Alp Kırıkkanat

Alp Kırıkkanat

Denizde 2020 Fırtınası

Medyadaki güncel haber ve tartışmalarda yer almayan, ancak dünyamızı ve ülkemizi yakından ilgilendiren çok önemli bir denizcilik sorunu kapımızda beklemektedir. Denizcilik sektörü dergilerinin ve internet sitelerinin haricinde, ana akım medyada çok fazla yer bulmayan bu konu; belirsiz birçok faktörün mevcudiyeti nedeniyle, denizciliğimizi olumsuz etkileyebilecek bir mahiyette gözükmektedir. Takriben 3 ay sonra karşımıza çıkacak olan ve gemi yakıtlarındaki sülfür oranının azaltılmasıyla ilgili olan bu konu, teknik ve bürokratik alt yapıları hazır olmayan bir kısım ülkeleri sıkıntıya sokabilecek birçok veçheye sahiptir. 

1997 Kyoto Protokolü kapsamında, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO-International Maritime Organization) tarafından hazırlanan MARPOL (Prevention of Marine Pollution-Deniz Kirliliğinin Önlenmesi) Ek VI Gemi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Önlenmesi Tüzüğü’nde; gemilerin egzoz gazlarından çıkan azot oksit (NOX) ve sülfür oksit (SOX) gibi emisyonların sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemeler getirilmiş ve emisyonlar için limit değerler belirtilmiştir. Protokole ve bu konudaki tüzük metinlerine taraf olan ülkemiz, Avrupa Birliği (AB) mevzuatı ile uyum çalışmaları kapsamında; denizcilik yakıtlarını da içeren bazı yakıtların kükürt oranlarına sınırlamalar getiren 99/32/EC sayılı AB Direktifi belgesine uygun olarak, "Bazı Akaryakıt Türlerindeki Kükürt Oranının Azaltılmasına İlişkin Yönetmelik" isminde bir dokümanı da yürürlüğe koymuştur.

Ancak, IMO’nun 01 Ocak 2020 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olan yeni regülasyonu ile birlikte, denizde kullanılan yakıtların sülfür oranlarının yüzde 0,5 m/m'i geçemeyeceği kuralı getirilmektedir. Yani, gemiler yüzde 0,5’in üzerinde sülfür emisyonları içeren yakıtları kullanamayacaklardır. Peki, neden?  

Gemi bacalarından atmosfere yayılan sülfür dioksitin (SO2), havada sülfat iyonlarına dönüşerek, hidrojen atomlarıyla ile birlikte sülfürik asidi oluşturduğu ve asit yağmuru olarak yeryüzüne geri döndüğü bilinmektedir. Sülfür bileşeni asitleşme oranı, azota göre daha fazladır. Netice itibarıyla, yakıtlardaki yüksek sülfür oranının düşürülmesine yönelik uygulamanın başlıca nedeni, canlılara ve doğaya tehdit oluşturan bu asit yağmurlarının engellenmesi olarak belirtilmektedir. Tabi, sadece gemi bacaları için alınacak önlemler de yeterli olmayacaktır. Gemilerin egzoz çıkışlarının yarattığı bu kirlilik, küresel bazda yüzde 3,5 oranındadır. Karadaki diğer endüstriyel tesisler için de benzeri tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.

Peki, gemilerde kullanılan yakıtların sülfür oranlarının yüzde 0,5’i geçmemesi nasıl sağlanacaktır? Şimdilik, başlıca üç ana çözümden bahsedilmektedir. Birincisi, emisyonun düşürülmesini sağlayan scrubber (egzoz gazı temizleyicisi, gaz yıkayıcı) donanımının gemilere monte edilmesi. İkincisi, düşük sülfürlü yakıt kullanımı. Üçüncüsü ise, LNG (Liquefied Natural Gas-Sıvılaştırılmış Doğal Gaz) ile çalışan gemiler inşa etmek. 

Elbette bunların hepsi ilave yatırım gerektiren seçeneklerdir. Bu seçenekler arasında ilk ikisi ön planda yer almaktadır. Ancak, armatörlerin tercih edecekleri bu yatırımların bedelini yük sahibi ya da kiracılardan tahsil etmeleri de kuvvetle muhtemel gözükmektedir. Bu uygulamanın, ticaret savaşlarının olduğu ve küresel ekonomide durgunluk beklendiği bir döneme denk gelmesi, bir talihsizlik olarak da görülebilir. Bu konularda Türk denizciliği olarak çok hazırlıklı olduğumuzu söyleyemeyiz. Ancak bir kısım az sayıdaki yabancı büyük şirketler hazırlıklarını tamamlamış olsalar bile, dünyanın birçok ülkesinde de hazırlıkların tam olduğu söylenemez. Geçiş sürecinin zorluğu ve maliyetlerin şimdilik belli olmaması en büyük sorun olarak ortada durmaktadır. Bu sürecin ve uygulamaların, dünyada ve ülkemizde çok kolay olmayacağı anlaşılmaktadır. Ancak yabancı limanlarda karşılaşacağımız olası kontrol ve uygulamalar, bu yöndeki hazırlıklarımız tamamlanmadığı takdirde, aleyhimizde bir kısım sonuçlara neden olabilir.

Bu konudaki IMO kararları tavsiye niteliğinde olsa da örneğin scrubber’ınız yoksa, herhangi bir yakıt ikmal noktasından normal motorin almanız mümkün olmayabilecektir. Maksimum yüzde 0,50 sülfür içeriğine sahip yakıt kullanımı hususu, 01 Ocak 2020 tarihinden itibaren yapılacak tüm liman kontrollerinde muhtemelen denetlenmeye başlanacaktır. Bazı Batı ülkelerinde bu maksatla, daha şimdiden, köprü altlarına sensörlerin yerleştirildiği ya da dronlar marifetiyle gemi baca gazlarının ölçümlerinin yapılmaya başlandığı ifade edilmektedir. Peki ne yapılmalıdır?

Öncelikle gemi sahiplerinin, meseleye bir plan ve program dahilinde yaklaşmalarının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Gemilerde hangi teknik seçeneğin tercih edileceği belirlenmelidir. Akabinde dizayn, klas onayı, tersane süreci ve personel eğitimi ile birlikte yakıt ikmal hususlarının planlanması gerekmektedir. Ancak, 01 Ocak 2020 tarihi dikkate alındığında; bir kısım uzmanlar, bu politikanın en az 1 yıl önceden belirlenmiş olmasının gerekli olduğunu ifade etmektedirler. Çünkü, açık, kapalı ve karma çevrim çeşitlerinden herhangi birisi tercih edilerek egzoz devresine yapılacak bir scrubber dönüşümünde, tersane teslim sürecinin yaklaşık 08-12 ay arası olduğu belirtilmektedir. Fiyatları çeşitlerine göre farklılıklar gösterse de örneğin, deniz suyunun kullanıldığı bir açık çevrim scrubber’ına; montesiyle birlikte 2,5-3 milyon dolara kadar fiyat biçilebilmektedir. Bu yatırımların geri dönüşünün ne olacağı ve ne kadar zaman alacağı konusu da gemi sahiplerini ayrıca düşündürmektedir. Örneğin 2018 yılı itibarıyla scrubber sistemiyle donatılmış ham petrol tankerlerinin, üç yıl gibi dönemsel kiralama piyasalarında prim kazanabildiği belirtilmektedir. Ancak buna rağmen bu tip gemilerin, uzun vadeli kazançlarının belirlenmesi hususunda, kurallar ve öngörülemeyen yakıt fiyat riskleri nedeniyle, olası birçok zorluklarla karşılaşılabileceği görüşünün hâkim olduğu ifade edilmektedir.  

Diğer yandan, dünya denizcilik sektöründe teknik tercih konusundaki genel eğilimlerde farklılıklar görülebilmektedir. İnşa sürecinde olan yeni gemiler için scrubber takılması üzerine bir teveccüh görülmekle birlikte, kullanımda olan gemiler için düşük sülfürlü yakıt tercihine ilişkin bir yönelimin olduğu şeklinde değerlendirmeler de mevcuttur. 

Düşük sülfürlü yakıt politikası tercih edildiği takdirde ise; yakıt tankları ve devrelerin temizliğinin sağlanarak, devre elemanlarının düşük sülfürlü yakıta uygun hale getirilmesi esas alınmalıdır. Düşük sülfürlü yakıt kullanımında, farklı limanlardan alınacak yakıtın birbiriyle uyumlu ve aynı evsafta olması zorunluluğu, en fazla dikkat edilecek konulardan birisidir. Aksi takdirde, yakıt devrelerinin tıkanmasına ve malzeme hasarına neden olunabilir. Bu da lojistik faktörler göz önüne alındığında, taşınan yükün zamanında teslimi hususunda birçok gecikmenin yaşanmasına sebep olabilir. Ancak orta ve uzun vadede, düşük sülfürlü yakıt türünün yüksek sülfürlü yakıta göre takriben yüzde 50 daha fazla pahalı olacağı yönünde değerlendirmeler de mevcuttur. Diğer yandan, yakıt servis sağlayıcılarının düşük sülfürlü yakıt elde etmelerindeki zorlukları da işin bir başka yönü olmakla birlikte, farklı bir incelemeyi gerektiren ayrı bir konudur. IMO’nun merkezinde 17-18 Ekim 2019 tarihleri arasında yapılacak ‘‘IMO 2020 ve Alternatif Yakıtlar Sempozyumu’’ etkinliğinde, muhtemelen bu konu da ele alınacaktır diye değerlendiriyorum.

Netice itibarıyla, gemi kaynaklı hava kirliliğinin önüne geçilmesini hedefleyen yakıt sülfür oranının düşürülmesi konusu, dünyamız ve ülkemiz için yaşam ve çevre sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Meselenin denizcilik uygulamaları yönünden teknik detayları ve mali yönü zor ve külfetli gözükmektedir. Ancak, gemilerimizin özellikle yabancı limanlarda, bu konuda bir olumsuzluk yaşamamaları için tüm önlemlerin alınması gerekmektedir. Yaşanabilecek olası gemi tutulmalarının ve yük gecikmelerinin, ekonomimize vereceği zararı dikkate almak zorundayız. Diğer yandan, kendi denizlerimizde, geçitlerimizde ve limanlarımızda bu kapsamdaki kontrollerin nasıl yapılacağı da önem arz etmektedir. Örneğin, Türk Boğazlarındaki gemi trafiğinin sıklığı, bu bölgelerdeki hava kirliliğinin yoğunluğunu da gündeme getirmektedir. 2018 yılı itibarıyla İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan toplam gemi sayısı 41 bin, Çanakkale Boğazındaki sayı ise 44 bindir. Bu kentlerimizdeki hava kirliliğine neden olan karadaki endüstriyel tesislerin kontrolünün yanı sıra, boğazlardan geçen çok sayıdaki geminin bacalarından salınan sülfürün kontrolünü sağlayacak usul ve tedbirleri de düşünmek mecburiyetindeyiz. Denizlerimizde, bahse konu bu kontrollerin nasıl yapılacağına yönelik proje ve çalışmaların da gündemimizde olması gerekmektedir. Tüm bu hususları içeren konulardaki plan ve programlarımızı, kamu ve özel sektörün gerçekçi ve çözüm odaklı deniz politikalarıyla oluşturulmasını sağlamak zorundayız.   

Kaynaklar:

https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss231.pdf (24 Eylül 2019)
https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:31999L0032&from=EN
(24 Eylül 2019)
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/3.5.200915478.pdf (24 Eylül 2019)
http://www.imo.org/en/MediaCentre/HotTopics/Pages/Sulphur-2020.aspx (24 Eylül 2019)
https://polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/13513/1/10097600.pdf (24 Eylül 2019)
https://ec.europa.eu/transport/sites/transport/files/modes/maritime/events/doc/2011_06_01_stakeholder-event/item2.pdf (24 Eylül 2019)
https://www.denizticaretodasi.org.tr/Media/SharedDocuments/SektorelEgitim/GemilerdenKaynaklanEmisyon.pdf (24 Eylül 2019)
https://www.7deniz.net/haber-denizcilik-sektoru-dusuk-sulfurlu-yakit-icin-gecis-donemi-istiyor-29462.html (24 Eylül 2019)
https://www.marinedealnews.com/levent-akson-memleket-isterim/  (25 Eylül 2019)
https://www.drewry.co.uk/maritime-research-opinion-browser/maritime-research-opinions/the-dilemma-of-fitting-scrubbers (25 Eylül 2019)
https://www.denizticaretodasi.org.tr/tr/haberler/gemilerini-scrubber-egzoz-gazi-temizleyicileri-ile-donatan-gemi-sahipleri-icin-kazanc-olasiliklari-1549-2  (25 Eylül 2019)
Woman Tv, ‘‘Seyir Defteri’’ programı, https://www.denizhaber.net/video/gemi-yakitlarinda-sulfur-oraninin-azaltilmasi-masaya-yatirildi-117.htm (25 Eylül 2019)
http://www.imo.org/en/MediaCentre/HotTopics/Pages/Sulphur-2020.aspx (25 Eylül 2019)
T.C. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Türk Boğazları Gemi Geçiş İstatistikleri
https://atlantis.udhb.gov.tr/istatistik/gemi_gecis.aspx (25 Eylül 2019)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.