Çeviköz, bunun başlıca sebebinin Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği yanlış politikalar olduğunu bildirdi.
CHP olarak, bu politikanın 180 derece değişmesi gerektiğini söylediklerini; bunun şimdiye kadar yapılmadığını belirten Çeviköz, Suriye sorununun masaya yatırılacağı uluslararası konferans düzenlemeye karar verdiklerini söyledi.
Konferansın 28 Eylül'de gerçekleşeceğini söyleyen Çeviköz, "Taraflara davetiyeler iletilmeye başlandı, yavaş yavaş katılımcılar belirleniyor.
Program netleştiği zaman ve programda hangi konu başlıklarının ele alınacağı net bir şekilde ortaya çıktığı zaman daha ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız.
Konferansa katılımcılar komşu ülkelerden ve Suriye sorunuyla bizzat ilgilenmekte olan ülkelerden gelecek.
Suriye sorununun çözümüne olumlu ve aktif olarak katkıda bulunan tüm paydaşlar temsil edilecek.
ADIMLARIN ATILMASI GEREKİYOR
Çeviköz, Türkiye'yi Suriye'de bir taraftan ABD, bir taraftan ise Rusya'nın kollarından tuttuğunu belirterek, şöyle konuştu:
Bu da Türkiye'nin Suriye konusunda sağlıklı ve yapıcı bir politika üretebilmesine engel oluyor. Türkiye maalesef Suriye sorununun çözümüyle ilgili olarak bir özne konumundan bir nesne konumuna geçmiştir.
Bu da Türkiye'nin saygınlığını ve itibarını zedeleyici bir gelişmedir. Biz bunların düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bunların yapılması için de belli başlı bazı konularda adımların atılması gerekiyor ve bunların en başında tabii ki Suriye sorununun taraflarından biri olan Şam yönetimiyle dolaylı da olsa bir şekilde irtibat içine geçilmesi ve bir diyalog içinde olunması gerektiğini savunuyoruz.
Bunlar yapılmadığı müddetçe, Rusya ve Amerika'nın çizmiş olduğu senaryolar geliştirilmeye devam edildiği müddetçe Türkiye çok önemli bir güney komşusu olan Suriye’nin çözümüne yapıcı bir katkıda bulunamayacaktır.
ABD'NİN PATRİOTLARI VERMEDİĞİ DOĞRU DEĞİL
CHP'nin Türkiye'nin güvenliği ile ilgili olarak görüşlerinin gayet açık olduğunu söyleyen Çeviköz, şöyle devam etti:
Türkiye'nin ulusal güvenliği kendi ulusal güvenlik stratejisine ve NATO üyeliğine dayalıdır. Dolayısıyla bunlar Türkiye'nin güvenliği ile ilgili olmazsa olmazlar ve önemli unsurlardır.
Bunlardan herhangi birinden taviz verilmesi hiçbir şekilde olmamalıdır. Biz sürekli olarak bunu dile getirdik.
Türkiye'nin de Patriotları almadığı ya da Türkiye'nin Patriotları almak isteyip de ABD'nin Patriotları Türkiye'ye vermediği doğru değil.
Türkiye'nin Patriotları alımla ilgili öne sürdüğü şartlar ABD tarafından kabul edilmemiştir. Bu şartlar kabul edilmedi diye patriotları almaktan vazgeçmek yerine bu şartları tekrardan gözden geçirmek ve ABD ile çok ciddi ve sıkı bir pazarlık yaparak Patriotlar ile ilgili gerçek talep ve ihtiyaçlarımızı karşılayacak şekilde bir anlayışa varmak gerekirdi.
Ama Türkiye bunu başaramadıysa bunun karşılığı karşı kamptan olan bir ülkenin üretmiş olduğu silahı almak olmamalıdır. Bizim dile getirdiğimiz buydu.