Akit'ten ayrılmıştı! Abdurrahman Dilipak, AK Parti'yi topa tuttu

İktidara yakın Yeni Akit'ten ayrılan Abdurrahman Dilipak, verdiği kararın perde arkasını anlattı.

Hükümete yakın Yeni Akit gazetesinden ayrılan Adurrahman Dilipak, bu kararla hem şaşırttı hem de "acaba neden?" sorusunu sordurdu. Gerçek Gündem'e konuşan Dilipak, konuyla ilgili sessizliğini bozarak olayın arkasındaki gerçekleri anlattı. Dilipak, "İktidara yakın bir kanal çevresinde bu görüşlerim tepki alıyordu. Sonuç böyle oldu." dedi.

İKTİDARIN İÇİNDEKİ BELLİ BİR LOBİNİN GÖRÜŞLERİYLE ÇELİŞEN GÖRÜŞLERİM VAR

50 yıldır köşe yazarlığı yapıyor, 30 yıldır da Yeni Akit’te yazıyordunuz. 28 Şubat döneminde dahi yazmaya devam ettiniz ancak ani bir kararla Yeni Akit’teki köşenizi bıraktığınızı açıkladınız. Bunca yılın, bunca çekilen zorluğun ardından böyle bir karar vermenizin nedeni nedir?

- Seçime doğru gidiyoruz. Ben sivil kişiyim ve siyasi düşüncelerim de var. 5G ve Aşı konusunda benim tavrım belli. Bu konularda da iktidarın içindeki belli bir lobinin görüşleri ile çelişen görüşlerim var. Bu ayrışma süreci Mc Kinsey ile başladı. İstanbul sözleşmesi, yolsuzluk, aile ve adalet konusunda itirazların vardı. Buna çevre, gıda, TransHumanizm gibi konularda farklı düşündüğümüz bir çok nokta ortaya çıktı. Tabi iktidara yakın bir kanal çevresinde bu görüşlerim tepki alıyordu. Sonuç böyle oldu.

"DAHA ÇOK YAZACAĞIM"

Yazmayı tamamen mi bıraktınız yoksa farklı bir yerde yazmaya devam edecek misiniz?

- Hayır daha çok yazacağım, konuşacağım. 14 Eylül’de Küçükçekmece 2 Asliye Ceza Mahkemesi'nde AK Parti davası var. Eylülün 15’inden sonra bu konuyu tekrar istişare edecek ve bir karar vereceğiz. Şimdilik habervakti.com’da pazartesiden sonra yazılarım çıkmaya başlayacak. Zaten dilipak.com adresinde benim yazılarım var. YouTube kanalım var, sosyal medyanın bütün mecralarında olacağım inşallah.

SAĞCI YA DA MUHAFAZAKAR DEĞİLİM

Türkiye’nin yakın tarihini ve 28 Şubat dönemini yaşamış muhafazakar bir yazar olarak ülkenin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Öncelikle ben, sağcı ya da muhafazakar değilim. Geldiğimiz nokta, konjonktürel olarak da, dünya, bölge ve ülke olarak da çok riskli bir zaman, mekanda yaşıyoruz. Süreç olumlu yönde gelişmiyor. Bu ekonomik, sosyal, siyasal açıdan böyle maalesef.

AKP'NİN İLK YILLARI DAHA OLUMLU VE HEYECAN VERİCİYDİ

Türkiye, kendini 'muhafazakar' olarak tanımlayan bir iktidarla 20 yıl geçirdi. Sizce muhafazarların özlediği iktidar bu muydu? AKP size göre neyi yaptı, neyi yapamadı?

İlk yıllar daha olumlu ve daha heyecan verici idi. Tezkere günleri, Ergenekon Balyoz süreci, 17/25 Aralık'a giden günler, AK Parti ile “Cemaat”ın ayrışma süreci, 17-25 Aralık sonrası süreç ve bir kırılma noktası olarak 15 Temmuz... 15 Temmuz'daki o rüzgar AK Parti içindeki birilerinin başını döndürdü. 15 Temmuz sonrası süreç maalesef doğru yönetilmedi. 2019’da pandemi süreci ve katı uygulamalar birçok olumsuzluğu dışa çıkarttı. AK Parti'nin bana açtığı dava ile başlayan süreç de kendi içinde başka bir tartışmayı beraberinde getirdi. Hasbiler-hesabiler, yola birlikte çıkılanlar ve yolda bulunanlar... Ve 2022 ile birlikte ekonomik kriz, mafya tartışmaları, yolsuzluk iddiaları, adalet ve aile konusunda sorunlar yaşanmaya başladı. İstanbul sözleşmesi ve Lanzarotte çerçevesinde başlayan tartışmalar bu krizi daha da derinleştirdi.

Toktamış Ateş ile verdiğiniz fotoğraflar ve mesajlar o dönemde gündem olmuş, muhafazakar ve laik kesim arasındaki birbirini anlama çabasının simgesine dönüşmüştü. AKP iktidarı başlattığınız sürece katkı mı verdi, bitmesine mi neden oldu. Bugün böyle bir girişimin karşılığı var mı sizce?

- O süreç AK Parti'nin önünü açtı. AK Parti döneminde CHP ve diğer muhalefet partileri ile girişilen sert politik süreç bu iyimser havaya zarar verdi. Daha önce o günlerde, yani bu olayların yaşandığı günlerde herkes bunu destekledi. Bugün maalesef dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vijdani kanaat farklılıklarına dayalı ayrılık çok daha ileri bir noktada.

"AK PARTİ İÇİNDE FETÖ'NÜN ZİHNİYET İKİZLERİ VAR"

Darbe girişimi öncesi Gülenciler ve AKP ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? 17-25 Aralık süreci sizin için ne anlam ifade ediyor?

- Bu konuda AK Parti ile ilgili davamda asıl tartışma konusu olan 2 cümleden biri “AK Parti içindeki, FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin papatyaları” idi. Burada aslında sorunuzun cevabı var. “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi” burada kilit cümle. 17-25 Aralık sürecinden itibaren ağırlıklı olarak Türkiye’nin gündemi değişmiyor, aksine iddialara ilişkin vakaları sayısal olarak da derinlik olarak da artıyor.

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, eleştirel çizginizden dolayı Ankara’dan gelen uyarı sonucu yazılarınızın sonlandırıldığını iddia etti. Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz? Siz de artık sansüre uğrayan gazetecilerden biri misiniz?

- Ankara’dan kim, kime, nasıl bir mesaj verdi bilmiyorum. Bu mümkün ama özel bir bilgiye dayanmıyor. Öte yandan AK Parti genel merkezi, Kadın kolları, 81 il ve KADEM benim hakkımda dava açtı. Bu da bir mesaj aslında. Bu ayrılma konusu AK Parti çevresindeki basın ve STK’larda hemen hemen hiç haber konusu bile olmadı. Bu da sürecin çok normal bir süreç olmadığını gösteriyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri