DELİKANLI(!) TAMER

DELİKANLI(!) TAMER

Kerime Yıldız yazdı: DELİKANLI(!) TAMER

58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu seçilen Nihal Yalçın ile ödülünü takdim eden Tamer Karadağlı arasındaki gerginlik, maalesef ödülün önüne geçti.

Ödül takdiminde ilk yanlışı, Karadağlı yaptı. Ödülü hemen vermesi gerekirken bekledi. Yalçın’ın konuşması uzayınca da biraz kabaca verdi. Yalçın alınganlık gösterince, “Ödülünüzle konuşun diye” açıklaması yapıp özrünü bildirdi.

Kısacası, ortada büyütülecek bir şey yoktu. Fakat iktidara gönderme yapan Nihal Yalçın’a, CHP ve HDP’den destek gelince olanlar oldu. İktidara yakın gazetelerde Nihal Yalçın’ın çok konuştuğu, uzattığı, önce ödülü alıp sonra konuşması gerektiği, neredeyse akrabalarına selâm gönderdiği vs. yazıldı.

Tamer Karadağlı’nın, “Çocuklar Duymasın” dizisindeki rol arkadaşı Pınar Altuğ, “Oskar’da 45 sâniyeden fazla konuşamazsınız” diyerek Karadağlı’ya destek oldu.

Niye 1 dakika değil de 45 sâniye? Kim koymuş bu kuralı?

2016 yılında Oskar ödül töreni organizatörleri, uzun konuşmalara engel olmak için 45 sâniye kuralı getirmeye çalıştı ama tutmadı. 2020 yılında en iyi erkek oyuncu oskarı alan Joaquin Phoenix, bu kuralla dalga geçercesine 4 dakika konuştu. Uzattı da uzattı. Yine aynı törende en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü alan Brad Pitt ise söz hakkı verilmeyen bir bürokrattan 45 sâniye fazla olduğunu söyleyerek bu kuralla dalga geçti. Ayrıca Tarantino’dan dublörlere ve çocukken kendisini sinemaya götürenlere kadar herkese teşekkür etti.

Pınar Altuğ, 2016’daki 45 sâniyeye takılıp kalmış. Oskar töreninde 45 sâniye konuşan oyuncu yok.

“Çocuklar Duymasın” dizisindeki Halûk karakterinden çıkamadığından mı yoksa CHP’li belediyenin organizasyonunda sahneye çıktığından mı bilinmez, Karadağlı’nın törendeki huzursuz hareketleri çok belliydi. Gezi eylemlerine katıldığı için özrünü bildirmiş; hattâ Turgay Güler’in programına kadar düşmüşken bu organizasyona katılmak, çok da akıllıca değildi.

Konuşmasında iktidara ve İstanbul sözleşmesine göndermede bulunan Nihal Yalçın’a, CHP ve HDP’li siyâsiler sâhip çıkınca Sabah’ın magazin eki Günaydın’a apar topar verdiği röportajda, “Türküm, milliyetçiyim” diyen Karadağlı’ya da Devlet Bahçeli sâhip çıktı. Türk milletinin iftihar ettiği bir sanatçı olduğunu söyledi.

Bahçeli, bir oyuncuya sâhip çıkar da MHP’li köşe yazarları durur mu?

“Taş fırın erkeği milliyetçi Tamer Karadağlı’ya edilen hakâretler ve tehditler karşısında herkes duruşunu göstermelidir.” diyen Türkgün yazarına, Allah akıl fikir versin! “Çocuklar Duymasın” dizisinde milliyetçi mahalle delikanlısıyla dalga geçildiğini anlamayacak kadar subliminal mesaj câhili bir yazara ne demeli bilemiyorum. Anlaşılan ülkücüler, bu dizinin mesajını, tersten okumuşlar. Sevâbına açıklayayım. Dizide sosyal demokrat Meltem, kaba saba milliyetçi mahalle delikanlısı Halûk’u yonta yonta yoruldu. Halûk karakteri, sürekli tahfif edildi.

Vaktiyle PKK ve Fetöseverliğiyle meşhur olup, Türk Bayrağı ifâdesinden rahatsızlığı sebebiyle Devlet Bahçeli’nin teşekkür(!) listesinde yer alan Sabah yazarı da Karadağlı’nın delikanlılığını, köşe yazısında takdir etti. Âile kurtarma kitabı yazan bu hanımın, “Bir daha evlenmeyi düşünmüyorum. 'Haluk' karakterini oynadığım için insanlar, beni evlilik kurumuna çok yakıştırıyor ama 'Haluk' da dizinin sonunda boşanmıştı.” diyen Tamer Karadağlı’nın neyini takdir ettiğini anlayamadım.

Cumhur İttifakı, Tamer Karadağlı’ya kurtarma operasyonu yapsın da Yeni Akit gazetesi kusur mu kalsın? Büyük bir habercilik yaparak Nihal Yalçın’ın “ahlâksızlık lağımını” patlattı. Sanal dünyâya ilişkin açıklamalarda bulunan Yalçın, "WhatsApp'tan sanal seks yapmaya çok özeniyorum." ifâdelerini kullanarak ahlâksızlıkta nasıl zirve yaptığını tüm kamuoyuyla paylaşmışmış.

Nihal Yalçın’ın ahlâkını sorgulayan Yeni Akit, Tamer Karadağlı’nın evli barklıyken Rus kızlarıyla ve rol arkadaşıyla eşini aldattığını; bu yüzden boşandığını bilmiyor olamaz. (Bu köşe, Tamer Karadağlı’nın özel hayâtını didikleme yeri değil. Ancak mesele bu hâle gelince dokunmadan olmadı. Kendisinden özür diliyorum. Özel hayâtı, kendisini ve eski eşini ilgilendirir.)

Acaba Tamer Karadağlı’ya gösterilen bu hoşgörünün sebebi ne?

Milliyetçi muhâfazakâr mahalledeki bir kısım erkeklerin, magazin dünyâsını aratmayan özel hayatları mı?

Evli barklıyken uçkuruna sâhip olamamak delikanlılıksa; batsın, sizin delikanlılığınız!

Önemli not: Bir önceki yazımda Kocaeli Anadolu Lisesi’nde çay fırlatma şakası yapan çocuklara sâhip çıkan Eğitim-Sen’i, Türk Eğitim-Sen ile karıştırmışım. Düzeltir, özür dilerim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler