Çidem Ayözger Ergüvenç

Çidem Ayözger Ergüvenç

ÖRNEĞİN

ÖRNEĞİN

Örneğin Ankara, İstanbul ya da herhangi bir büyük şehirdesiniz. Gece güzelce karnınızı doyurup biraz televizyon izledikten sonra çoluk çocuk yatıyorsunuz. Günlerden yılbaşı öncesi. Sabah sıcacık evinizde kalktığınız zaman bir bakıyorsunuz etraf kar içinde; gece boyu aralıksız yağmış. Kentin içine serpiştirilmiş parklardaki ağaçları duvak gibi sarmalamış. Her yerde güzelim bir kış kokusu. Yağmakta olan karın çıkardığı ninni gibi o rahatlatıcı ses ve üstünde yürüdükçe kulağınıza gelen o hışırtı.

Hemen yavrularınızı besleyip okula hazırladıktan sonra işe gitmek için kendiniz toparlanmaya başlıyorsunuz. Servis geliyor, karı kürenmiş caddelerden çocuklarınızı okula götürecek. Dışarı çıkıyorsunuz önce kendi sonra eşinizin arabasındaki karları temizlerken her iki arabayı da ısıtıyorsunuz. Kar lastiğiniz var ama aslında gerekli değil çünkü gece boyu çalışılarak yollar açılmış. Eşinizin ve sizin işçi olarak çalıştığınız görev yerlerine gidiyorsunuz.

Çocuklarınız okula ulaşıp sıcacık sınıflarına girdiklerinde öğretmen bu güzel karda bütün öğrencilerin akıllarının dışarda oynamak olduğunu bildiği için onları okul bahçesine çıkarıyor. Belki o gün edinecekleri bilgileri alamayacaklar ama akıllarına kazınacak bir okul anısı daha yaşayacaklar.

İşiniz arasında eşinize, çocuklarınıza, ailenize, yakın dostlarınıza alacağınız yılbaşı armağanları aklınızı zorluyor. Her birini ayrı ayrı mutlu edecek hediyeler seçmelisiniz.

Öğle tatilinde alışverişe çıkıyorsunuz. İstediğiniz şeylerin bir kısmı denk geliyor; gönül rahatlığıyla alıyorsunuz. Geri kalanları da nasıl olsa yılbaşına kadar tamamlarım düşüncesinin verdiği rahatlıkla işinize dönüyorsunuz. Ama hâlâ bir sorun var; yavrularınıza ve eşinize ne alabileceğinize karar verememişsiniz, en iyisi kendilerine sormak diye düşünürsünüz.

Örneğin devlet işçi, memur ve emeklilere birer maaş yılbaşı ikramiyesi vermiş. Geçim sıkıntınız olmasa bile fazla mal göz çıkartmaz diye düşünürsünüz.

Akşam eve gelirken hava iyice soğumuş. Ayazdan kulaklarınız düşecek sanırsınız ama çok da masraf yapmadan enikonu ısıttığınız evinize geldiğinizde hem içiniz hem bedeniniz ısınır. Soğuk havalarda iyi beslenmeniz, kalorili şeyler yemeniz gerek. Etiyle, böreği ve tatlısıyla güzel bir yemekten sonra, günün yorgunluğunu çıkarmak için televizyon karşısında uyukladıktan sonra gamsız, kasavetsiz güzel bir uyku için yatağınıza geçersiniz. Aklınıza takılacak bir geçim sorununuz yoktur ne de olsa.

Örneğin bütün aileniz birbirinize güzel armağanlar alma faslını tamamlamıştır. Sıra yılbaşı programına gelir. Ailece kendi evinizde kutlamayı kararlaştırırsınız.

Aile büyükleriniz, kardeşleriniz, bir, iki eş dost evinizde toplaşacaksınız. İşinizden eve dönerken aile büyüklerinizden birinin gereksinme duyduğu bir ilâcı eczanede doğal olarak buluyor ve buluştuğunuz zaman kendisine vermek üzere alıyorsunuz. Para ödüyor musunuz? Yok canım, devlet sizin böyle bir şey yapmanıza izin verir mi?

Örneğin yılbaşı menünüzü hazırlayacaksınız. Yılbaşı yemeklerinin olmazsa olmazı, hindi sofranızda hak ettiği yeri bulmuş. Hem de peşin para almışsınızdır; küçük bir parçasını kredi kartınızla taksit taksit ödemek üzere değil. Kuru yemiş, çeşitli mezeler, börekler, pastırma, çiroz ve daha neler nelerle sofranızı donatırsınız. Kuşkusuz tatlınız eksik değildir. Keyifle yemekler yenilmiş; saat on iki olduğunda ışıklar söndürülüp, herkes birbiri ile kucaklaşıp tebrikleşirmiştir.

Örneğin daha sonra büyükler evlerine, çocuklar yataklarına çekilince gençler kendi aralarında salon oyunları ile karışık tatlı sohbetlerle geceyi sürdürürmüştür. Ev sahipleri olarak bu güzel yılbaşı gecesini düzenlediğiniz için mutluluk yatar; yeni yıla uyanmak üzere güzel bir uykuya geçersiniz.

Örneğin ertesi sabah karı, koca ortalığı toparlayıp kahvaltıyı hazırlarsınız. Çocuklarınız mis gibi kızarmış ekmek kokusu ile uyanır. Balı, reçeli, yumurtası, tereyağı, peynirleri ve zeytinle zengin bir sofra sizleri bekliyordur. Kimse kimseye bağırmaz, şiddet göstermez; kahvaltıdan sonra kız ve erkek çocuklarınıza odalarını toparladıktan sonra izleyen günkü derslerini çalışmalarını önerirsiniz. Karı koca birlikte kahvaltı sofrasını toparladıktan sonra her ikiniz de istediğiniz, zevk aldığınız biçimde günü sürdürürsünüz.

Örneğin dedim ya; kim bilir yıllar önce olduğu gibi bu örnek yeniden gerçekleşir.

Örneğin yılbaşı sonrası, artık gerçekle yüzleşelim diye eşinizle birlikte bu özel gün için yaptığınız harcamaları gözden geçirdiniz ve mutlulukla gördünüz ki size verilen ikramiyenin yalnızca üçte birini harcamışsınız.

“Rüyaydı, gerçek oldu” demesi lâfta kalmazsa bu örnekleme aslında gerçek olan rüyadır. Pek yakında mı? Umarım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum