle eşleştirerek, korelasyon kurarak görmeye başlıyorlar[1] [5].

Bu bir nevi kulak ile görmek dediğinizi duyar gibiyim. Peki dil ile görmek nasıl oluyor derseniz?

Giyilerek taşınabilen bir kameranın (alına takılan bant gibi) algıladığı görüntü verisinin kodlanarak dil yüzeyine küçük elektriksel uyarı desenleri olarak verilmesiyle gerçekleşiyor. Cihazın adı Brain Port. Kulanıcılar, kameradaki görüntü içerikleriyle modüle edilmiş, dile gelen hafif elektriksel uyarılarla, dillerinin üzerinde hareket eden balon benzeri desenlerin oluştuğunu ve bu desenleri yorumlayarak, çevrelerindeki nesnelerin, şekillerini, büyüklüklerini, yerlerini ve hatta hareketlerini tarif edebiliyorlar[2] [3].  Örn, sağ taraftaki bir nesne için dilin sağ tarafında uyarı hissettiklerini belirtiyorlar.

Dışarıdan cihaz olarak kullanmak yerine, vücuda çip olarak bu sinyal vericiler implant edilebilir mi derseniz, o da mümkün. Örneğin dil altına küçük elektrik sinyalleri veren çipler yerleştirilebiliyor. Bu şekilde ağzınızda dışarıdan görünen bir cihaz taşımak zorunda kalmadan görebiliyorsunuz. Dil kasları ve sinirleri, elektriksel veriyi hissederek ve bu veriyi ileterek, zamanla önünüze çıkan nesnelerle, elektriksel sinyalleri eşlemenizi sağlıyor ve görme korteksini dilinizle uyarabilir hale geliyorsunuz.

Bir sensörün yerine, diğer sensörleri ikame edebilme fikri, birçok sağlık problemleminin çözümü için insanlığa radikal bir bakış açısı sağlıyor. Sebebi mucize bir beyin ile yaratılmış olmamız. Beynimiz, henüz bir çok çözülemeyen özelliğinin yanında, algısal veriyi işleme kapasitesiyle donatılmış hayranlık uyandıran bir yapıya sahip. Üstelik hangi organın, beyne data gönderdiği pek fark etmiyor. Gelen data doğru yeri uyarabiliyorsa, her hâlükârda işlenebiliyor. BrainPort’un mucidi sinirbilimci Paul Bach-y-Rita’nın dediği gibi, aslında Gözlerimizle değil, beynimizle görüyoruz [4]!

Görme sistemindeki hasarın tedavisi yukarıdaki örneklerde olduğu gibi mümkün iken, toplumdaki gören körleri nasıl tedavi edeceğiz derseniz? Çevresini görememektense, etrafındaki olup bitene, işine geldiği için, kayıtsız kalanların durumu elbette daha vahimdir.

Ne hayatlar var, gördüm, sürgün kendi bedeninde!

Ne çuvallar var, taşınır küfelerde

Ne hamallar var, bir kez sormaz içindeki ne diye?

 

Ne aşıklar var, yanar deli divane

Ne değeri var, para pul ellerde

Ne gereği var, herkes emniyet şeridinde(!)

 

Ne veliler yaşar, deli derler ömrünce,

Çoğu zaman da işlerine öyle gelir, bile bile…

 

Hem gözümüz ve beynimizle, hem de yüreğimizle, görebilmek dileğiyle...

Referanslar:

[1] https://www.futurity.org/device-sounds-blind-people-1038402/

[2] https://www.wicab.com/brainport-vision-pro

[3] https://www.newyorker.com/magazine/2017/05/15/seeing-with-your-tongue

[4] https://www.scientificamerican.com/article/device-lets-blind-see-with-tongues/

[5] https://www.seeingwithsound.com/about.htm