Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

Gıda, Su, İlaç: Stratejinin Yeni Kalesi

“Et girmeyen yere dert girer.”
...
Bugün aslında dün'dü.
Öncelikle...
Gıda, su ve ilaç, devletlerin stratejik kapasitesinin yeni temeli.
Nitekim...
2025’te küresel krizler; Rusya-Ukrayna savaşının tahıl koridorunda %20 daralma, iklim değişikliğinin su stresini %15 artırması, Orta Doğu’daki enerji ve su çatışmaları, bu unsurların jeopolitik önemini artırıyor.
Hal böyleyken...
Strateji uzmanı Kemal Uysal, Temmuz 2025’te dikGAZETE.com için yapılan söyleşide, insanın biyolojik ihtiyaçlarının ulusal dayanıklılık ve uluslararası ilişkilerdeki rolünü derinlemesine analiz ediyor.
Türkiye’nin “merkez Türk aklı” ile bu kaynakları nasıl güvence altına alacağı, küresel satranç tahtasında belirleyici olacak.
İşte güncel verilerle zenginleştirilmiş o çarpıcı diyalog:
DEDİM: Devletlerin stratejik kapasitesi genellikle askeri güç, teknoloji veya ittifaklarla ölçülüyor.
Gıda, su ve ilaç güvenliği, bu denklemi stratejik açıdan nasıl yeniden tanımlıyor?!
DEDİ: İnsan, bedeniyle dünyaya çivilenmiş, ama zihni ve ruhuyla ufka açılan bir varlık.
Gıda, su ve ilaç, bu çelişkinin temelinde yatıyor.
Heidegger’in dediği gibi, insan “olanaklara açık”; ama açlık ve susuzluk, bu açıklığı biyolojik sınırlarla çerçeveliyor.
1402 Ankara Savaşı’nda Timur’un ordusu iyi beslendi, dinlendi, kazandı; Yıldırım Bayezid’in ordusu aç ve moralsizdi, yenildi.
2025’te Ukrayna tahıl koridoru %20 daraldı, Husi saldırıları gıda sevkiyatını aksattı.
Türkiye, 2025 Yatırım Programı’nda 5 milyar TL’lik tarım ve su altyapı projeleriyle bu zinciri kırmalı.
Stratejik kapasite, tanktan çok sofrayı, tüfekten çok suyu güvence altına almakla ölçülür.
İnsan, ekmeğe ve ilaca muhtaç; bu muhtaçlık, devletlerin varoluşsal dayanağıdır.

DEDİM: Bu yaklaşım, klasik güvenlik anlayışını hangi yönleriyle dönüştürüyor?!
DEDİ: Klasik güvenlik, kılıç ve kalkanla sınırlıydı; artık sofra, su ve ilaç güvenliği, ulusal dayanıklılığın biyopolitik temeli.
Libya’da su depoları stratejik hedef oldu; kontrol eden iktidarı aldı.
Çin’in 18. yüzyıl sel felaketlerinde açlık, toplumu hayatta kalma moduna itti; insanlar tohum, kök, hatta evcil hayvan yedi.
2025’te iklim değişikliği su stresini %15 artırdı.
Türkiye’de DEM Partili vekilin “Baraj kurup elektriği satamazsınız” çıkışı, su ve enerjinin kolektif bilinçteki yerini gösteriyor.
Güvenlik, artık sınırları değil, halkın temel ihtiyaçlarını koruma kapasitesidir.
Karşılanmayan ihtiyaçlar, algı yönetimi ve kültürel mühendislikle toplumu istenmeyen dönüşümlere sürükler.
Strateji, bu kaynakları millileştirip toplumsal aidiyeti güçlendirmekte yatıyor.
DEDİM: Uluslararası ilişkilerde bu dönüşüm nasıl bir etki yaratıyor?!
DEDİ: Gıda, su ve ilaç, uluslararası ilişkilerde yeni bir güç dinamiği.
Çin’in BRI’si, 1 trilyon dolarlık yatırımla gıda ve enerji rotalarını kontrol ediyor.
ABD, Panama Kanalı’yla 2024’te %15 artan ticareti güvence altına aldı.
2025’te küresel gıda fiyatları %12 yükseldi, su krizi mülteci akımlarını %8 büyüttü.
Türkiye, su ve tarım kaynaklarını millileştirmezse dış baskıya açık hale gelir.

Diyarbakır’daki baraj tartışması, kaynak kontrolünün kolektif bilinci nasıl şekillendirdiğini gösteriyor:
Elektrik ve su, aidiyetin eksenini kaydırabilir.
Uluslararası istikrar, bu kaynakların adil paylaşımı ve altyapı dayanıklılığıyla sağlanır.
Yoksa yerel mağduriyetler küresel kırılmalara dönüşür.
DEDİM: Türkiye’nin “merkez Türk aklı” bu yeni düzende nasıl bir rol oynayacak?!
İç dinamikler, özellikle gençlik ve istihdam, bu stratejiyi nasıl destekler?!
DEDİ: Merkez Türk aklı, ne doğuya ne batıya teslim; kadim bilgiyi yenilikle harmanlar.
İnsan, Hobbes’un şeytanı ya da Rousseau’nun masumu değil; şartların şekillendirdiği bir varlık.
2025 Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ve İstihdam Planı, gençlere tarım, teknoloji ve yeşil işlerde fırsat sunuyor.
İşsizlik %8’e inebilir.
Su ve gıda güvenliği için 2025’te 4 milyar TL’lik altyapı yatırımları kritik.
II. Dünya Savaşı’nda İngiltere, halkına kalori sağladı.
21. yüzyılda bunu yapamayan devletler ontolojik güvenliği riske atar.
Türkiye, Çanakkale’den Malazgirt’e uzanan direnciyle, halkın sofrasını ve zihinsel dayanıklılığını koruyarak liderlik yapacak.
Strateji, yapay gösteriş değil, ekmek, su ve ilacın güvencesidir.
Ezcümle:
Strateji artık güç gösterilerinin gölgesinde oluşan bir kavram değildir.
Strateji, halkın sofrasını, suyunu, ilacını ve zihinsel direncini güvenceye alma kudretinde anlam bulur.
Yapay gösterişler ve sahte özgüven, kriz anlarında birer boş hayaldir.

Not: Temmuz 2025 söyleşisi, Ekim 2025 verileriyle (iklim raporları, küresel kriz istatistikleri, yatırım programları) güncellenmiştir.
Türkiye’nin su stresi ve gıda güvenliği, stratejik öncelikler arasında yer alıyor.

Cüneyt Şaşmaz
...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.