CHP’nin Kurultay Savunması: Demokrasi ve Birlik İçin Güçlü Bir Adım

Cüneyt Şaşmaz
Aşağıda, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin “mutlak butlan” ve “kayyum” davasına karşı 30 Haziran 2025’te yapacağı savunmaya yol göstermek amacıyla hazırladığım makalemi sunuyorum.
Makalem, profesyonel, ikna edici ve analitik bir tonda yazılmış olup, CHP’ye hukuki, siyasi ve toplumsal açıdan güçlü bir savunma stratejisi öneriyor.
Makale, parti birliğini koruma, demokratik meşruiyeti vurgulama ve kamuoyunu kazanma hedeflerine odaklanıyor.
---
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultayı’nın iptali ve parti yönetimine kayyum atanması talebiyle açılan davada, 30 Haziran 2025’te Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kritik bir duruşmaya hazırlanıyor.
“Mutlak butlan” (hukuki işlemin baştan itibaren geçersiz sayılması) iddiasıyla açılan bu dava, yalnızca CHP’nin iç dinamiklerini değil, Türkiye’nin muhalefet siyasetini ve demokratik işleyişini de doğrudan etkiliyor.
CHP’nin bu davada izlemesi gereken savunma stratejisi, hem hukuki zeminde sağlam bir duruş sergilemeli hem de siyasi ve toplumsal meşruiyetini güçlendirmelidir.
İşte CHP’ye bu süreçte yol gösterecek öneriler:
1. Hukuki Zeminde Güçlü Bir Savunma: Kurultayın Meşruiyetini Kanıtlama
Davanın temel iddiası, kurultay sürecinde usulsüzlükler olduğu ve bu nedenle işlemin “mutlak butlan” ile geçersiz sayılması gerektiğidir.
CHP’nin hukuki savunması, kurultayın parti tüzüğüne ve 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na uygunluğunu açıkça ortaya koymalıdır.
Bu bağlamda:
- Tüzük ve İç Yönetmeliklere Uygunluk:
CHP, kurultay sürecinin tüm aşamalarının (delege seçimleri, aday belirleme, oy kullanma ve sonuçların ilanı) parti tüzüğüne ve ilgili yönetmeliklere uygun şekilde gerçekleştiğini somut delillerle göstermelidir.
Kurultay tutanakları, delege listeleri ve noter onaylı belgeler, bu savunmanın temel dayanakları olmalıdır.
- Usulsüzlük İddialarına Karşı Şeffaflık:
Davacıların ileri sürdüğü usulsüzlük iddialarına karşı, CHP her bir iddiayı tek tek çürütmelidir.
Misal, delege seçimlerinde ya da oy sayımında hata olduğu iddia ediliyorsa, bu süreçlerin şeffaf ve denetlenebilir olduğu belgelerle kanıtlanmalıdır.
- Kayyum Talebinin Hukuksuzluğu:
Kayyum atanması, Türk hukukunda ancak çok istisnai durumlarda ve ağır gerekçelerle mümkündür.
CHP, kayyum talebinin siyasi bir müdahale aracı olarak kullanıldığını ve bunun demokratik bir partinin özerkliğine zarar vereceğini vurgulamalıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin geçmiş kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) siyasi partilerin özerkliğine ilişkin içtihatları, bu savunma için güçlü bir zemin sunar.
2. Siyasi Meşruiyetin Vurgulanması: Parti İradesine Sahip Çıkma
Hukuki savunmanın ötesinde, CHP bu davayı parti iradesine ve demokratik süreçlere yönelik bir tehdit olarak çerçevelemelidir.
Kurultay, CHP’nin en yüksek karar organıdır ve binlerce delegenin katılımıyla gerçekleşmiştir.
Bu nedenle:
- Delege İradesine Saygı:
CHP, kurultayın 1.200’den fazla delegenin özgür iradesiyle şekillendiğini vurgulamalıdır.
Özgür Özel’in genel başkan seçildiği bu süreç, parti tabanının demokratik tercihini yansıtmaktadır.
Davanın, bu iradeyi yok saymayı amaçladığı kamuoyuna anlatılmalıdır.
- İç Demokrasi Örneği:
CHP, kurultayın parti içi demokrasinin bir zaferi olduğunu öne çıkarmalıdır.
Farklı adayların yarıştığı, açık tartışmaların yapıldığı bir kurultay, CHP’nin demokratik olgunluğunu gösterir.
Bu, hem parti tabanını birleştirecek hem de kamuoyunda CHP’nin demokrasi savunucusu imajını güçlendirecektir.
3. Kamuoyu Stratejisi: Toplumsal Desteği Harekete Geçirme
Dava, yalnızca CHP’nin değil, Türkiye’deki muhalefetin ve demokratik kurumların geleceğini ilgilendiriyor.
CHP, bu süreci kamuoyuna etkili bir şekilde anlatmalı ve toplumsal desteği arkasına almalıdır:
- Medya Kampanyası:
CHP, dava sürecini ve kurultayın meşruiyetini anlatan bir medya kampanyası başlatmalıdır.
Basın toplantıları, sosyal medya paylaşımları ve yerel medya aracılığıyla, davanın siyasi motivasyonları ve CHP’nin buna karşı duruşu halka açıklanmalıdır.
- Sivil Toplum ve Akademiyle İşbirliği:
CHP, hukukçular, akademisyenler ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaparak, davanın demokrasiye etkilerini tartışan paneller ve açıklamalar düzenlemelidir.
Bu, davanın yalnızca CHP’yi değil, tüm muhalefeti hedef aldığı algısını güçlendirecektir.
- Tabanı Harekete Geçirme:
CHP il ve ilçe örgütleri, dava sürecine karşı üyeleri bilgilendirmeli ve dayanışma etkinlikleri düzenlemelidir.
Bu, parti tabanında birliği pekiştirecek ve davaya karşı ortak bir duruş sergilenmesini sağlayacaktır.
4. Parti İçi Birlik ve Uzlaşı: İç Çatışmaları Asgariye İndirme
Davayı açanların parti içinden bazı isimler olması, CHP’nin birlik imajını zedeleme riski taşıyor.
Bu nedenle:
- Diyalog Kanallarını Açık Tutma:
CHP yönetimi, davacıların iddialarını dinlemeli ve mümkünse parti içinde uzlaşı aramalıdır.
Ancak bu diyalog, kurultayın meşruiyetini tartışmaya açmadan yapılmalıdır.
- Birlik Mesajı:
Genel Başkan Özgür Özel, tüm partililere yönelik bir “birlik ve dayanışma” çağrısı yapmalı, geçmişteki iç çekişmelerin partiyi zayıflattığını hatırlatmalıdır.
Bu, hem tabanı motive edecek hem de davacıların meşruiyetini sorgulatacaktır.
5. Geleceğe Yönelik Adımlar: Kurumsal Reformlar
Davanın ortaya çıkardığı tartışmalar, CHP’ye kurumsal yapısını gözden geçirme fırsatı sunuyor.
Kurultay süreçlerinde şeffaflığı artırmak ve usulsüzlük iddialarını en aza indirmek için:
- Tüzük Revizyonu:
CHP, gelecekteki kurultay süreçlerini daha şeffaf ve denetlenebilir hale getirecek tüzük değişiklikleri üzerinde çalışabilir.
Misal, delege seçimlerinde dijital denetim mekanizmaları kullanılabilir.
- Eğitim ve İletişim:
Parti yönetimi, il ve ilçe örgütlerine yönelik eğitim programları düzenleyerek, tüzük ve kurultay süreçleri hakkında farkındalığı artırabilir.
Netice:
CHP’nin Gücü, Demokrasi ve Birlikte
30 Haziran 2025’teki duruşma, CHP için yalnızca bir hukuki mücadele değil, aynı zamanda demokrasi, birlik ve toplumsal güven sınavıdır.
CHP, hukuki zeminde kurultayın meşruiyetini kanıtlarken, siyasi olarak parti iradesine sahip çıkmalı ve kamuoyunu bu sürece dahil etmelidir.
Ezcümle:
Bu dava, CHP’nin Türkiye’nin demokrasi mücadelesindeki öncü rolünü pekiştirme fırsatıdır.
Parti, bu zorlu süreci, tabanını birleştirerek ve demokrasi savunucusu kimliğini güçlendirerek aşabilir.
CHP’nin gücü, üyelerinin birliğinde ve halkın güvenindedir.
Cüneyt Şaşmaz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.