Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit Hancı
Metruk* : terk edilmiş, bırakılmış, artık kullanılmayan anlamına gelmektedir.
Metruk bina, terk edilmiş, artık kullanılmayan, içerisinde kimsenin yaşamadığı eski ve döküntü binalar için kullanılır. Bu sahipsiz oldukları anlamına gelmez. Bu tarz binalar genellikle yıkılma tehlikesi bulunduğu için mühürlenir ve içine girilmemesi konusunda uyarılar bulunur.
Bu çalışmayı yıllar önce EGM Narkotik Daire Başkanlığı Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) Bilim Kurulu Üyesi iken hazırlamıştım. 2025 de yaptığım bir tehlike başvurusu üzerine güncelleme ihtiyacı hissettim
Terkedilmiş hurda araç ve kamyon kasaları ile Metruk Binalar zaman zaman suç işlemek amacıyla kullanılmaktadır.
Uyuşturucu, uçucu madde (tinerciler/baliciler) ve alkol kullanan ve satanlarla , fuhuş yapanların meskeni haline gelmektedir.
Bu bina ve araçlar güvenlik ve asayiş bakımında sakıncalı olmalarının yanı sıra halk sağlığı açısından birer tehdittir. Afet ve Acil Durumların meydana gelmesine sebep olabilirler.
Ayrıca görüntü kirliliği ve kent estetiğinin bozulması gibi sebeplerle mahalle sakinlerine rahatsızlık vermekteler.
Suç Merkezleri Haline Gelen sahipsiz , harabe ve terk edilmiş (metruk) halde bulunan Binaların yıkılarak, uyuşturucu tacirleri ve kullanıcıları için mekan olmaktan çıkarılması gerekmektedir.
Öncelikle uyuşturucu suçları için kullanılabilen metruk binalardan Türkiye'de binlerce var. İçişleri bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün metruk binalarla ilgili 27.6.2016 sayılı genelgesine rağmen bu binaların yarıdan fazlası hala yıkılamamıştır. Bunların süratle yıkılması, ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu Bataklığın kurutulmasını sağlayacak önleyici tedbirdir.
“İnşaat ve yıkık dökük alanların da tehlike arz edebileceği unutulmamalıdır. Metruk binaların yıkılması veya tarihi eser olanların restorasyonu konusunda yaşanan hukuki zorluklar yasal düzenlemelerle aşılmalıdır”
Peki bu binaların yıkılması sorumluluğu kimdedir?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı RİSKLİ YAPILAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI yayınlarına göre Yapı bütünlüğü olmayan, harabe haline gelmiş metruk yapıların veya tamamlanmamış binalar 6306 sayılı AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN kapsamında değerlendirilmemektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkisi dışındadır.
( http://www.csb.gov.tr/projeler/alo181/index.php?Sayfa=sayfa&Tur=webmenu&Id=14112)
“Kanunun 1. Maddesinde geçen Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı..tanımlar”
6306 sayılı Kanun olası bir afette yıkılabilecek veya ağır hasar görebilecek ,içinde yaşayanların can güvenliği için riskli binaları saptayarak, insanların tahliyesini ve bu binaların yerine güvenli yapılar yapılması amaçlıdır. Bu nedenle yapı bütünlüğü bulunmayan, büyük bir bölümü yıkılmış ve terk edilmiş harabe durumunda metruk yapılar 6306 sayılı Kanun kapsamında değildir. Keza Henüz bitirilmemiş olan inşaat halindeki binalarda.
Harabe haldeki Metruk yapılar ve herhangi bir sebeple tamamlanamamış olan (natamam) binalar için için, ilgili belediyesince 3194 sayılı İmar Kanunu’nca işlem yapılmalıdır.
3194 sayılı İmar Kanunu: Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar: Madde 32 – Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...) (3) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshasıda muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.
3194 sayılı İmar Kanunu: Yıkılacak derecede tehlikeli yapılar: Madde 39 – Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir. Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı % 20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir. Alakalının fakruhali tevsik olunursa masraf belediye veya valilikçe bütçesinden karşılanır. Tehlike durumu o yapı ve civarının boşaltılmasını icabettiriyorsa mahkeme kararına lüzum kalmaksızın zabıta marifetiyle derhal tahliye ettirilir.
Kamunun selameti için alınması gereken tedbirler: Madde 40 – Arsalarda, evlerde ve sair yerlerde umumun sağlık ve selametini ihlal eden, şehircilik, estetik veya trafik bakımından mahzurlu görülen enkaz veya birikintilerin, gürültü ve duman tevlideden tesislerin hususi mecra, lağım, çukur, kuyu; mağara ve benzerlerinin mahzurlarının giderilmesi ve bunların zuhuruna meydan verilmemesi ilgililere tebliğ edilir. Tebliğde belirtilen müddet içinde tebliğe riayet edilmediği takdirde belediye veya valilikçe mahzur giderilir; masrafı % 20 fazlasiyle arsa sahibinden alınır veya mahzur tevlit edenlerin faaliyeti durdurulur.
Görüldüğü gibi metruk ya da tamamlanmamış binalarla ilgili yetki ve sorumluluk belediyelerdedir.
Belediyeler genelgede de belirtildiği üzere, İl ve ilçe sorumluluk alanlarında bulunan metruk binalarla ilgili idari ve adli tedbirlerin etkin şekilde uygulamalı,
metruk bina tespit ve yıkım kararıyla ilgili işlemler ivedilikle karara bağlanarak tedbirlerin hızlandırılmalı,
metruk binalara giriş-çıkışı engelleyici ve çevresindeki ışıklandırmayı sağlayıcı tedbirler alınmalıdır.
Ayrıca Riskli bölgelerde sokak aydınlatması ve kamera sistemlerinin artırılması sağlanmalıdır.
Terörle Mücadele Uyuşturucuyla Mücadeleden, Uyuşturcuyla Mücadele Sokak tan geçer
“Uyuşturucu ile mücadelede sokak hakimiyetinin sağlanması amacıyla başta büyükşehirler ve riskli tespit edilen bölgelerde alan hakimiyeti sağlamak için gerekli personel, araç-gereç ve eğitim kapasitesi arttırılmalıdır. Konuyla daha kararlı ve sistemli mücadele için ayrı/müstakil bir Uyuşturucuyla Mücadele Kanunu Çıkarılmalıdır”
Uyuşturucu bir ön suçtur ve onun olduğu yerde hırsızlık, asayiş, fuhuş, terör suçları da mutlaka bulunur.
Metruk binaların belediyelerce ele alınmaması burada enfeksiyon ajanlarının üremesine,
Ya da bahçelerindeki kuru otların sıcak geçen mevsimlerde yangına sebebiyet vermesi önemli risklerdendir.
Yerleşim birimlerinde bulunan metruk yapılar, viranhaneler süratle yıkılmalı, ortadan kaldırılmalıdır. Bütün kurumlar bu çalışmada üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidirler.
Suçun ve acil durum tehlikelerinin odağı haline gelmiş riskli metruk binalar yıkılıp, metruk araçlar da çekilmelidir.
Kurak ve yangınlarla geçen 2025 yılı yakın tarihte, evimizin yanında bulunan bu şekilde metruk bir bina ile ilgili belgeleri de ekleyerek bahçedeki otlar nedeniyle yangın riskinin oluştuğunu belirterek T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ne başvuru yaptım.
Başvuru ilçe belediyesine iletilmiş ve …BELEDİYE BAŞKANLIĞI > BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCILIĞI 2 > TEMİZLİK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ nden aşağıdaki yazı gönderilmiş.
“Başvurunuza konu ot temizliği yapılması talep edilen özel mülkiyete ait taşınmazların bakımı mülk sahipleri tarafından yapılması gerekmekte olup, Belediyemizce herhangi bir işlem tesis edilememektedir”
Yani burada bir patlayıcı, salgın hastalık riski, hastalıklı hayvanların varlığı gibi durumlar olduğunda özel mülktür biz elleyemeyiz mi denilecek.
Peki bu otlar ateş alıp etrafa zarar verirse sadece mülkün sahibi mi yoksa gerekli müdahalede bulunmayan mahalli idare yetkilileri mi hukuken sorumlu olacaklar. Hem ceza hukuku hem tazminat yükümlülüğü açısından.
Hele ki yakın zamanda onlarca yangın çıkan bir ilçe olduğunu da dikkate alırsak.