MHP Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir TBMM Konuşması

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir TBMM Konuşması

Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Doğal Gaz Alanına İlişkin İş Birliği Anlaşmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.

Sayın Başkan,
Saygıdeğer milletvekilleri;
Gündemimizde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Doğal Gaz Alanına İlişkin İş Birliği
Anlaşmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi sevgi
ve saygılarımla selamlıyorum.

whatsapp-image-2025-02-26-at-22-29-10-3.jpeg

Muhterem milletvekilleri,
Türkiye ile kardeş ülke Azerbaycan arasındaki ilişkiler “tek millet iki devlet”
anlayışıyla her geçen gün daha da ileri bir seviyeye taşınmaktadır.
Tarihsel bağlarımızla şekillenen ve birbirinden ayrılması düşünülemez iki
devletin çok geniş sahaları kaplayan işbirlikleri hem Türkiye hem de
Azerbaycan’a önemli kazanımlar sağlamaktadır.
1990’lı yılların başından itibaren ülkemiz ve Azerbaycan arasındaki enerji
alanındaki iş birliği giderek derinleşmiş daha da stratejik bir anlamı ifade
etmeye başlamıştır.
Azerbaycan’ın Şah Deniz-2 sahasından çıkarılan doğal gazı Türkiye
üzerinden Avrupa’ya taşımak amacıyla inşa edilen ülkemiz ve Azerbaycan
arasındaki enerji iş birliğinin en önemli projelerinden birisi olan 1841
kilometrelik Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi yani TANAP 2018
yılında faaliyete başlamıştır.
Yıllık 16 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesine sahip olan
TANAP’ın bu kapasitesinin önümüzdeki süreç içerisinde 31 milyar
metreküpe çıkarılması hedeflenmektedir.
2023 yılında TANAP üzerinden ülkemize 10,2 milyar Avrupa’ya ise 12
milyar olmak üzere toplamda 22,2 milyar metreküp doğal gaz akışı
sağlanmıştır.
2018’den günümüze kadar TANAP üzerinden taşınan Doğal gaz miktarı ise
62 milyar metreküpü geçmiş durumdadır.
Türkiye ile Azerbaycan’ın sürekli olarak gelişmeye açık enerji ortaklığı her
iki ülkeye önemli çıkarlar sağladığı gibi hem Avrupa hem de küresel enerji
denkleminin en etkili aktörlerinden birisi haline gelmiştir.
Türkiye üzerinden Trans Adriyatik Boru Hattı yani TAP’a bağlanarak
Avrupa’ya doğal gaz akışı sağlayan TANAP kıta ülkelerinin enerji arzı
çeşitliliği ve güvenliği açısından da önemli bir yere sahiptir.
2022 yılından beri devam etmekte olan Rusya-Ukrayna Savaşı gıda,
ticaret, ekonomi, güvenlik gibi pek çok alanı etkilerken özellikle de
karşılıklı yaptırımlar neticesinde Rusya’nın doğal gaz kartını oyuna
sürmesiyle enerji arzı güvenliğinin ne deli önemli olduğunu bir kez daha
göstermiştir.

whatsapp-image-2025-02-26-at-22-29-10-4.jpeg
Rusya’nın doğal gazı kesmesinin ardından bu ülkeye ciddi bağımlılığı olan
Avrupa ülkeleri enerji temini konusunda önemli sıkıntılarla karşı karşıya
kalmıştır.
Bu durum Avrupa’yı güvenli rotalar ve yeni tedarikçi arayışı içerisine
sokmuş, böylesi bir ortamda en güvenli rota ve ortak olarak Türkiye ön
plana çıkmış, TANAP’ın önemi daha da artmıştır.
Türkiye ve Azerbaycan arasında kardeşlik temeliyle yapılan enerji
alanındaki iş birliği ülkelerimiz açısından önemli kazanımlar sağlarken
küresel enerji bağımsızlığı, arz güvenliği ve ekonomik rekabet anlamında
da jeopolitik avantajları beraberinde getirmektedir.
Türkiye’nin sahip olduğu doğudan batıya, kuzeyden güneye enerji akışını
yönlendirebilen kritik coğrafi konumuyla beraber Azerbaycan ile yürütülen
iş birliği, bizi sadece transit bir ülke olma konumundan çıkarıp bir enerji
merkezi haline gelmemizde de önemli bir potansiyeli oluşturmaktadır.
Türk dünyasını fiziki olarak bütünleştirecek olan Zengezur Koridoru’nun
açılmasıyla beraber de Türk devletlerinin ortaya koyduğu bu müspet
anlayış küresel ve bölgesel enerji denkleminin en belirleyici unsuru haline
gelecektir.
Azerbaycan ile Türkiye arasında doğal gaz alanındaki mevcut iş birliğinin
geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi maksadıyla 14 Mayıs 2024 tarihinde
İstanbul’da imzalanan anlaşmanın meclisimizde onaylanması, ülkelerimizle
beraber tüm Türk devletleri açısından olumlu bir gelişme olacak ayrıca
küresel ve bölgesel enerji ticaretinin de insanlığın lehine evrilmesine temel
hazırlayacaktır.

whatsapp-image-2025-02-26-at-22-29-10-1.jpeg

Sayın Başkan,
Saygıdeğer Milletvekilleri,
İçerisinde bulunduğumuz dönemde yaşanan küresel gelişmelere
bakıldığında neredeyse 100 yıllık aranın ardından, üstünlük mücadelesinde
önde gelen devletlerden bazılarının topraklarını genişletme hamlelerine
başladıkları açıkça görülmektedir.
Rusya’nın Ukrayna’nın Kırım ve yine bu ülkenin Azak denizi kıyı şeridinde
bulunan sahaları işgali bunun belki de ilk adımı olmuştur.
Ardından Çin’in, tek Çin politikası dâhilinde Tayvan üzerinde hak iddia
etme girişimine yönelik gayretleri kendisini göstermiştir.
Gelinen aşamada ise ABD’de göreve gelen Trump, açıkça Kanada ve
Grönland ile Meksika’nın kuzey bölgelerini ele geçirmeye yönelik hesaplar
içerisinde olduğunu ilan etmiştir.
Bu çabalara Gazze’yi İsrail’e vermeye yönelik işgal senaryoları da
eklenmiştir.
Dolayısıyla cin artık şişeden çıkmıştır ve dünyanın eskisi gibi olamayacağı
görülmüştür.
Sıcağı sıcağına yaşanan gelişmeler tüm insanlığı hızla tüm yer küreye ve
her kıtaya yayılabilecek eşi benzeri görülmemiş ülkeler arası bir
hesaplaşmanın vuku bulacağına işaret etmektedir.
Daha açık bir ifade ile yeni bir dünya savaşının yaşanması ihtimali birkaç
yıl öncesine göre birkaç kat artmıştır.
Bu koşullarda Türk Dünyasının her alandaki ortaklık şuuru ve eylem
birliğini geliştirmesi elzemdir.
Güvenlikle alakalı vasat bulan gelişmelere bakıldığında sınırların
değiştirilme hamlesi açıkça kendisini belli etmişken, her ne kadar hiçbir
ülke ve tarafa karşı kurulmadığı ifade edilse de, kendi egemenliği ve
toprak bütünlüğünü koruyabilmek için Türk Devletleri’nin ortak bir
savunma anlayışı geliştirebilmeleri ve ortak bir odu kurmaları
zorunlu hale gelmiştir.
Diğer yandan küresel gerginliklerin nüksettiği bir başka saha olan ekonomi
alanında da buhranın etkisini arttırdığı malumdur.
Karşılıklı ve maksatlı olarak birbiri ile rekabet halinde olan ülkelerin yine
birbirlerine karşı uygulamaya koydukları ekonomik yaptırımlar yahut ilave
gümrük vergileri küresel ekonomiyi çok ciddi ölçüde sarsmaktadır.
Bu durum birbirine karşı ekonomiyi silah olarak kullanan ülkeleri
etkilemekle kalmamakta, diğer ülke ekonomilerini de tahrip yaratma
boyutunda etkilemektedir.
Mevcut küresel koşullarda üretimin birbirine bağlı olduğu gerçeği göz
önüne alındığında, ekonomi ve dolayısıyla tedarik zinciri ile ilgili
yaşanabilecek olumsuz senaryolara karşı da Türk Devletleri’nin ortaklık
anlayışını geliştirmeleri gerekir.
170 milyona yaklaşan nüfusu ile dinamik bir yapıya sahip olan Türk
Devletleri Teşkilatı’nın toplam milli geliri 1,5 trilyon dolar seviyesindedir.
Buna karşın üye ülkelerin kendi aralarındaki ticareti ise sadece 42 milyar
dolar seviyesinde kalmaktadır.
İki rakam birbiri ile mukayese edildiğinde arada çok ciddi bir uçurum
vardır.
Bir an evvel Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin kendi aralarındaki ortak
ticareti artırmaları, hem teşkilatın hem de üye ülkelerin geleceği açısından
stratejik öneme sahiptir.
Bu saikle Türk Devletleri arasında ortak pazar kurulması ve ortak
ticaret ağının geliştirilmesi gereklidir.
Belirsizlik ve güvensizliğin arttığı 21. Yüzyılın ikinci çeyrek döneminde
üçüncü ve nihai olarak yine Türk Dünyası’nın birbirinin hak ve hukukunu,
kendi hak ve hukuku olarak görerek hareket etmeleri de elzemdir.
Güç birliktedir.
Türk Dünyası her meselede bir ve beraber olunca aşamayacağı bir
meselesi asla olamaz.
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, çok uluslu yapılarda ve diğer ikili ve
çoklu alanlarda her Türk Devleti’nin bir diğer Türk devletinin hak ve
menfaati ölçüsünde tavır benimsemesi ve bu anlayışın yönetim düzeyi ile
beraber toplumsal düzeye de yayılması hepimiz açısından ortak kader
birliğini tesis edebilecektir.
Bunun için Türk Devletleri’nin ortak diaspora kurmaları da öncelikli
eylemlerimiz arasında yer almalıdır.
Nihai olarak ortak savunma ve ordu, ortak pazar ve ticaret ile ortak
diaspora kurulması yolunda Türk Dünyasına örnek olacak modeli Türkiye
ve Azerbaycan birbirleri arasında geliştirmeyi başarmıştır.
Şimdi bu anlayışın Türk Devletleri Teşkilatı’na bütünüyle yaymak üzere
sistemli ve stratejik şekilde çalışmaların yapılmasına ve sonuç alınmasına
ihtiyaç vardır.
Bu vesileyle sözlerime son verirken ilgili anlaşmaya Milliyetçi
Hareket Partisi olarak olumlu yönde oy vereceğimizi belirtiyor, 33.
Yıl dönümünde Hocalı Soykırımında şehit olan tüm soydaşlarımızı
rahmetle yâd ediyor, Gazi meclisimizi sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler