Matruşka Tuzağında Türkiye?!

Matruşka Tuzağında Türkiye?!

Tarih, döngüsel bir aynada bugünü yansıtırken, geçmişin gölgeleri kararlarımıza sızıyor. Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) final sahnesinde, Türkiye’nin kaderi bir kez daha sınanıyor.

Sevgili Okuyucular,
Bugün aslında dün'dü.
Tarih, döngüsel bir aynada bugünü yansıtırken, geçmişin gölgeleri kararlarımıza sızıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) final sahnesinde, Türkiye’nin kaderi bir kez daha sınanıyor.
Stratejik akıl, bu matruşka oyununun katmanlarını çözerek, Cumhuriyet’in ruhunu koruma mücadelesi veriyor.
Gelin, bu karmaşık tabloyu satır satır deşifre edelim.
Öncelikle...
Gazetecilik, doğru soruları sorma sanatıdır.
Ancak “psikolojik harekât” kisvesi altında gerçekleri çarpıtan bir medya, ne yazık ki bu sanatı gölgeliyor.
Yeni CHP’nin tutumu, Sözcü gibi mecraların 2002 öncesine dönen hataları ve balık hafızalı yaklaşımları, kasıtlı mı yoksa ihmalkârlık mı sorusunu akla getiriyor.
Hata, tekrarlanırsa yanlış olur; yanlış, kasıtlıysa cezası tarih önünde kesindir.
Nitekim...
Türkiye, BOP’un son perdesinde tasfiye tehlikesiyle karşı karşıya.
Hazine’nin borç yükü, sürdürülemez bir seviyede:
Erdoğan döneminde üç kat, yokluğunda dört kat artan borçlar, faiz yükleriyle katlanıyor.
Neo Duyun-u Umumiye, Osmanlı’nın taşeron savaşlarla maaş ödeyemez hale geldiği günleri hatırlatıyor.
Türkiye, İran’la karşı karşıya getirilirken, ters ayakta yakalanmış bir aktör gibi sahnenin ortasında.
Hal böyleyken...
Bölgedeki güç oyunları, Müslümanlık ve laiklik gibi kavramların içinin boşaltıldığını gösteriyor.
Diyanet’in sessizliği, devlet memuru refleksiyle mi, yoksa başka bir hesapla mı açıklanmalı?!
Allah adına iş gördüğünü iddia edenler, korkusuzca konuşmalıydı; ancak sustular.
Peki, bu suskunluk, milletin vicdanında nasıl yankılanıyor?!
Nüans?!
Servet ve güç hırsı, değerlerimizi gölgeliyor.
Kul hakkı yemeyi “akıllılık” sayan bir zihniyet, hangi dini veya ahlaki meşruiyete sığar?!
Diyanet’in bu konuda bir fetvası var mıdır, yoksa sessizlik mi fetvadır?!
Öte yanda, laikliğin içinin boşaltıldığı bir süreçte, CHP’nin geçmişiyle çelişen tutumu düşündürücü.
Kılıçdaroğlu’nun TESEV ve Dersim günlerinden bugüne, laiklik bir öncelik mi oldu, yoksa bir gölge mi?!
Yani?!
BOP’un taşeronları, servet ve güçle palazlanıyor.
İsimler değişse de hikâye tanıdık:
CIA’nın beslediği, zengin ettiği yapılar, Atatürk’ün Türkiye’sini yağmaladı.
Karun’un serveti bile bu “ak zenginlerin” gölgesinde sönük kalır.
FETÖ’den Gökçek’e, siyasal Türkçülerden İslamcılara, herkes BOP’un türküsünü söylüyor.
Demem o ki:
28 Şubat’tan 15 Temmuz’a, her süreçte palazlananlar, bugün de sahnede.
Çevik Bir ve Çetin Doğan gibi isimlere yapılan muamele, suskunlukla karşılanıyor.
İstihbarat'ın gölgesinde, medya patronları ve siyasiler, hangi oyunun parçası?!
DEM/PKK ile ülkücü oylar aynı sandığa akıyorsa, büyük Ermeni-Kürt devleti projesi kimin eseri?!
Demem şu ki:
Borç batağındaki bir devlet, küresel tefecilere boyun eğerek mi ayakta kalacak?!
Yunanistan’ın hali ortada; Atina’yı fonlayanlar, Ankara’yı da köşeye sıkıştırıyor.
Napolyon’u parlatan da, teneke bağlayıp gömen de aynı Talleyrand’dı.
Hasılı:
İstihbarat’ın “dört eğilim”i, Sözcü’den Akit’e, t24’ten Odatv’ye, kendi içinde bir ısparmaça oynuyor.
Asker, devlet memuru; Diyanet, devlet memuru; Tapu Kadastro neyse, Genelkurmay da o.
Matruşka BOP’un fitne makamı kim ise, “Quo vadis?” sorusu o kuruma sorulmalı?!
Hülasa:
Türkiye, parçalanma eşiğinde.
İstihbarat’ın kurnazlığı, TSK’yı yıkılmakta olan binanın ardak altına çekmeye çalışıyor.
Siyasal İslam, haram, rüşvet ve ihanetle hesaplaşılacaksa, bu İstihbarat’ın işi.
Vatanı kurtarmak, Erdoğan’dan, tarikatlar'dan önce MİT’e yakışır.
Kahramanlık sırası onlarda!
Netice:
Suriye’de ne işimiz var?!
Mülteciler neden burada?!
Gariban çocukları ölürken, lüks araçlarla kenefe giden mücahitler müteahhit oldu.
BOP’un finalinde, devlet parçalanırsa, Eyfel Kulesi’ni kimin mabadına iteleyecekler, görelim!
Ezcümle:
Türk milleti, Atatürk’ün emanetine sahip çıkarak bu tuzağı bozabilir.
Medeniyet tangosundayız, halayda değil.
Milyonda 1'iz; çağın ruhu, simyacı bir bilinçle vatanı kurtarma vakti.
Sahne bizim, tarih bizi bekliyor!
Cüneyt Şaşmaz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler