Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN
**
Halkımızın bir Halk Sağlığını tehdidini duyması ve bilgilenmesi için bu yazı kaleme alınmıştır. Konumuz: Chemtrails ve İklim Savaşları.
İzmirliler için konu önem arz eder, çünkü yakın bir tarihte, 18.10.2025’de Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde “3. Chemtrails ve Dünya’da İklim Savaşları Sempozyumu” gerçekleştirilecektir. Halkımız davetlidir, Sempozyum katılımı ücretsizdir.
Bir Halk Sağlığı uzmanı olarak ben de bu Sempozum’da Chemtrails konusunun Halk Sağlığı yönünü ele alacağım. Birinci Sempozyum Ankara’da 18.05.2025’de gerçekleştirilmişti. İkinci Sempozyum 5.7.2025’de İstanbul’da gerçekleştirildi.
Değerli konuşmacılar, ilk iki Sempozyumda olduğu gibi yeni gelişmeler ışığında Chemtrails’in ne olduğunu, bir komplo teorisi olmadığını ve ülkemizi de tehdit eden bir konu olduğunu açıklayacaklar.
İlk iki Sempozyum’daki konuşmaları “Chemtrails ve Dünya’da İklim Savaşları Sempozyum Kitabı, Ed. Prof. Dr. İ. Hamit Hancı, Çizgi Kitabevi, Temmuz 2025” içerisinde bulabilirsiniz (1).
**
Chemtrails tanımı: ““Chemtrails (Kimyasal İzler) “belli bir süre zarfında uçakların bıraktığı yoğun beyaz bulutların, yani uçağın arkasında oluşan buhar izlerinin daha uzun süre havada kalmasını ifade eden bir terimdir. Bu terim, “kimyasal izler” (chemical trails) ifadesinin birleşiminden türetilmiştir.”
**
Üçüncü Sempozyum’da “Chemtrails ve Halk Sağlığı” başlığı altında yapacağım konuşmada ülkemizde bir tehdit olarak görülmüş konu üzerine Halk Sağlına yönelik koruyucu tedbirleri ve ulusal eylem planına dair görüşlerimi paylaşacağım. Aşağıda özetle konuşacağım hususlar hakkında bilgileri aktaracağım. Daha önce 6 Eylül 2025’deki yazımızda da konu ele alınmıştı:
Chemtrails ve Halk Sağlığı Önlemleri:
“Bir kamusal hizmet olarak sunulan Halk Sağlığı hizmetleri ülkemizde tek bir bakanlıkta da toplanamamaktadır. T.C. Sağlık Bakanlığımızın bünyesinde Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü yer almaktadır. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün bünyesinde ise Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı yer almaktadır. Çevre Sağlığı Daire Başkanlığının temel görevlerinden birisi içme ve kullanma suyunun sanitasyonudur. Çevre Sağlığı konuları Sağlık Bakanlığımızın görev alanının dışına taşmıştır. Önce gıda numunelerinin alınması ve tetkiki gibi önemli sağlık konuları T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı'na devredilmiştir (2011 yılı). Hava kirliliği konusu ise bir Halk Sağlığı konusu olmakla birlikte T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışmaları içerisinde yer almaktadır (Türkiye'de hava kirliliği ölçümleri 1990 yılında başlamıştır). Ülkemizin koşulları, devletimizin yapılanması, bakanlıklarımızın iş yükü halk sağlığı konularının bu şekilde farklı bakanlıklarda yer almasına neden olmaktadır. Ancak halk sağlığı açısından toplumumuzun sağlık durumuna kuş bakışı bakabilecek ve klinik tıptan, tedavi edici sağlık hizmetlerinden farklı bir bakış açısıyla, tamamen koruyucu sağlık hizmetleri bakış açısı odaklı yaklaşıma sahip bir hekim ve sağlık profesyoneli görüşüne ve koruyucu sağlık hizmetlerini tek elden koordine eden bir idari yapıya ihtiyaç vardır. Görüldüğü gibi Sağlık Bakanlığımızın bünyesinde yer alan Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüzün görev tanımları bu idari yapıyı temsil etmeye yeterli değildir. Bu sempozyum vesilesiyle ülkemizin öncelikli Halk Sağlığı konularını ele alan, Sağlık Bakanlığımızdan gayri bir Halk Sağlığı Bakanlığına ihtiyaç duyulduğu da söylenebilir. Böyle bir bakanlık için gerekli koşullar henüz sağlanamamış ve böyle bir gündem siyasi çevrelerde oluşmamış olabilir. Ancak bilimsel bir bakış açısıyla, bir hekim ve bir halk sağlığı uzmanı olarak ülkemizin ihtiyaç duyduğu Halk Sağlığı Bakanlığı'nı dile getirmiş olduk.
Yeni Bakanlık Önerisi:
İkinci Sempozyum’da da bunları dile getirmiştik. Geçen birkaç aylık zaman süresi içerisinde 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından oluşturulan "Deprem Araştırma Komisyonu Raporunda" tarafından şu öneride bulunuldu: “Türkiye’nin deprem gerçeği göz önünde bulundurularak, afetlere karşı daha etkili ve koordineli müdahale etmek amacıyla “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı” kurulması önerildi.” İsmin bir önemi yok. Halk Sağlığı Bakanlığı değil, Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı adındaki yeni bir Bakanlık da Chemtrails Mücadelesinde koordinasyonu üstlenebilir.
Koruyucu Sağlık Hizmetlerinde Koruma Düzeyleri:
Temel (Primordiyal) koruma, hastalık gelişiminin en başında, risk faktörleri henüz ortaya çıkmamışken müdahale etmeyi amaçlayan en temel koruma düzeyidir. Bu tür koruma, bireylerin zararlı alışkanlıklar edinmesini veya sağlıksız yaşam tarzları benimsemesini önlemeye odaklanır.
Birincil (Primer) koruma, risk faktörleri olan ancak henüz hastalığın belirtilerini geliştirmemiş bireyleri hedef alır. Bu aşamadaki koruma, sağlıklı bireylerin hastalığa yakalanmasını önlemeyi veya şiddetini azaltmayı amaçlar.
İkincil (Sekonder) koruma, erken teşhis koymayı ve hastalığın başlangıç aşamasında, belirgin semptomlar ortaya çıkmadan önce ilerlemesini önlemeyi amaçlar. Sağlık taramaları, Periyodik sağlık muayeneleri ikincil önleme yöntemidir.
Üçüncül (Tersiyer) koruma, ileri evredeki hastalıkların etkilerini azaltmayı, komplikasyonları önlemeyi ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Rehabilitasyon hizmetleri üçüncül koruma düzeyine dahildir (2,3).
Dördüncül (Quaternary) koruma, sağlık hizmetlerinde aşırı tıbbi müdahalelerden kaçınmayı ve gereksiz tedavilere karşı hastaları korumayı amaçlar (4).
İklim Değişikliği ve Chemtrails:
Halk Sağlığı konusundan Chemtrails konusuna geri dönecek olursak; bu konu için gözlemlerim Türkiye’de Halk Sağlığı anabilim dallarının rutin gündeminde konunun yer almadığı yönündedir.
Chemtrails konusu iklim değişikliği üzerine küresel anlamda mücadele çabaları ve ülkemizin bu küresel mücadeleyle paralel olarak politika geliştirmesi üzerinden ele alınabilir. Bir çevre sağlığı konusu olarak iklim değişikliği konusu özellikle çevre sağlığı ile ilgilenen halk sağlığı uzmanlarının da en önemli ilgi alanıdır. Çevre Bakanlığımızın adına da iklim değişikliği bu önemli gündem nedeniyle eklenmiş ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız konunun ilgili bakanlığı olmuştur. Chemtrails konusunda koruyucu sağlık hizmetlerinin koordinasyonunda Sağlık Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ortak görev alması uygun görülmektedir.
Küresel iklim değişikliği; fosil yakıtların kullanımı, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazları birikimlerindeki hızlı artışın doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışı ve iklimde oluşan değişiklikleri ifade eder.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS) (1992'de Rio de Janeiro) göre “İklim değişikliği”, karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan değişiklik olarak tanımlanır.
BMİDÇS kapsamında kabul edilen diğer önemli bir belge, Kyoto Protokolü'dür. Kyoto’da 1997 yılında imzalanan bu protokol, sanayileşmiş ülkelerin yasal olarak bağlayıcı emisyon azaltma hedefleri belirlemelerini gerektirmektedir. Kyoto Protokolü, 2005 yılında yürürlüğe girmiştir ve iki taahhüt dönemi içerir: 2008-2012 ve 2013-2020. Protokol, karbon piyasaları ve temiz kalkınma mekanizması gibi esnek piyasa mekanizmalarını da içermektedir (5).
Bilim camiası fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan emisyonları azaltarak küresel ısınmayı 1,5°C'de (Sanayi Devrimi başlangıç alınarak) tutarsak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden kaçınılabileceğini ispatlamıştır. COP21 (Conference of the Parties, Taraflar Konferansı) (30 Kasım-11 Aralık 2015) iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir dönüm noktası olan Paris Anlaşması'nın kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır (12 Aralık 2015). Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutmayı ve 1,5°C ile sınırlandırmayı amaçlamaktadır. Anlaşma, ülkelerin emisyon azaltma hedeflerini belirlemelerini ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli önlemleri almasını öngörmektedir. Paris Anlaşması ayrıca, gelişmekte olan ülkelere finansal destek sağlanmasını ve teknolojik transferi teşvik etmeyi hedeflemektedir (6,7).
Bugün şüphelerimiz var.
Biz dile getirelim. Halkımız sağduyulu olsun.
- Küresel ısınma gerçek mi?
- İklim modifikasyonu, bulut hırsızlığı ile ülkemizin yağmurları çalınıyor olabilir mi?
- Son yıllarda bitmek bilmeyen orman yangınlarıyla binlerce hektar ormanımızı kaybetmemiz bir kaza mı? Yoksa bilinçli bir saldırı mı?
- Ülkemizin kuraklığa ve çölleşmeye doğru gitmesi doğal bir süreç mi yoksa ülkemize planlı bir saldırı mı?
- Cevaplarınız çözümün başlangıcı olacaktır.
Chemtrails Tehditine Karşı Koruyucu Sağlık Hizmetleri Organizasyonu nasıl olmalı?
- Primordiyal (Temel) koruma: Öncelikle Chemtrails olayının bir halk sağlığı tehdidi olduğunun devletimiz tarafından kabul edilmesi temel korumanın ilk unsurudur. Bu bağlamda, “Chemtrails ve İklim Savaşları Sempozyumu” önemli bir ilk adımı teşkil etmektedir.
- Temel koruma gereği devletimizin İstihbarat Birimlerinin ve Silahlı Kuvvetlerin aldıkları önlemlerle olağandışı uçuş hareketlerini tespit edip “olası chemtrails içerikli havadan püskürtme” olaylarını “olmadan durdurması” önemlidir.
- Eğitim faaliyetleri: Primordiyal korumanın en önemli faaliyetlerinden birisi Halkın sağlık eğitimi, bilinçlendirme ve farkındalık yaratma çabalarıdır. Tıpkı pandemilerde ve diğer olağan dışı olaylarda olduğu gibi “halkta panik yaratmadan” konunun öneminin ve ciddiyetinin anlatılması gereklidir. T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve AFAD başta olmak üzere tüm devlet kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları, belediyeler, diğer ilgililer ve gönüllüler bu konuda çalışmalıdır. Eğitim çalışmalarında koordinasyon AFAD’da veya T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nde olabilir.
- “Chemtrails tehdidi” durumunda evde ve toplu yaşam alanlarında nasıl önlemler alınacağının anlatılması, tatbikat çalışmalarının planlanması gerekir.
- Chemtrails’in insan sağlığı üzerinde akut ve kronik etkilerinin belirlenmesi, Bulaşıcı Hastalıklarda, Salgın kontrolünde yapıldığı gibi olası ve kesin vaka tanımlarının yapılması için ilgili uzmanlık alanı hekimlerinden Bilirkişi Heyeti oluşturulmalı ve Sağlık Bakanlığı’na rapor sunmalıdır. Erken sağlık sorunu belirtileri, eğitimlerde halka anlatılmalı ve bu belirtiler durumunda ne yapılması ve sağlık merkezine başvurunun nasıl yapılması gerektiği anlatılmalıdır.
- Chemtrails etkilenmesi ile ilgili sağlık belirtileri üzerine, T.C. Sağlık Bakanlığı hekimler ve yardımcı sağlık personeline yönelik hizmet içi eğitimler planlamalı ve uygulamalıdır. Bu belirtiler ile ilgili hastalık kodları belirlenmelidir. Bulaşıcı Hastalıklarda Bildirimi Zorunlu Hastalıklar Listesi’nde olduğu gibi “Chemtrails etkilenimi” ile ilgili hastalıklar bildirimi zorunlu birer hastalık haline getirilebilir. Hastalık Bildirim Sistemine “Chemtrails maruziyeti” ile ilgili bir kod eklenmesi sağlanabilir.
- T.C. Sağlık Bakanlığı’nın bir diğer görevi birinci ve ikinci basamak sağlık kurum ve kuruluşlarının “Chemtrails etkilenimi” düşünülen başvurularda koordineli çalışmasını sağlamak olacaktır. Aile Sağlığı Merkezleri, Aile Hekimliği Birimlerine bu konuda eğitim verilmelidir ve olası vaka’da ne yapılması gerektiği yönünde algoritma hazırlanmalıdır. Hastaneye sevk kuralları belirlenmelidir. Hastanelerde “chemtrails vakası” görüldüğünde hastanın takipleri için kayıtlı olduğu Aile Hekimliği Birimine bildirim yapılmalıdır.
- Acil Sağlık Hizmetleri: Chemtrails etkileniminin akut (hızlı başlangıçlı ve kısa süreli) olduğu durumlar için Acil Servislere başvuruların zamanında yapılması için başlangıçta halk eğitimlerinin etkili yapılmış olması gerekir, mevcut acil sağlık hizmetleri işleyişi ve ambulans sistemi hastanın zamanında acil servise ulaşmasını sağlayacaktır. Bilinçli hasta yakınlarının ve hastaların doğru bilgilendirmesiyle ve bölgede chemtrails için hava püskürtmesi yapıldığının bölgeye duyurulmasıyla Acil Servis sağlık hizmetlerinin uyanık olması “chemtrails etkilenmesi” tanısının konulabilmesini sağlayacaktır. Bu durumda daha önceden hazırlanmış olan algoritmaya göre hareket edilmesi yaşam kurtarıcı olacaktır. Acil sağlık hizmetlerinde T.C. Sağlık Bakanlığı UMKE Birimleri de görev alabilir.
- Primer (Birincil) Koruma: Havada “kimyasal püskürtme” olup olmadığının anlaşılması için sürekli olarak izlenmesi birinci korumanın ilk adımıdır. Bu bağlamda, T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı “İklim Değişikliği Başkanlığı”, kurulacak olan bir “Erken Uyarı Sistemi”nin koordinasyonunu üstlenebilir. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, hava kalitesi ölçümlerini "Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı" aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Bu ağ üzerinden bir erken uyarı sistemi oluşturulabilir.
- T.C. Sağlık Bakanlığı'nın Erken Uyarı Sistemi (EUS), biyolojik, kimyasal, çevresel, radyolojik, nükleer veya bilinmeyen akut halk sağlığı tehditlerine karşı erken uyarı ve yanıt verme kabiliyetini sağlamayı amaçlar. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve T.C. Sağlık Bakanlığı arasındaki bir koordinasyon ile T.C. Sağlık Bakanlığı'nın Erken Uyarı Sistemi (EUS) de “chemtrails tehdidi”nde görev alabilir.
- T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığı bulunmaktadır. “Orman yangınlarının önlenmesi faaliyetleri, yangınların çıkmasını ve yayılmasını engellemek için alınması gereken her türlü fiziki ve beşerî tedbirleri içerir. Bu kapsamda, yangınla mücadele tekniklerinin geliştirilmesi, yangın gözetleme kulelerinin kurulması ve hazır tutulması da önemlidir. Orman Bölge Şefliği yangın çıktığında derhal Devlet Orman İşletme Müdürlüğü'ne haber vermelidir.” Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanlığının görevleri arasına “Chemtrails izleme” de eklenerek erken uyarı sisteminde yer almaları sağlanabilir.
- Chemtrails Olayının gerçekleştiğinin halka duyurulması: Chemtrails olayının bölgede gerçekleştiğinin erken uyarı sisteminden öğrenilmesinden sonra, hızla Valilik aracılığıyla duyurunun yapılması ve basın-yayın kanallarından haberin yayılması gereklidir. Bu konuda dezenformasyonun önüne geçilmesi ve duyuruların resmî açıklamalara dayandırılmasının sağlanması önemlidir. Halk sağlığı acil durumlarında dezenformasyonla mücadele, özellikle kritik öneme sahiptir. Yanlış veya yanıltıcı bilgilerin yayılması, salgın hastalıklar, afetler veya diğer acil durumlar sırasında halkın sağlığını doğrudan etkileyebilir. Bu durum, panik, güvensizlik ve yanlış kararlar alınmasına yol açabilir. Mücadele, doğru bilgiye erişimi kolaylaştırmak, güvenilir kaynakları öne çıkarmak ve yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek için etkili iletişim stratejileri ve farkındalık çalışmaları gerektirir. T.C. Sağlık Bakanlığı, halk sağlığı acillerinde dezenformasyonla mücadelede önemli bir rol üstlenmektedir. Sağlık Bakanlığı'na bağlı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü de bu mücadelede aktif olarak yer almaktadır ve Chemtrails ile mücadelede de bu görevini yerine getirmelidir.
- Sekonder Koruma: Koruyucu sağlık hizmetlerinde, erken teşhis ve tedaviye yönlendirme aşamasıdır. Bunun için hastalığın akut değil, kronik olması gerekir. Chemtrails etkileniminin kronik (yavaş gidişli, süreğen) hastalıklara neden olduğu ortaya konulduğunda, bu hastalıklara yönelik tarama programlarının planlanması ve uygulanması sekonder korumaya dahil olan faaliyetler olacaktır. Bir başka yöntem maruz kalışı olan riskli gruba yönelik periyodik muayenelerin yapılmasıdır. Bu hastalıkların öncelikle kronik solunum yolu hastalıkları olması beklenir. “Türkiye Kronik Hava Yolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı (GARD; Global Initiative for Chronic Obstructive Lung Disease), Türkiye'de kronik hava yolu hastalıklarını (KHYH) önleme ve kontrol etme programıdır. Yürütülmekte olan programlardan biridir. Türkiye Kronik Hava Yolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı, T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış ve yürütülmektedir. Programın amacı, kronik hava yolu hastalıklarının görülme sıklığını ve risk faktörlerini azaltmaktır. Bu programa “chemtrails kaynaklı olası kronik hastalıklar” entegre edilebilir.
- Tersiyer Koruma: Etkilenim sonunda fiziksel, sosyal ve psikolojik yönden sekel oluşması durumunda verilecek rehabilitasyon hizmetlerini içermektedir. Geliştirilecek olan “Chemtrails’in Sağlık Etkileri ile Mücadele” programı kapsamında, kimyasallara maruz kalış ile sağlıkları bozulan, sakatlık-özürlülük gelişenlere fiziksel ve sosyal rehabilitasyon hizmetlerinin sunulması ve erken yaşta ölümler gerçekleştiğinde aileye psikolojik rehabilitasyon hizmetinin sunulması gibi hizmetler tersiyer koruma kapsamına girer. Mevcut yürütülmekte olan rehabilitasyon hizmetlerine entegre edilerek chemtrails’e maruz kalan kişilere bu hizmetler de sunulmalıdır.
- Tüm koruyucu sağlık hizmetleri basamaklandırılmış bir tedavi edici hizmet ile entegre bir şekilde sunulmalıdır. Birinci basamak sağlık kuruluşu olan Aile Sağlığı Merkezlerinde kayıtlı ve izlemde olan vatandaşlar “chemtrails ile mücadele” kapsamında tüm koruyucu sağlık hizmetlerini almalı ve hastalıklar oluştuğunda da ilk başvuru yeri olarak Aile Hekimliği Biriminde tedaviye alınmalı ve gerek halinde ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına sevk edilmelidir (Acil vakalar hariç).
- EYLEM PLANLARININ Hazırlanması: Chemtrails ile Mücadele kapsamında eylem planının hazırlanması ve “sağlık etkileriyle mücadele” başlığı altında koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin sunulmasına yönelik eylem planının da bunun içerisinde yer alması gereklidir. Hazırlanacak eylem planı mevcut İklim Değişikliği Eylem Planına dahil edilebilir.
Sonuç:
Chemtrails (Kimyasal İzler) hakkında Türkiye olarak uyanık ve alarmda olmalıyız.
Pozitif Bilimlerin metodolojisi kırmızı alarm veren doğal afetler, pandemi ve düşman güçlerin yeni saldırı yöntemleri karşısında maalesef yavaş kalmakta ve bilim, olaydan çok sonrasında yeterli kanıtları ortaya koyup literatüre kazandırabilmektedir. Bu durumda “BİLİMSEL” dediğimiz kanıta dayalı, sağlam bilgi, gelip geçmiş olan bir sürecin açıklanmasına yarayabilmektedir.
Bu nedenle bilimsel kanıtlar henüz ortada yokken, gözlemlerimize dayalı olarak karar verebilme ve refleks gösterebilme becerimiz olmalıdır. Bunu gerçekleştiremezsek gerçekten ülkemize yönelik bir düşman saldırısı karşısında geri dönüşümsüz yaralar alabiliriz. Hızlı refleks gösterebilmek ve erken uyarı sistemlerimizi geliştirebilmek için de multidisipliner çalışmalara ihtiyacımız olduğu aşikardır.
Bitirirken;
Whiteside & Herndon (2022)’ye kulak verelim:
- “Cehennem geliyor ve kıtlık da beraberinde geliyor.
- Aynı durum Büyük Buhran sırasında da yaşandı, ancak bu sefer çok daha kötü olacak, çünkü toplumun ele geçirilmesi, parasal kaos ve dijitalleşme ve nüfus azaltma gündemi şu anda her gün ivme kazanıyor.
- Kendinizi ve ailenizi korumak için ne yapacaksınız?
- Yeterince yiyecek bulamadığınızda ne yapacaksınız?
- Bu dünya yolsuzluk ve delilikle dolu ve totaliter bir cehenneme dönüşmüş durumda.
- Ne zaman yeter artık diyeceksin ve yerinde duracak mısın, yoksa çok geç olana kadar hiçbir şey yapmayacak mısın?” (8).
Prof. Dr. Mustafa Tözün, 18.10.2025, İzmir.
Kaynaklar / References: | |
1 |
Chemtrails ve Dünya’da İklim Savaşları Sempozyum Kitabı, Ed. Prof. Dr. İ. Hamit Hancı, Çizgi Kitabevi, Temmuz 2025 |
2 |
Öztek, Z. (2020). Halk Sağlığı Kuramlar ve Uygulamalar. Bireklam Arısı, Ankara. |
3 |
AksuHaber. Deprem ülkesine Afet Bakanlığı önerisi! https://www.aksutvhaber.net/deprem-ulkesine-afet-bakanligi-onerisi# (Erişim: 02.10.2025). |
4 |
Tesser, C. D., & Norman, A. H. (2021). Quaternary prevention and medicalisation: inseparable concepts. Interface-Comunicação, Saúde, Educação, 25, e210101. |
5 |
Böhringer, C. (2003). The Kyoto protocol: a review and perspectives. Oxford Review of Economic Policy, 19(3), 451-466. |
6 |
Ferry, L., & Eckersley, P. (2016). Debate: climate change and 21st Conference of the Parties (COP21) Paris—addressing the ‘ultimate’wicked issue. Public Money & Management, 36(4), 241-242. |
7 |
Desing, H., & Widmer, R. (2021). Reducing climate risks with fast and complete energy transitions: applying the precautionary principle to the Paris agreement. |
8 |
Whiteside, M., & Herndon, J. M. (2022). Chemtrails and Covid-19: Two Faces of Evil. Advances in Social Sciences Research Journal, 9(4). |
**
Sağlıcakla kalın. 29.09.2025.
**
Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN KISA ÖZGEÇMİŞ:
İzmir’de 08.05.1976’da doğdu. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden (2001) mezun oldu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Halk Sağlığı Uzmanı unvanını aldı (2007). Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Tabibi, İlçe Sağlık Müdürü, Halk Sağlığı Müdürü görevlerinde bulundu. Halen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında öğreti üyesi olarak görevini sürdürmektedir. Akademik alanı dışındaki ilgi alanlarında da kitapları bulunmaktadır. Evlidir ve iki kız çocuğu babasıdır.