Davutoğlu'ndan Erdoğan'ı kızdıracak açıklama

Davutoğlu'ndan Erdoğan'ı kızdıracak açıklama

Gelecek Partisi Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, Melih Bulu'nun görevden alınmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirerek, "Cumhurbaşkanının uyguladığı yöntemin tek bir adı var ‘inadına’…

Gelecek Partisi Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, Melih Bulu'nun görevden alınmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirerek, "Cumhurbaşkanının uyguladığı yöntemin tek bir adı var ‘inadına’… Cumhurbaşkanı inadına attığı her adımı daha sonra geri almak zorunda kalıyor" ifadesini kullandı.

Gelecek Partisi Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu’nun görevden alınması ile ilgili sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaptı.

Davutoğlu videoyu  “Sayın Melih Bulu’nun rektör olarak atanması ve görevden alınması süreci bilim hayatında özgürlüğü, devlet hayatında tutarlılığı yok etmenin trajik örneğidir. Değer miydi, sayın Erdoğan? Şimdi yeni bir atama yapacaksınız, bari bu kez inadına bir adım atmayın” cümleleri ile paylaştı.

"İNADINA ALINMIŞ BİR KARARDI"

Davutoğlu, videoya, "Bilim hayatı özgürlüğe, devlet hayatı tutarlılığa dayanır. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü sayın Melih Bulu’nun atanması ve görevden alınması süreci, bilim hayatında özgürlüğü, devlet hayatında tutarlılığı yok etmenin çok trajik bir örneğini teşkil etti. Sayın Cumhurbaşkanı hiç kimseye danışmadan bir üniversitenin oluşturduğu geleneği hiçe sayarak, akademik özgürlükler bağlamında da bu özgürlükleri göz ardı ederek bir atama yapmıştı. O zaman uyardık, sadece Boğaziçi Üniversitesi’nde değil, bütün üniversitelerde akademik özgürlük ve geleneğin önemini vurgulayarak uyardık. ‘Yapmayın, etmeyin’ dedik, dinlemedi. Çünkü sayın Cumhurbaşkanının uyguladığı yöntemin tek bir adı var ‘inadına’… Cumhurbaşkanı inadına attığı her adımı daha sonra geri almak zorunda kalıyor" şeklinde başladı.


“NİÇİN İNADINA DERSİN SAYIN CUMHURBAŞKANI?”

Görevden alınma sürecinin gecikmiş bir karar olduğunun altını çizen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Melih Bulu bütün bunları görüp, vazifeyi kabul etmemeliydi, ya da istifa etmeliydi. Aylar sonra geldiğimiz noktaya baktığımızda hem öğrencilerin ve akademisyenlerin oluşturduğu iklime aykırı davranılarak onların psikolojilerinden kopuldu, hem Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu, kariyerine çok kötü bir iz bırakarak, görevden alınmış bir rektör olarak bu süreci tamamlamış oldu, hem de Cumhurbaşkanının inandırıcılığı, güvenilirliği ve tutarlılığı bir kez daha yara aldı. Bunlara değer miydi Allah aşkına?"

"Niçin inadına dersin sayın Cumhurbaşkanı? Ne için inadına adım atarsın? ‘İstişarenin geleneksel kültürümüzde bir yeri vardır’ dersiniz ama  üniversite rektörü atarken, o üniversitenin öğretim üyeleriyle istişare etmeyi dahi düşünmezsiniz. Attığınız adımların yol açtığı tahribatı görmüyor musunuz?"

"YENİ BİR ADIM ATIN"

"Bari bu kez inadına bir adım atmayın. Öğrencilerle, öğretim üyeleriyle bir mücadeleye girmek, gerilim yaşamak güç gösterisi olarak size cazip gelebilir ama üniversite geleneğini tahrip ediyor. Bu inadınız yüzünden bir üniversiteyi kapattınız ne kazandınız?"

"Bu inadınız yüzünden akademisyenlerin, öğrencilerin haklı tepkilerini yok saydınız, ne kazandınız? Kaybediyorsunuz sayın Cumhurbaşkanı… Ama şahsi kaybınızın ötesinde bilim dünyamız özgürlüğü ve öz güveni kaybediyor. Devlet hayatımız tutarlılığı ve bütüncüllüğü kaybediyor. Artık kendinize gelin. Artık ‘inadına’ yerine ortak aklı işleten bir yeni adım atın"

“YENİ BİR ZİHNİYET DEVRİMİNİN ÖNÜNÜ AÇMALIYIZ”

Davutoğlu, konuşmasına şu şekilde son verdi:

"Ümit ederiz ki yeni atama Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni gerilimlere yol açmaz. Ümit ederiz ki bütün bu yaşananlardan ders alınır ve bir gece yarısı kararnamesiyle üniversiteler kapatılmaz, bir gece yarısı kararnamesiyle ile üniversiteye rektör atanmaz, bir gece yarısı kararnamesiyle atanan rektör geri alınmaz. Ümit ederiz sayın Cumhurbaşkanı bir ders alır. Üniversiteler aynı zamanda ders alma mekanlarıdır. Üniversiteler bu anlanma ümit ederim Cumhurbaşkanına ders niteliğinde bir tecrübe kazandırmış olsun"

"Bütün akademik camianın bir gün gerçek bir bilimsel özgürlüğe kavuşacağı inancıyla bir kez daha bütün Türkiye’de bir zihniyet devriminin çağrısını yapıyorum. Yeni bir zihniyet devriminin önünü açmalıyız. Bütün bu yaşananlar bize bu anlamda olumsuz da olsa bir ders niteliği taşımalı ve bir zihniyet devrimini başlatmalıyız"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler