Müzik ve Yemek İlişkisinin Kültürel Hafızadaki Yeri Yeni Bir Kavramla Literatüre Kazandırılacak

Müzik ve Yemek İlişkisinin Kültürel Hafızadaki Yeri Yeni Bir Kavramla Literatüre Kazandırılacak

Uzun yıllardır müzik ve yemek ilişkisinin kültürle bağlantısına dair araştırmalar yapan BUÜ Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, "gastroetnomüzikoloji" kavramını, literatüre kazandırmayı hedefliyor.

Etnomüzikoloji Derneği Kurucu Başkanı da olan Doğuş, müzikle birlikte oluşan gastronomik kültürün ne gibi izler taşıdığını, müziğin yeme-içme alanında nasıl kullanıldığı ve kodlarının ne olduğu ile tarım alanlarında kullanılan halk ezgilerindeki kültürel öğeleri araştırıyor.

Doğup büyüdüğü topraklardan yola çıkarak, başka yaşamların da izini sürdüğü saha çalışmaları yapan Doğuş, hem gastronomi hem de etnomüzikoloji alanına dair önerdiği "gastroetnomüzikoloji" kavramıyla neredeyse kaybolmakta olan hasat, baharın gelişi, mevsimsel döngü, evlilik, doğum, ölüm gibi önemli zamanlardaki yemek ve müzik birlikteliğinin çoklu boyutlarını ve tarihsel alt yapısını ele alıyor.

Profesyonel bir mutfağı barındıran Nilüfer Belediyesi Pancar Deposu adlı etkinlik merkezinde, bir konuk ve konu ile "Gastroetnomüzkolojik Kaynatmalar" programını yapan Doğuş, katılımcılara anlatımların yanı sıra tadımlarla uygun müzik performanslarıyla farklı bir deneyim sunuyor. Katılımcılar, bu deneyim sırasında hissettiklerini, etkinliğin hatırlattıklarını verilen anket kağıtlarına kaydediyor.

Yiyecek, içecek ile ses, müzik ve dans işbirliğinin kültürel hafızada yeri

Prof. Dr. Doğuş, AA muhabirine, sözlü kültürün gastronomiye yansıması ile yiyecek içeceğin müziğe yansımasını birlikte incelediğini belirterek, her toplumun kendine özgü yeme içme kültürü olduğunu, bu kültürle o bölgeye ait şarkı söyleme çeşitleri, ezgi yapıları, çalgı çalım teknikleri, yiyeceğin hazırlanması ve sunumu sırasındaki müziği beraber değerlendirdiğini anlattı.

Doğuş, Anadolu topraklarında birçok geleneğe dair sembolik yiyecekler, söylenen türküler, oyunlar olduğuna dikkati çekerek, "Günlük yaşama sirayet etmiş, zamanla bağlamı unutulmuş, hem özel ve gündelik hem de ritüelleşmiş, alışkanlık haline gelmiş davranışların, yiyecek, içecek ile ses, müzik ve dans işbirliğinin kültürel hafızada nasıl yer ettiği, bizim aslında kültürel ve bireysel kimliğimizi nasıl oluşturduğu noktasında gastroetnomüzikoloji kavramının iyi işleyeceğini düşündüm." ifadesini kullandı.

Gastronomi ile etnomüzikolojiyi birleştiren ve daha derinlemesine araştıran spesifik bir çalışma alanı oluşturmak için 5 yıl önce bu kavramı önerdiğini dile getiren Doğuş, bu kavramın kabulü, kullanılması ve bir disiplin haline gelmesi adına "gastroetnomüzikoloji ne yapar? Ne yapmalıdır? Çalışma alanı nedir?" gibi parametreleri belirlediğini kaydetti.

Doğuş, daha önce "gastromüzikoloji" kavramının Kaliforniya Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Pierpaolo Polzonetti tarafından kullanıldığını, Polzonetti'nin Giuseppe Verdi operalarında sofra hiyerarşisi ve müzik ilişkisini ele aldığı çalışmanın, "gastroetnomüzikoloji" kavramını önermesinde etkilendiği bir çalışma olduğunun bilgisini verdi.

"Veri tabanı oluşturma hedefim var"

Doğuş, Etnomüzikoloji Derneği'nce yılda iki defa basılan hakemli dergide ilk defa "Gastroetnomüzikoloji'ye Doğru" başlıklı bir makalede bütün detaylarıyla yazdığını belirterek, şöyle konuştu:

"Daha sonra başka dergilerde bu çerçevede yazılarım oldu. En sonunda geçen yıl 'Gastroetnomüzikoloji Dergisi'ni çıkardık. İkinci sayısı bu yıl bitmeden yayınlanmış olacak. Hedefim, yayın sayısını da artırmak. Kitap çalışmam var. 'Gastroetnomüzkolojik Kaynatmalar' adında yarı akademik bir içerikle oluşturduğum program var. Burada konuklar, bir lezzeti taktıklarında dinledikleri ses veya müziğin o tatla ilişkisini, onlara verdiğimiz anket kağıtlarında, kültürel hafızalarına dair kaybolmuş, belki hiç kullanmadıkları birçok geleneği, davranış biçimini açığa çıkarıyor. Aslında biraz da hatırlatma süreci. Kültürel hafızaya, yeme, içme ve müzik ile ses ilişkisine dair bir veri tabanı oluşturma hedefim var. Bu çalışmalar, bu çerçevede gerçekleşiyor."

"Gastroetnomüzkolojik Kaynatmalar" programında katılımcılara her tadımla beraber bir müzik dinlettiklerini anlatan Doğuş, "Buradan çok güzel hikayeler çıktı. Anketlerden alınan verileri, yayın haline getirmeyi hedefliyorum. Kültürel hafızaya dair bir veri tabanı oluşturmak. Bu, belki en güzel çıktı olacak." dedi.

Prof. Dr. Doğuş, yaptığı çalışmalarla aslında gastroetnomüzikoloji kavramını yüzde 80 literatüre kazandırdığını, bu yolda ilerlemeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.

Muhabir: Büşra Nur Yılmaz

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler