2020 Yılının Dünyaya Öğrettikleri ve Öğretemedikleri...

Dr. Sevinç Koçak

2020 yılını geride bırakacağımız günlerdeyiz. 2021 çok yakın ve tüm insanlık 2021 için büyük umutlar besliyor. Covid-19 salgınının tüm dünyada yarattığı travmaların bir an evvel geçip gitmesi ve dünyanın Mart 2020 öncesindeki günlerine dönmesini diliyoruz. Meğer ne de güzel bir hayatımız varmış Covid-19’dan önce…

2020 çok öğretici bir yıl oldu aslında dünyaya.

2020 yılının öğrettiklerini düşündüğümüzde, kategorileştirmeden ve öncelik sıralaması olmaksızın belli başlı konuları şöyle sıralayabiliriz:

  • Covid-19 Pandemisi ile öncelikle “insan” olmanın değerini fark ettik.
  • Toplu ölümlerin yalnızca gelişmekte olan ülkelere mahsus olmadığını anladık.
  • Para ve ekonomik gelişmişliğin her konuya çare olamadığını kitlesel anlamda gördük ve görüyoruz…
  • Statü ve kariyer olarak farklılıklara ve üstünlüklere rağmen tüm insanların hasta olabileceğini, yenilmez-yıkılmaz olmadıklarını gördük.
  • Dünyanın ve doğanın yaratıldığı düzenini korumazsak, onun da insanları korumayacağını öğrendik.
  • Tıp biliminin ve genel olarak bilimin önemini kavradık.
  • Doktorların değerini anladık.
  • Bir ağacın, kuşun, denizin, mehtabın, güneşin, çimenin, papatyanın, rüzgârın rahatlatmasının ne büyük nimetler olduğunu yeniden fark ettik.
  • Kalabalıklar içerisinde yalnız kalmanın ne demek olduğunu, bir ev içerisinde birbirimizden 2 metre uzakta kalmak zorunluluğuyla daha iyi anladık.
  • Maskenin altından ruj sürmenin yüzümüzü palyaçoya benzettiğini gördük.
  • Evde yapılabilecek el becerisi isteyen her türlü aktiviteyi yapmak üzere bütün yeteneklerin bizlere doğuştan verildiğini öğrendik.
  • İncitmeden tartışmayı, rahatsız etmeden sosyalleşmeyi, hor görmeden paylaşmayı, adeta platonik şekilde uzaktan sevmeyi yeniden fark ettik.
  • Dünyanın tüm müzelerinin, sanat merkezlerinin, film ve tiyatro kulüplerinin, kütüphanelerinin, erişilmez olduğunu düşündüğümüz tüm sanat ve kültür kurumlarının istedikleri anda bütün dağarcıklarını tüm dünyayla paylaşabileceklerini öğrendik.
  • Kentlerde ya da kırsalda yaşayan, jenerasyon farkı gözetmeden her yaştan ve cinsiyetten insanın alıştığının dışında iş yapış şekilleriyle sınanabileceğini gördük.
  • İnternetin ne büyük ve ne önemli bir buluş olduğunu kavradık.
  • İletişimin her platformda, kişiler arası, kitlesel, dijital, geleneksel ya da empatik olsun olmasın hayatımızın temeli olduğunu yeniden keşfettik.
  • Tüm sektörlerin birbiriyle entegre şekilde hayatımızı sarmaladığını ve bir sektördeki olumsuz ya da olumlu bir durumun domino etkisiyle tüm ekonomik sistemi etkilediğini anladık.
  • Gelir dağılımında eşitlikçi yaklaşımın gereğini, sömürge anlayışının kesinlikle bitmesi gerektiğini, zor durumlarda tüm devletlerin kendi ayakları üzerinde durabilecek güçte olmasının dünyanın bekası için şart olduğunu anladık.
  • Evden uzakta geçirilen iş saatlerinin bazı konuları görmeden ve irdelemeden ortak bir hayatı sürdürmede ne derece avantaj sağladığını anladık.

 

  • Çalışmak ve üretmenin değerini, yalnızca ekonomik kazançlar açısından değil kişisel tatmin için de şart olduğunu ciddi şekilde anladık.
  • Savaşların yalnızca topla-tüfekle-bombayla olmadığını, ekonomik, biyolojik ve kimyasal etmenlerin savaştan da tehlikeli olabileceğini gördük.
  • Bu kadar çok olumsuzluğun içerisindeyken bir yerlerde başka ülkeleri bombalayan ve öldürenlerin olmaması gerektiğini ve eğer ki bunu yapanlar olursa da cezalarını çekeceklerini fak ettik.
  • Sendikalaşmanın, toplu olarak direnç göstermenin, haklar ve özgürlükler için mücadele etmek gerektiğinin sermayenin karşısındaki en önemli duruş olduğunu kavradık.  
  • Mesleklerimizde yenilikçi ve yeni normal olarak adlandırılan koşullarda neler yapılması gerektiğine dair büyük küçük tüm işletmelerin ve sektörlerin kafa yormasının, geleceğin inşası için şart olduğunu gördük.
  • Saygı, sevgi, eşitlik, adalet, dürüstlük, sabır ve inanç geliştirmek gibi erdemlerin her koşulda gerekli olduğunu anladık.
  • Bireysel başarılar için kolektif başarıların gerektiğini gördük.
  • Hayatın çok kısa olduğunu anladık.
  • Aşı bulunmasında süreç ne kadar kısaldıysa, satın alınması için ülkelerin de aynı kısa süre içerisinde harekete geçmesi gerektiğini öğrendik.
  • Hiçbir şey için geç kalmadan zamanında ve hakkıyla istediklerimizi yapmamız gerektiğini anladık.

Bu liste daha da uzayabilir.

2020’nin insanlara ve insanlığa öğretemedikleri nelerdir diye düşünürsek eğer…. Yukarıdaki listeyi aynen okuyup, cümlelerin sonuna “anlayamadık” ya da “öğrenemedik” ifadelerini ve olumsuzluk eklerini koyduğunuzda, öğrenemediklerimizin, anlayamadıklarımızın listesi de tamamdır!

“Garp cephesinde değişen bir şey yok!” demek geliyor insanın içinden… Bir kesim insan birçok konuda derin farkındalıklara varırken, bir diğer kesim sanki özden ve asıl olandan uzaklaştıkça uzaklaşıyor gibi… Tabii ki unutmamalı; “tırtılın ‘dünyanın sonu’ dediğine, usta ‘kelebek’ der”! 

2021 yılının dünyaya ve insanlığa başta sağlık olmak üzere beklenen ve istenen bütün güzellikleri ve mutlulukları getirmesi dileklerimle…

Gündemden dikkatimi çekenler:

  • Deloitte’in tüketicilerde yaptığı araştırma, Cıvid-19 Pandemisi nedeniyle tüketicilerin market alışverişi yaparken strese girdiklerini ve alışveriş tercih kriterlerinde kaliteli ürün, hız, fiyat unsurlardan daha önce hijyen ve güvenlik konularına odaklandıklarını göstermiş. Ayrıca sık alışveriş yerini daha uzun sürelerde toplu alışverişlere bırakmış. Bu durum taze satın alınması gereken ürünlerin daha uygun koşullarda uzun süre saklanması gereğini doğurduğu için artık ürünlerin saklanmasını kolaylaştıran teknolojilerin doğması gerekecek. Nitekim buzdolapları bu yönde atılıma geçtiler bile…Marketlerde de rekabet unsuru olarak halk sağlığını üst düzeye çıkartan koşulları sağlayanlar noktasında artacak… Bu atılımları da marketlerden hızla beklemekteyiz. 
  • McDonalds çok eğlenceli ve etkili bir kampanyanın içerisinde… Saçlarını “M” şeklinde kestirenlere, yapay zekâ yazılımı “Altın M Dedektörü” tarafından tespit edildiğinde Big Mac menü hediye ediliyor. “M” şeklindeki saç kesiminin yeniden moda olmasını sağlayan bu kampanyada İsveç McDonalds  “Golden M Barber Shop” mağazasını fiziksel olarak açarak yalnızca “M” şeklinde saç kesimi yapmaya başlamış…İsveç McDonalds reklam Ajansı Nord DDB’yi bu muhteşem girişiminden dolayı tebrik etmemek mümkün değil! Bir markanın dijitalde başlattığı kampanyanın fiziksel olarak sürdürülmesine çok güzel bir örnek olmuş! İşte “Fijital”!
  • IKEA 70 yıldır baskısı yapılan tanıtım kataloğunun artık basılmayacağını açıkladı. IKEA markası için bir “mit” olan derginin dijitalde yayınlanmaya devam edecek olması iyi bir haber iken, baskılı örneğinin artık olmaması, zamana ve şartlara uygun olarak yenilenmenin gereğini tüm markalar için gözler önüne seriyor diyebiliriz.
  • Nike “Siri” ile kontrol edilebilen ayakkabı üretti! Hem ışıklı olan hem de ses ile komut alıp Google Asistan ile bağlantılı hizmetler sunana Nike Adapt Auto Max ürünü günümüz giyilebilir teknolojinin en üst modeli olarak yerini aldı!  
  • Çin 30 futbol sahası büyüklüğündeki teleskobunu hizmete geçirdi! Ülkenin Guizhou eyaletinde yer alan teleskobu tüm dünyadaki bilimsel çalışmaların hizmetine sumak için tekliflere açık olduklarını belirtti.! Bir yandan ABD ve bazı devletlerin yaptırımlarıyla uğraştığını düşünürsek, bu girişim Çin devleti için iyi bir halkla ilişkiler çalışması gibi görünüyor!
  • Hopi’nin geçen hafta #bigit2020 tabelasıyla yayınlamaya başladığı reklamı hepimizin duygularına tercüman olmayı tam on ikiden yakalamış! Reklamın, 2020’nin zorluklarından kurtularak yeni yılı karşılamaya ve umutlanmaya ihtiyacımız olan şu günlerde en çok ilgi çekecek duygunun 2020’den kurtulmak olduğunu yakalayan mesajı “en şiddetli duygu satar” konseptinin de örneği…

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.