DİB'in artık bir güç merkezi olduğuna dikkati çeken Yılmaz,''Soruyorum Türkiye'yi bu duruma kim getirdi? Sadece iktidar mı? Kimseyi kandırmayın, Türkiye'nin bu duruma gelmesinin sorumlusu sadece koltuklarını koruyan aciz,korkak ,kapasitesiz kukla muhalefet yönetim kadrolarıdır.Bu iş bu kadar nettir'' diye konuştu.Öztürk Yılmaz,Türkiye'yi 20 yıldır iktidarın altına seren ve iktidarın koltuk değneği olan bu muhalefetin iktidara geleceğini düşünmenin ise rüya görmekten başka bir şey olmadığını kaydetti.

Yılmaz,''şimdi bakıyorsunuz muhalefeti destekleyen kendisini bilge büyük Atatürkçü gazeteci diye tanıtan kişi Erdoğan’ı iktidara taşımış.Şimdi sabah akşam Erdoğan’ı eleştiriyor.Yine muhalefetteki bir başka gazeteci gurubu ise Türkiye İslam devleti oldu diyor.Tekrar soruyorum.Türkiye’yi bu duruma kim getirdi? Sadece Erdoğan’mı? Siz kimi kandırıyorsunuz.Türkiye'yi bu duruma sizler muhalefetin yönetim kadrolarıyla birlikte getirdiniz'' açıklamasında bulundu.

Yargıtay açılışında ortaya çıkan tablonun ibretlik, düşündürücü olduğunun önemle altını çizen Öztürk Yılmaz,''Yargıtay açılışında muhalafet liderine o kurdeleyi kestiren ne olabilir? Siyaseten bunu nasıl açıklayabiliriz? 2017 yazında sözüm ona adalet için yürüyen muhalafet lideri için bugün 'adalet' adına ne değişti de orada kurdele kesmeye gidildi?'' sorusunu yöneltti.Yılmaz görüleceği gibi Türkiye'de iktidarın yedek lastiği kukla bir muhalafet olduğuna işaret ederek kimki bunları destekliyor bugüne kadar olduğu gibi Atatürk maskesi takarak Türkiye'nin İslam Devleti olması için çalışıyor dedi.

Öztürk Yılmaz bir kabulu sırasında şunları kaydetti:

‘’Erdoğan’ın en büyük şansı son 20-30 yılda muhalefetteki yönetim kadroları oldu.İlk önce kendisine altın tepside belediye başkanlığı hediye edildi. Melih Gökçek’in de muhalefete çok ama çok büyük teşekkür borcu var.Muhalefet işini yapsaydı. Ne Erdoğan, nede Gökçek rüyasında görürdü belediye başkanlıklarını.İstanbul, Ankara belediye başkanlıklarını muhalefetin yönetim kadroları Erdoğan ve Gökçek'e bir anlamda elden teslim ettiler.

Böyle muhalefetteki yönetim kadroları ve medya, sivil toplum örgütleri olduğu sürece Türkiye daha katı şeriat sistemine geçebilir.Birbirimizi kandırmayalım.16 Nisan’da Atatürk’ün kurduğu rejim yıkılmıştır.Bu işlerin buraya gelmesinin en baştaki sorumluları muhalefet yönetim kadroları,ona hala daha ısrarla çanak tutan ve fonlanan medya ile sivil toplum örgütleridir.Her şey net bir şekilde ortadadır.Net bilanço budur.''