Alp Kırıkkanat

Alp Kırıkkanat

Doğu Akdeniz’de Rus Ruleti

Bu yılın başından itibaren RF (Rusya Federasyonu) tarafından GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) lehine yapılan politik açıklamalar, belki de S-400’lerin Türkiye’ye getirilmesi tartışmaları nedeniyle olsa gerek, kamuoyunda pek dikkatleri çekmemiş görünüyor.

Şubat ayında Rus Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov Moskova’da GKRY temsilcilerinin de bulunduğu bir görüşme sonrası, Kıbrıs’ın güvenliğinin sağlanması kapsamında garantör ülkeler kavramının uluslararası hukuk ve çağdaş anlayışla artık bağdaşmadığını ve adanın bir bütün olarak egemenlik ve bağımsızlık garantörünün ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) olabileceğini ifade etmiştir. Dikkat edildiği takdirde, GKRY son dönemde kendi güvenliği yönünde aldığı kararlarda Yunanistan’dan bağımsız hareket ediyor gibi bir görüntü içerisine girmiştir. Adadaki garantörlüğü içeren anlaşmaların hilafına Fransa’yla yapılan üs anlaşması bunun bir örneği sayılabilir. ABD’nin Doğu Akdeniz’de enerjiye dayalı ve GKRY’i de içine alan politik bir kuşak yaratmaya çalışıyor olması; AB destekli GKRY’nin daha bağımsız hareket etmesini, Rusya’nın ise bölgede varlığını sürdürmeye yardımcı olacak farklı alternatifler yaratmasını tetiklemiş olabilir. Diğer yandan, ikinci sondaj gemimiz Yavuz’un temmuz ayı başında faaliyete geçmesiyle birlikte Rusya tarafından, Türk gemi faaliyetlerinin kaygıyla izlenildiği ve Kıbrıs’ın egemenlik haklarına saygı duyulması gerektiği açıklaması yapılmıştır. Peki ne olmaktadır? Ezber siyasi modellerin dışında ekonomik kimi ilişki ve olgular, yeni bir siyasete yön veriyor olabilir mi?

Uluslararası ilişkilerde belirgin paktlar, inançlar ya da ideolojik konuma göre bir arada olma dönemi artık ortadan kalkmış gözüküyor. Bölgesel özelliklere göre yeni bir araya gelmeler ve farklı çıkarlar söz konusu. Bu ilişkilerin tesisinde ekonomik kazançların daha bir ön planda tutulduğu gözükmektedir. Bunun da siyasi sonuçları olmaktadır. Doğu Akdeniz’e bu perspektiften baktığımızda, görülenden daha farklı bir tablonun karşımıza çıkabileceğini görebiliyoruz. Örneğin, kimi kaynaklar 800 bin nüfuslu GKRY’de 100 bine yakın Rus’un yaşadığını belirtmektedir. Toplam nüfusun 8’de 1’i Rus ise, doğal olarak bu duruma münhasır bir ekonominin de oluşabileceğini düşünebiliriz.

Diğer yandan, Rusya’nın GKRY lehindeki siyasi açıklamalarının yanı sıra yurt içi medyada ve hatta sektör dergilerinde bile yer almayan yeni bir haber, yabancı basın kaynakları tarafından verilmeye başlandı. GKRY Denizcilik İdaresi tarafından Rus Gemi Sicil Kurumuna, kutup sularında iş gören gemilere ait kod ile özel maksatlı gemilerin ve bir kısım dalış sistemlerinin emniyeti kodlarının gereksinimlerine uygun olan GKRY bayraklı gemiler üzerinde sörvey yetkisinin verildiği açıklandı. Ruslar, bu anlaşmanın 23 Haziran’da Limasol’da taraflar arasında imzalandığını belirtmektedirler. Rum kaynakları ise Rusya’nın yanı sıra ABD, Çin, Belçika, Hırvatistan, Norveç, G.Kore, İtalya, Polonya ve Hindistan gibi ülkelerin klaslama, sörvey ve sertifikasyon işleri gören firmalarıyla uluslararası mevzuat gelişmeleri kapsamında daha esnek ve ileri teknolojik uygulamaları içeren yeni bir anlaşmanın imzalandığını açıklamaktadır.

Yabancı medya, konunun sadece Rus tarafıyla ilgilenmektedir. Rus Gemi Sicil Kurumunun resmi internet sayfasından alınan bilgiler birebir haber yapılmıştır. GKRY’nin malum Rus kurumu ve diğer taraflarla yaptığı anlaşmanın ayrıntıları şimdilik bilinmemektedir. Sörvey, gemi ve su araçlarına yönelik denizcilikle ilgili mevzuat ve/veya uluslararası sözleşme kuralları dâhilinde yapılan bir denetimdir.

Anlaşmanın yapıldığı diğer ülkelerin şirketleri de dikkate alındığında; Rumlar, ticari rekabetin kendileri açısından bir ekonomik yararını mı gözetmektedirler ya da dünya kamuoyunun siyasi anlamda desteğini sağlayacak şekilde bu ülkelere ait şirketlere bahse konu kodlar kapsamında değişik görev paylaşımları mı yükleyecekler? Bu anlaşmayla, Panama ve Liberya’ya rakip olmak ve cazibe merkezi haline gelmek istemiş olabilirler. Diğer yandan birçok

İngiliz gemisinin, Brexit sonrası rekabet güçlerini kaybetmemek maksadıyla; şimdiden GKRY bayrağına geçtiğini unutmayalım. Bütün bu faaliyetler Rum sahillerindeki yerel ekonomiyi de harekete geçirebilecek ölçektedir. Bunların hepsi de olasıdır.

Ancak bu, özellikle önümüzdeki dönemde Kuzey Kutbunda başlaması muhtemel hidrokarbon araştırmaları/sondajlarında, Rusların kuzey kıyılarına dayalı uzun süreli gemi faaliyetleri için Rumlar açısından çok zekice tasarlanmış bir anlaşma olarak değerlendirilebilir. Bu olasılık ayrı bir makale konusu olmakla birlikte, dikkatlice takip edilmesi gereken önemli bir konudur.

Burada bizi birinci derecede ilgilendiren husus; GKRY bayraklı özel maksatlı gemilerin emniyeti kodu kapsamında; Rus kurumuna sörvey yetkisinin verilmesinin, basit ve ufak bir detay gibi gelse de, Doğu Akdeniz’e yansımaları olup olmayacağıdır?

Uluslararası Denizcilik Örgütünün (International Maritime Organization-IMO) 13 Mayıs 2008 tarihli ve MSC.266(84) sayılı özel maksatlı gemilerin emniyeti kodu (Special Purpose Ships Code-SPS Code) kararında; kurtarma ve eğitim gemileri ile kablo döşeyici, araştırma, sismik sörvey ve boru döşeyici gemileri gibi özel maksatlı gemilerin emniyetine yönelik olarak, 1983 orjinli bahse konu kod yenilenmiştir. Ancak bu gemilere, sondaj gemileri ve ekipmanları dahil edilmemiştir. SPS Kod’un 2008 versiyonu, yeni ve özel amaçlı 500 Groston ve üstü gemiler içindir. Amaç, özel maksatlı gemiler ve personeli için 1974 tarihli Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesine (Safety of Life at Sea-SOLAS) eşdeğer emniyet seviyesi sağlamaktır. Kod, özel amaçlı gemiler için dizayn kriteri, yapısal standartlar ve diğer emniyet gerekliliklerini tanımlamaktadır.

O takdirde, şimdi bir soru soralım. GKRY bayraklı bir sismik araştırma gemisi ya da bir su altı boru döşeme gemisi var mı? GKRY’nin kendisine ait yok. Ancak farklı ülkelere ait GKRY bayraklı bu tip gemiler mevcut.

Peki, bu anlaşma kapsamında, Doğu Akdeniz özelinde; Rusya’nın elde edeceği avantaj ne olabilir ve bu avantaj ne anlam ifade edebilir? Bu, Ruslara tanınan sörvey yetkisinin ötesinde düşünülmesi gereken bir durumdur. GKRY bayraklı batılı bir şirkete ait bir sismik araştırma gemisinin mevzuat kapsamında denetimi, yani sörveyi için, bu bölgede, Rus kurumu ne kadar tercih sebebi olabilir? Olasılığı düşük gibi görünmektedir. O takdirde; Kıbrıs açıklarında GKRY bayraklı Rus gemileri karşımıza çıkabilir mi ya da önümüzdeki dönem Suriye’nin denizdeki olası hidrokarbon kaynağı araştırmalarında Rus gemilerine GKRY bayrağı çektirilerek, birçok Rus’un yaşadığı Güney Kıbrıs sahilleri; bir lojistik, denetim ve onarım merkezi olabilir mi? Bu önermeler, birçok okura iddialı birer aksiyom olarak gelebilir.

Yabancı kaynaklarda yer alan kapalı bir haberi ön dayanak kabul ederek bir önermede bulunmak, elbette bizi her zaman doğruya ulaştırmaz. Ancak bunu, geliştirilmesi gereken sorular olarak aklımızda tutmamız gerektiği kanaatindeyim. Çünkü her gün yeni bir sürprizle karşı karşıya kalıyoruz. Bölgede artık sondaj safhalarına geçildiğine göre, eğer GKRY tarafında böyle bir niyet varsa; muhtemeldir ki, şimdiden, su altı boru döşeme kabiliyeti olan bir gemi üzerinde olası bir planlamaları olabilir. Örneğin bu, GKRY bayraklı bir Rus boru döşeyici gemi olabilir mi ve AB’nin 800 bin nüfuslu bir üyesi, Ruslarla böyle bir iş birliğine gidebilir mi? Giderse, kendisi açısından bu bir Rus ruletine dönmez mi? Rus şirketlerinin bu kodlar ve anlaşma kapsamında, Rum limanlarında küçük ölçekli işler yapmasının olası olmadığını değerlendiriyorum. Farklı bir ekonomik entegrasyon karşımıza çıkabilir. Rusya’nın son 1 yıldır yaptığı Kıbrıs açıklamalarını, bir de bu yönlerden okumaya çalışmak gerektiğini düşünüyorum.

Bununla birlikte, ABD ve AB’nin siyasi kontrolü kapsamında bu tip bir iş birliği meseleye daha farklı bir anlam kazandırır diye değerlendiriyorum. Ancak şu anki açık verilerle, bölgede

bu pek mümkün gözükmese de Suriye’de ve belki de Ukrayna’da varılacak olası bir mutabakat sonrasında farklı bir resme hazır olmak durumundayız.

Diğer yandan, dünya siyasetine aykırı ve bir o kadar da farklı gibi görülen bir ayrıntıyı hatırlatmakta fayda görüyorum. Exxon Mobile isimli ABD şirketinin, Rumların sözde ruhsatlarıyla ada çevresinde sismik ve sondaj faaliyetleri içinde olduğu bilinmektedir. Aynı şirketin, ABD’nin Rusya’ya Kuzey Akım projesi kapsamında uyguladığı tüm yaptırımlara rağmen, Rus Rosneft şirketiyle Rusya’daki faaliyetlerini sürdürdüğü de bir kısım kaynaklarda belirtilmektedir. İki şirket, Hint ve Japon enerji şirketleriyle birlikte ABD yaptırımlarının olmadığı farklı bölgelerde yatırımlara girmektedirler. Netice itibarıyla, Exxon Mobil’in itibar gördüğü GKRY’de, Rusların bu anlamda iş alabilmelerini sağlayacak yeni bir durum ortaya çıkmış olabilir. Bunun siyasi formülünün bulunması ise Bob Menendez ve Marco Rubio gibi Yunan ve Rum yanlısı, Türkiye karşıtı ve seçimlerde enerji şirketlerinden mali destek aldığı için açıkça kamuoyu önünde eleştiriye tabi tutulan ABD’li senatörlere görev olarak düşebilir.

Sonuç olarak, bu kadar karmaşık ve kompleks bir mücadelede ülkemizin top yekûn olarak birlik ve beraberlik içinde olması büyük önem taşımaktadır. Geçen yazımda, ideolojik taraftarı olmadığı halde, uyduruk Avrasyacı suçlamalarının dünya gerçeklerinden ne kadar uzak olduğunu izah etmeye çalışmıştım. İçeride bizi bunlarla oyalarlarken, belki de adadaki garantörlükleri bile ortadan kaldıracak şekilde, ezber bozan siyasi gelişmelere yol açabilecek hiç beklenmedik ekonomik bir kısım iş birlikleri ve olgular oluşmaya başlamış olabilir. Rus ruletine benzemeye başlayan bu oyunda zarar gören taraf olmamak için hem ülkemizin hem de KKTC’nin deniz gücünün tüm unsurlarını harekete geçirmemizin zamanı gelmiştir ve hatta geçmektedir.

screenshot_1-029.jpg

Kaynaklar:

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/rusyadan-rum-kesimi-yanlisi-tavir-41126953

https://www.alpkirikkanat.com/makale-detay/39/dogu-akdeniz-deki-illuzyonlar

https://www.mid.ru/en/foreign_policy/news/-/asset_publisher/cKNonkJE02Bw/content/id/3717091

https://www.aksam.com.tr/guncel/rusyadan-beklenmedik-c2dogu-akdeniz-aciklamasi/haber-987993

https://www.aljazeera.com.tr/gorus/guney-kibris-rusya-icin-neden-onemli

https://rs-class.org/en/news/general/rs-new-authorisations-from-cyprus-ma/

shipmanagementinternational.com/russian-maritime-register-of-shipping-signs-new-agreement-with-cyprus/

https://www.dms.gov.cy/dms/shipping.nsf/All/ED6DE3E219225857C22584400039D318?OpenDocument

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2009/11/20091117-4.htm

https://www.imo.org/en/KnowledgeCentre/IndexofIMOResolutions/Maritime-Safety-Committee-%28MSC%29/Documents/MSC.266%2884%29.pdf

https://www.turkloydu.org/pdf-files/imo-kural-degisimleri/2009-TL-IMO-ilave.pdf

https://maritime-connector.com/job/nautech-services-3rd-engineer-2031/

https://www.vesselfinder.com/vessels/POLAR-DUCHESS-IMO-9378216-MMSI-209108000

https://www.kibrispostasi.com/c42-INGILTERE/n274565-brexitten-etkilenmek-istemeyen-ingiliz-gemi-ve-feribot-sirke

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/abd-nin-kuzey-akim-2yi-engelleme-plani/1517312

Kaynak: Alp Kırıkkanat Yazdı: Doğu Akdeniz’de Rus Ruleti

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.