65 Barodan Hayvanlar İçin Anayasal Koruma Talebi

Aralarında, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Diyarbakır gibi illerin de bulunduğu 65 kentin baroları ortak açıklama yaparak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Hayvan Hakları Kanunu’na ve ilgili mevzuatla ilgili düzenleme yapılmasını istedi.

Aralarında, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Diyarbakır gibi illerin de bulunduğu 65 kentin baroları ortak açıklama yaparak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Hayvan Hakları Kanunu’na ve ilgili mevzuatla ilgili düzenleme yapılmasını istedi. Talepler arasında Anayasal güvence ve hayvan hakları ihlallerinin cezalandırılması istendi.

Barolar açıklamada, hayvanlar için her yasama döneminde çıkarılacağı söylenen Hayvan Hakları Kanunu’na ve ilgili mevzuata ilişkin taleplerin dikkate alınması istendi. Hayvanların eşya kapsamından çıkarılması, hayvanlar üzerindeki sömürü ve şiddete son verilmesi için meclisin görevini yerine getirme çağrısı yapan barolar hayvanların hakları için anayasal düzenleme istedi.

Hayvanlar İçin Anayasal Koruma ve Ceza Talebi

Hayvan haklarının ihlaline karşı yaptırım isteyen baroların taleplerinin bazıları şöyle;

-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda hayvanlar ‘doğuştan gelen haklara sahip, hissedebilen, duyguları olan bireyler’ olarak tanımlanmalıdır. --Doğal hayatı ve hayvanları korumak" devletin yükümlülüğü olarak düzenlenmeli ve 56. madde bu kapsamda genişletilmelidir.

-​Mevzuatta türcülüğe sebep olan her türlü tanım ve ayrıma ve bu kapsamda sahipli -sahipsiz hayvan, deney hayvanı, ev ve süs hayvanı gibi ayrımlara son verilmelidir.

-İnsanlara karşı işlenen ve TCK’da tanımlanan kötü muamele, işkence, yaralama, cinsel istismar, cinsel saldırı ve öldürme suçları hayvanlar için de tanımlanmalı; ayrıca dövüştürme, güreştirme, bir hayvan neslini yok etme suçları da hayvanlar için özel hükümler olarak yasaya eklenmelidir.

-Hayvana yönelik şiddet fiillerinin taksirli halleri de ceza kapsamına alınmalıdır.

-Cezaların alt sınırı belirlenirken, denetimli serbestlik ve infaz hükümleri göz önünde bulundurularak, toplum vicdanını rahatlatacak cezalar öngörülmelidir. Verilecek cezaların, adli para cezasına çevrilmemesi, ertelenmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve seçenek yaptırımlara çevirme hükümlerinin uygulanmaması hususunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Cezaların alt sınırı en az 3 yıldan başlatılarak failler hakkında takdiri indirim uygulanmamalıdır.

-Hayvan hakkı ihlallerinde görevi kötüye kullanma suçu bakımından fail hakkında soruşturma izni aranmamalı, cumhuriyet savcıları resen yetkili kılınmalı, savcılıklarda hayvan hakkı ihlalleri soruşturma büroları kurulmalıdır.”

‘Hayvanlara Eziyet Edenler Psikolojik Tedavi Alsın’

Baroların talepleri arasında dikkat çekenlerden biri de hayvanlara eziyet edenlerle ilgili oldu. Barolar, bu kişilerin psikolojik tedaviye alınması çağrısı yaparak, şöyle devam etti;

-​Hayvanlara kötü muamele ve işkence eden, cinsel istismar ve cinsel saldırıda bulunan; hayvanları kasten yaralayan ve öldüren şahıslar hakkında psikolojik, psikiyatrik tedavi alınması şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmalı ve bu şahısların tedavi görmesi sağlanmalıdır.

-Motorlu taşıtlarla hayvana çarpan kişilerin, taksir durumları değerlendirilerek ehliyetlerine geçici süreli el koyulmalıdır.

-Çarpmış olduğu hayvanı ölüme terk edenler hakkında, ceza yasasında düzenlenecek olan hayvan öldürme fiilinin ihmali davranışla gerçekleştirilmiş olduğu kabul edilerek; verilecek ceza, oluşan netice kapsamına göre belirlenmelidir.

‘Belediyeler Yaptırıma Tabi Tutulsun’

Barolar belediyeler tarafından gerçekleştirilen hayvan hakları ihlallerine ilişkin de yaptırım istedi. Belediyelerin denetlenmesi çağrısı yapan baroların talepleri şöyle devam etti;

-Belediyelerin gerçekleştirdiği hayvan hakkı ihlallerinin caydırıcı yaptırımlara tabi tutulması ve belediyelerin bakımevlerinin devamlı olarak denetlenmesi sağlanmalıdır.

-Her belediyenin tedavi ve kısırlaştırma merkezleri kurması, bakımevlerindeki şartlarını iyileştirmesi, 7/24 ambulans, veteriner hekim, tekniker ve teknik donanım bulundurması gerekmektedir.

-Bakımevlerindeki hayvanların bakım ve tedavileri için yaptırımlardan elde edilen gelirlerden bir fon oluşturulmalıdır.

-Havai fişek gösterileri kesin olarak yasaklanmalı, bu yasağı ihlal edenler hakkında yaptırım uygulanmalıdır.

-Pet-shop, üretim çiftlikleri ve canlı hayvan ticareti tamamen yasaklanmalıdır.

-Avcılık ve av turizmi tamamen yasaklanmalı ve bu konudaki yasalar mevzuatımızdan çıkarılmalıdır.

-Hayvanat bahçeleri, yunus parkları, sirkler gibi hayvanların esaret altında tutulduğu, sömürüldüğü yerler yasaklanmalı; mevcutlar, iyileştirme merkezine dönüştürülerek bu tesislerdeki hayvanlar ömürleri boyunca koruma altına alınmalıdır.

- Yönetim planlarında ve kira sözleşmelerinde yer alan “evcil hayvan beslenemez” maddeleri geçersiz kılınmalıdır.

- Tarımsal faaliyetlerin yürütüldüğü bölgelerde ekin ve mahsullerin korunmasında bölgede bulunan toprak yapısına, hayvanların içme sularına, beslenme alanlarına ve ekosisteme zarar veren tarımsal metotların yasaklanması, sebep veren zirai ilaç ve haşeratla zehirle mücadele yerine hayvanların yaşam hakları gözetici doğal yöntemlerin geliştirilebilmesi konusunda ilgili kurumlarda daimî araştırmalar yapılması, projelerin çiftçiler bilinçlendirilerek hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

-Tüm il ve ilçelerde hayvan türleri için açlık, susuzluk ya da sıcak soğuk iklim şartları gibi yaşamlarını tehdit eden nedenlerden dolayı yerel yönetimlere yerleşim yeri içindeki hayvan türleri ve popülasyonları dikkate alınarak ihtiyacı karşılayacak yeterlilikte korunaklı su ve beslenme noktaları konulması zorunlu tutulması ve sürekli takiplerinin yapılması konusunda hayvan gönüllüleriyle iş birliği sağlanmalıdır.”

Talepleri VOA Türkçe’ye Değerlendiren Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Diyarbakır Temsilcisi Sevgi Ekmekçiler, talep edilen düzenlemelerin caydırıcı olacağını düşünüyor. 2014’te çıkarılan yasanın yetersiz olduğuna dikkat çeken Ekmekçiler, ”Eski yasa 2014'te yasalaştı. Biz o zaman çok sevinmiştik, böyle bir yasaya ihtiyacımız vardı. O zamanın şartlarında yapılan bir yasaydı ihtiyaçları karşılamıyordu. Kabahatler kanunu kapsamında değerlendiriliyordu. TCK’da yeri olmayan bir yasaydı. Hayvanlara yapan her türlü işkence, öldürme, eziyet para cezası ile cezalandırılıyordu. Şimdi biraz değişiklikler olacak umuyoruz. İstediğimiz gibi olmasa da olacak. 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası olacak. İyi olan tarafa sabıkasına işlenecek. Sabıkasında hayvana eziyet ettiği yazacak önemli bir şey. Belki bir daha suç işlemesinde önüne geçecek. Düzenleme hayvanlara eziyeti düşürebilir. Şu anda hiçbir ceza almayacağını bildikleri için, istediği eziyeti yapıyor. Buna belediyeler de dahil. Belediyelerin de aslında ceza alması gerekir” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri