Öztürk Yılmaz’dan flaş açıklamalar! Bilindik u dönüşü!

Öztürk Yılmaz’dan flaş açıklamalar! Bilindik u dönüşü!

Uzun yıllar diplomaside kritik görevlerde bulunan Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı basın açıklamasında NATO Zirvesi’ni değerlendirdi.

Diplomaside önemli makamlarda görev alan Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, Finlandiya ve İsveç’in NATO Zirvesi’nde NATO üyeliğine kabul edilmesi hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

ERDOĞAN’DAN BİLİNDİK U DÖNÜŞÜ

“Her şeyden önce Avrupa’da ve Dünyada genel olarak şöyle, bir algı yerleşmiş oldu. Önce Erdoğan karşı çıkar sonra da u dönüşü yapar.” diyen Erdoğan daha önce de Çin’deki Uygur Türkleri ile ilgili Çin’in uygulamış olduğu politikaya da önce sert tepki verip akabinde hemen u dönüşü yapıp bütün ortaklıkları imzaladı.” Şeklinde konuşan Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Güney Kıbrıs Rum yönetiminin AB üye olma sürecinde ona adeta destek olup, akabinde de izolasyonlar kalkmıyor diye sızlanması ve şimdi de NATO üyeliğinde önce biz burayı veto edeceğiz çıkışı, dünyayı dünyanın dikkatini üzerine çekmesi, sanki edecekmiş gibi bazı kesimler tarafından ciddiye alınsa da pek çok kesim Erdoğan’ın u dönüşü yapacağını bildiği için ciddiye almadı.” dedi.

NATO ZİRVESİNİN İKİ KAZANANI OLDU

Yılmaz açıklamasının devamında, “Erdoğan’ı bizim halkımızdan daha iyi tanıyan çevreler var. Erdoğan’ın veto çıkışını sadece bir oyun olarak planladığını ve gündemde kalarak Biden’la bacak bacak üzerine poz vermek için yaptığını biliyorlardı ve sonuçta Erdoğan muradına erdi. Uzunca süredir Biden’la görüşmek için can atan Erdoğan, bunu bir vesile kıldı ve televizyonların alt yazılarında da “İşte Erdoğan Biden’la görüşüyor.” diye geçti. Erdoğan’ın troll ekibi ve troll ordusu sözüm ona basıncılar, işte şu oldu, bu oldu falan diye konuştular. NATO zirvesinde kazanan iki tarafı var; birinci kazanan Finlandiya, İsveç ve ikinci kazanan ise Erdoğan’ın şahsı oldu. Erdoğan, Biden’la şahsen görüşmeyi çok istiyordu çünkü çok uzunca süredir görüşemiyordu, tedirginlik duyuyordu. Hem böylece bir buçuk aydır Türkiye’deki dolar artışını, mazotun artışını iğneden ipliğe hayatın pahalanması sonucu halkın isyanını televizyonlarda kapatmış oldu, konuşturmadı, bunu konuşturdu. Türkiye’de medya, özgür medya olmadığı için trol medyası olduğu için tamamen trollerden oluştuğu için birkaç yerden maaş alan insanlardan oluştuğu NATO’da Erdoğan şahsi kazancını Türk kamuoyuna bir başarı hikayesi olarak sattılar.” ifadelerini kullandı.

ABD’DEN NATO ZİRVESİNDE İKİ YÜZLÜ HAMLE!

Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’ın açıklamalarının devamı şöyle:

Finlandiya ve İsveç’in AB üyeliğini kim istiyor? Amerika Birleşik devleti. Peki, hangi taahhüdü verdirdiler bu 2 ülkeye? YPG/PYD ve FETÖ’ye destek sağlamamaları taahhüdünde bulundurdular. Peki YPG/PYD’ye destek sağlayan kim? ABD değil mi? Yani ABD, PYD/YPG destek sağlıyor ama Finlandiya ve İsveç’e destek sağlama diyor. İkinci olarak ABD, FETÖ’nün ve Gülen’in iadesini yapmıyor; ama bu iki ülkeye, “Türkiye’den iade talepleri gelirse siz bunları iade edin” falan vaadinde bulunduruyor. Ben açıkçası yıllardır diplomaside çalıştım ama böyle bir tiyatro görmedim. Üçlü bir muhtıra yayınlanıyor. Hiçbir bağlayıcılığı yok, hiçbir yasal bağlayıcılığı bulunmuyor.

ERDOĞAN TÜRKİYE’DEKİ GÜNDEMLE DALGA GEÇİYOR

Erdoğan gerçekten Türkiye ile hayata Türkiye’deki gündemle dalga geçiyor, oyun oynuyor ve kendisine inanmaya hazır bir troll ekibi var ve o destekçileri de onu desteklemiş oluyor.

ERDOĞAN KENDİ ŞAHSİ MENFATTİ İÇİN ÜLKENİN ÇIKARLARINI KÖTÜ KULLANDI

Türkiye madem bu 2 ülkeye veto kozunu kullanacaktı ve gerekçesi de doğruydu. Madem bunlar terör örgütleri PKK/YPG ve FETÖ’yü destekliyorlar o zaman bunların bu defa üyeliklerini veto ederdin. NATO toplantısı yılda birkaç defa oluyor ve bu toplantıda bunları veto ettiği için sözünün arkasında durduğun ortaya çıkardı. Her seferinde U dönüşü yapan lider ve ülke olarak dünyaya yansımış olan o imajı da düzeltmiş olurdun. Ve ne olurdu? Bazı şeyleri somut alırdın. Mesela 40 kişilik, 50 kişilik veya 1 kişilik bir iade listesi sunup iadeni alırdın ve bir sonraki NATO toplantısında gerekirse bunların önünü açardın. Ama bu yapılmadı. Bakınız sırf Biden’la görüşmek için sırf o kareyi verebilmek için sırf dışarıya o kareyi verip içerideki trollerine, “Erdoğan hala Amerika’da muhatap alınıyor.” dedirtebilmek için Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve hassasiyetlerini kötü bir şekilde kullanarak kendi şahsına menfaat sağladın.

ERDOĞAN KENDİ ÇIKARLARI İÇİN ÇALIŞIYOR

Peki neyin zaferi kutlanıyor? Ne olacak biliyor musunuz? Göreceksiniz bunlar, hiç kimseyi iade etmeyecekler. Hiçbir şeyde olmayacak. Göstermelik birkaç adım dışında hiçbir şey olmayacak. Bunların önünü açmış olacak ve Türkiye sürekli şunu duyacağız, “NATO zirvesinde NATO Genel sekreterinin de uhdesinde yapılan üçlü görüşmede mutabık kaldığımız muhtıra çerçevesinde bu taraflar vermiş oldukları vaatleri yerine getirmiyor.” Erdoğan politikası hep sızlanma, hep mağduru oynama. Erdoğan politikası batıda önce itiraz eder, sonra u dönüşü yapar. Her konuda böyledir. Önce itiraz eder, sonra u dönüş yapar. Bakın ben bu 3 konuda başından beri net bir politika takip eden birisiyim. Bir, Ege’de işgal edilen ada, adacık ve kayalıklar ile ilgili bir notayı şöyle, sağlam bir notayı götürüp Birleşmiş Milletler’e veya uluslararası topluma deklare edemedin, veremedin. Gidip uluslararası kuruluşlarda, “Evet, bu adalar işgal edilmiştir. Bunlar işgal altındadır. Yunanistan buraları işgal etmiştir. Türkiye’nin adaları işgal altındadır” diyemedin. İkincisi Doğu Akdeniz’de aylarca iki yıla yakındır münhasır ekonomik bölge ilan edin diye bağırıyorum. Yapabildin mi? Yok. Yerine ne yaptın? Aynı NATO’daki gibi ortalığı karıştırdı, Navtex ilan ederiz, yok gemi göndeririz bunu yaparız dediler ama gemilerin nerede? Gemiler limana çekilmiş bekliyor. Peki, Navtex nerede? Münhasır ekonomik bölge ilan edildi mi? Edilmedi. Üstüne üstlük Yunanistan hiç alakalı olmayan bir yerden geldi ve Doğu Akdeniz’de masaya oturdu. Seninle taraf oldu. Sanki adamı taraf yaptın, kime çalışıyor Erdoğan? Türkiye’nin çıkarları için mi çalışıyor yoksa kendi şahsi çıkarları için mi? Tabiki de kendi şahsi çıkarları için çalışıyor.

TÜRKİYE’DE ERDOĞAN DEVLETİ, HÜKÜMETİ, BASINI, HUKUKU VE YASASI VARDIR

Artık Türkiye’de Erdoğan hükümeti demek de yanlıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de artık değildir. Erdoğan devleti, Erdoğan hükümetidir. Erdoğan hukuku, Erdoğan yasası, Erdoğan basınıdır. Bu nasıl bir iştir, nasıl bir devlettir, nasıl bir şeydir? Onun için Erdoğan devleti Erdoğan hükümeti, Erdoğan’ın basını geldi. Ne olacak? Erdoğan basın olunca da ne olacak? Akşama kadar onu övüyor gazeteciler çünkü ancak öyle geçim sağlayabiliyorlar. Hele bir övmesinler bakalım, 2 gün sonra hepsi kapı dışarı edilir. Hepsi işinden gücünden olur ve hepsi oradaki konumlarının kaybetmiş olurlar. Dünyada yalanın ve masalın en çok anlatıldığı siyasi olarak yer Türkiye’dir. Bakınız geçen TÜRK-İŞ bir değerlendirme yayınladı ve açıklama yaptı. Dedi ki, 20 bin 800 tl’nin altında olan herkes yoksuldur. 6 bin 300 tl’nin altında alan herkes de açtır. Peki asgari ücret ne? Asgari ücretin konuşan var mı? Kimse konuşmuyor.

BASIN ERDOĞAN’IN VE MUHALEFETİN KUKLASIDIR

Bakınız ben son son 10 günde 2 defa hayvan pazarını dolaştım. Hayvancılık sektörü tamamen bitmiş durumda. Şu anda işte hesaplar yapılıyor, bakın hep böyle eli toprağa değmemiş 50 hayvana bakmamış ve eli hiçbir zaman kırsal kesime bulaşmamış ve bu insanlar bakıyorsun hesaplar yapıyor. Bir asgari ücretli, 4 kişilik 1 ailenin geçimini sağlayabilir mi? Sağlayamaz. Ya bunlar akılsız ya. Bu soruyu sordukları için utanmaları lazım. Bir asgari ücretli 4 kişilik aileyi değil 1 tane ineği besleyemez hale geldi. Bir ineğin 1 günde tüketmiş olduğu o yem ve diğer taşımasına harcanan para asgari ücretlinin parasının bir buçuk katıdır. Türkiye’de basın olsa bunlar yazılmaz. Hani ben çıkıyorum ya hayvan pazarına niye hiçbiriniz gelmiyorsunuz? İşinize gelmiyor değil mi? Patronlar izin vermiyor, değil mi? Saçma sapan konularla akşam sabah televizyonlardan milleti oyalıyorsunuz, niye gelmiyorsunuz? Niye basın yok? Çünkü basın Erdoğan’ın kuklasıdır, muhalefetin kuklasıdır. Muhalefet de fark etmez ki Kılıçdaroğlu ülkede demokrasi ister. Örneğin; bana mesela yasak koymuş. Bütün medyasında yasak var. Basın özgürlüğünden bahseder ama bizde mesela basında bir gram yer verdirtmez.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler