LEKESİZ

Bir öldürme ya da yok ediş aslında bir hikâyenin –neredeyse- sadece başlangıcıdır.
Bu cinayet hikâyesinin devamı tam da bundan sonra başlar.
Çünkü cinayet işlenmiştir ve sıra suç aletlerini, delilleri ortadan kaldırmaya gelmiştir.
Dünyaca ünlü adli tıp uzmanı ve kriminolog Prof. Dr. Sevil Atasoy, “kusursuz cinayet yoktur” tezini savunur.
Ya sizce de bu böyle midir?
Ülkemizdeki “faili meçhul” cinayetlerin sayısı öyle “kusursuz cinayet yoktur” dedirtecek düzeyde değil doğrusu.
Bu cinayetlerin basına yansıyanları olduğu gibi bir de kimselerden habersiz, sessizce işlenenlerinin de olduğu gözardı edilmemelidir.

Şimdi gelelim adli ve kriminolojik bir vaka sonrasındaki genel prosedüre…
Bir ölümün cinayet olup olmadığına kesinlik kazandıranın “Olay Yeri İnceleme” olduğunu ekranlarda izlenen polisiyelerden artık herkes biliyor.
İşlenen cinayetin en pis kısmı olan “Olay Yeri Temizlik” kısmı var ki işte o iş öyle genel temizlik maddeleri olan arap sabunu ya da çamaşır suyu veya tuzruhu ile bile temizlenemez.
Çünkü yapılan en derin temizliği dahi “Luminol” adlı kimyasal, kalan tüm kan izlerini görünür kılar.

12-005.jpg

Eğer izlediyseniz hatırlayacaksınız…
Luminol” adlı kimyasal ile “Discovery Channel” adlı kanalda yayınlanan “Medical Detectives” programıyla tanınan ve Crime Scene Investigation “CSI NY” adlı dizide Amerikan “Olay Yeri İnceleme” ekiplerinin olay yerlerinde kullanmaları ile tanışmıştık.
Bu kimyasalın mekanizması oldukça basit ve etkilidir.
Hidrojen peroksit ile birlikte kullanılan Luminol, kimyasal reaksiyona girmek için bir katalizöre ihtiyaç duyar.
Kanda bulunan hemoglobinin içerdiği demir iyonları, bu iki maddenin tepkimeye girmesini sağlar ve ortaya çıkan enerji çevreye ışık saçılmasına sebep olur.
Bu ışıma karanlık ya da mor ışıkta gözle görülebilecek seviyededir.
Şüpheli noktalara döküldüğünde ortada herhangi bir kan izi olmasa bile, demir iyonları şüpheliyi kolayca eleverir.

11-005.jpg

Şimdi gelelim “Olay Yeri Temizlik adlı birime…
Bu birim, sadece cesedi temizlemez.
Konusunun uzmanı bir temizlik görevlisi, bir suç mahallindeki delilleri veya sadece temizlenmesi gereken herhangi bir işin artıklarını da temizler.
Kısacası, bir anlamda da başınızdaki belayı kökünden temizler.
Olay Yeri Temizlik” bu nedenle birçok filme konu olmuştur.

Çalışanlarına göre “normal temizlikten farkı yok” denilse de “Olay Yeri Temizliği” esasında oldukça tehlikeli bir iş.
Bir cesedin vücut sıvılarında bulaşıcı bir hastalık taşıması riski olabileceğinden dolayı, temizlik görevlisinin temizlenmemiş olan bu alana girmesi ile bu bulaşıcı hastalığa maruz kalabilme riski her zaman vardır.  
Bu temizlik işleminin üzerinden uzun bir süre geçmiş olması, söz konusu hastalığın bulaşmayacağı anlamını taşımıyor.
Biyolojik riskler, mevcut konumdaki kişileri de tehdit edebiliyor.
Temizlik sırasında kolları ve bacakları uzun tulum giyilmesi de bu nedendendir.
Beyaz rengin tercih edilmesi, herhangi bir sızıntının olup olmadığını göstermesinden dolayıdır.
Tenin havaya teneffüs etmemesi için kol ve bacak bilekleri de sıkıca bantlanmaktadır.
Bir temizlikte kullanılan araçlar, başka temizlikte kesinlikle kullanılmamaktadır.

Bu arada merak edenler için belirtmeliyim ki ülkemizdeki resmi Prosedüre göre, bütün deliller toplandıktan ve olay kapandıktan sonra Savcılık eğer olay yeri bir mülk ise mülkün anahtarını ölen kişinin yakınına teslim ediyor.
Sonrası ise maktulün yakınlarına kalıyor.

2.1 milyar Dolarlık bir sektöre sahip olan ABD’de “Olay Yeri Temizlik” işinin yasal bir çerçevesi ve özellikle ebola endişesiyle birçok tedbiri bulunmaktadır. 
Bunlardan biri, temizlikçilerin yılda 2 kez genel muayeneden geçmek zorunda olmalarıdır.

Olay Yeri Temizlik” sektörü, 90’lı yıllardan itibaren ABD’de hızla büyüyüp, sadece bu hizmeti veren 250’den fazla şirketin olduğu ve günlük kazançlarının 2 bin Dolar olduğu kayıtlara geçmiştir.
2008’de BBC, İngiltere’de her yıl 30 ailenin bütçelerini sadece bu temizliğe harcadığını yazmıştır.
The Guardian Gazetesi’nin iş ilanları kısmında “Suç yeri temizlikçisi aranıyor” ilanlarının altında, “Yıllık ortalama gelir 24 bin 880 sterlin” yazıyor olması, 7/24 “Olay Yeri Temizliği” yapan firmalarının varlığı, cinayet ve vahşetin ne denli yükselişte olduğunun bir göstergesi değil midir?

Sonuca gelecek olursak, kanla kirlenen dünyaya lekesiz temizlik garantisi veren bu temizlik timleri olduğuna göre “kusursuz cinayet” kavramı ödenen yüklü meblağlar karşısında da ortadan kaldırılmış olmuyor mu?

Ceset yoksa, cinayet de yoktur.

Aşkım TAN
28.10.18 - Ankara

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum