
Can Akın Çağlar ile Murat Ongun Kavgalı Çıktı!
“Yolsuzluk” ve “terör” soruşturmaları kapsamında CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu dahil 51 kişi tutuklandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı operasyonda gözaltına alınıp serbest bırakılan İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar hakkında bilinmeyen bazı noktalar hakimlik ifadesinde ortaya çıktı. Çağlar, Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun ile kavga ettiğini açıkladı. İşte Çağlar'ın ifadesinde o detay...
“Yolsuzluk” ve “terör” soruşturmaları kapsamında CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu dahil 51 kişi tutuklandı. Ayrıca 41 kişi hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi. İmamoğlu 'yolsuzluk' soruşturması nedeniyle tutuklandı. 'Terör'den yani 'Kent Uzlaşısı' nedeniyle tutuklanmadığı için İBB'ye kayyum atanmadı. Ancak Kent Uzlaşısı soruşturmasından İmamoğlu'nun tutuklanmamasına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. 3 haftalık süreçte savcılığın kararı henüz karara bağlanmadı.
Gözaltına alınıp adli kontrolle serbest bırakılan İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar'ın görevinden istifa ettiği iddia edilmişti. Ancak, Çağlar emekli olarak görevinden ayrıldı. Çağlar'ın ifadesindeki emeklilik detayı dikkat çekti.
Çağlar 7 Temmuz 2020 tarihinde bu göreve getirilmişti. Çağlar'ın İBB'deki yeni görevi danışmanlık oldu.
Çağlar aylık gelirini 100 bin lira olarak açıkladı. Çağlar'ın Ziraat Bankası döneminde verdiği krediler ve sonrasında İBB'de göreve geldiği dönemde CHP içerisinde bazı tartışmalar yaşanmıştı.
İşte Çağlar'ın İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği'ndeki ifadesi...
İBB'DEKİ EN ÜST GÖREV
5 gündür kapalı bir ortamda kaldık, 1985 yılında hazine bakanlığında hurafe olarak göreve başladım, 10 yıl görev yaptıktan sonra özel sektöre geçtim, 5 yıllık görev süremden sonra Ziraat Bankası'nda 8 buçuk yıl görev yaptım, ardından bakanlar kurulu kararıyla BDDK'da kurul üyesi olarak atandım, 3 yıl sonra çocuklarımın İstanbul'da üniversite kazanması sebebiyle sigorta sektörüne geçtim, Türkiye'nin büyük yabancı şirketlerinde görev yaptım, genel sekreterliğe başlamadan 10 gün öncesine kadar bir tanışmışlığım yoktu Ekrem İmamoğlu ile.
Finans sektörü içinde hayatı geçmiş biriyim, rüşvetin en kolay alınıp verilebilecek alan, ismim hiç rüşvetle yan yana olmamıştır. Burada da görev yaparken de hiçbir zaman böyle bir konuyla ismim yan yana gelmedi, hiyerarşik olarak İBB'deki en üst görev genel sekreterliktir, büyükşehir belediyesi kanunda tanımlanmış bir görevdir.
MURAT ONGUN İLE TARTIŞTIK
Murat Ongun bey ile hiyerarşik olarak hiçbir ilişkimiz yoktur, Murat Ongun başkanın danışmanıdır, kendisiyle yakın bir dostluğumuz yoktur, 1 buçuk 2 senedir hiçbir telefon trafiğim yoktur, kendisiyle tartıştık, diyaloğum kesilmiştir, ast üst ilişkisi veya iş diyalogu dahi son bir buçuk senedir bulunmamaktadır.
İMZA ATMIŞLIĞIM YOKTUR
Mülkiye müfettişi tarafından hazırlanan raporda şahsımı ilgilendiren bir şey geçmemektedir, tamamen alt kadrolarla alakalı bir incelemedir, ihale konularının içine görev tanımım gereği giremem, belge arz etmiş olmalıyız, ben genel sekreterim, yardımcı değilim, ihalelerde genel sekreter yardımcılarının görevi vardır, genel sekreterin ihalelere ilişkin görevi yoktur, sevk yazısında benim genel sekreter yardımcısı olduğuma dair yazılan husus doğru değildir, hiçbir ihaleye girmem, ihale komisyonu başkanı ise encümenliği kastediyor, görev tanımım gereği ihale içinde yer alamam, ihale komisyonlarının hiçbirinde resmi olarak da gayri resmi olarak da görev almam, imza atmışlığım yoktur.
DANIŞTAY'IN 3 TANE KARARI VAR
İhale komisyonu diye kastedilen encümendir, encümen meclisten geçen kararların icra edildiği yerdir, encümenin yapısı da 5 tane seçilmiş Üye 5 tane bürokrat olur, Ekrem başkana ben vekalet ederim, geçmiş dönemlerde AK Partili üyelerin olduğunu belirtmek isterim, buradaki komisyonda farklı uygulama yapıldığı hususun olmadığının altını çizmek istiyorum, yeni seçim döneminden sonra ak partinin üyeliği yerine CHP'li üyeler gelmiştir, haksız kazanç tanımını rapor tebliğ edildiğinde valilik soruşturma izni vermişti, konuyu Danıştay'a kadar götürdük, haksız kazanç olmadığına ilişkin Danıştay'ın 3 tane kararı var.
5 SENE BOYUNCA 1280 TEFTİŞ GEÇİRDİK
Benim üstümde bir tek Ekrem başkan var, onun verdiği talimatları yerine getirmek zorundayız, 5 sene boyunca görev yapıyorum, hiçbir hizmet alım ihalesinde olmadığımı ifade etmek isterim, yasa gereği zaten katılmam da mümkün değil, İBB'nin hiçbir ihalesinde genel sekreterin fiilen katılmasıyla ilgili bir durum söz konusu değil, 5 sene boyunca 1200 tane teftiş geçirdik, 5 sene boyunca hiçbirinde usulsüz bir ihale yoktur, genel sekreterin rolü idaredeki en üst idari amirdir, bütün birimlerin koordinasyonunu sağlamakla görevlidir, ihaleler daire başkanlıkları ve altındaki komisyonlar tarafından hazırlanır ve orada sonlandırılır, buraların hiçbirinde genel sekreterin imzayı yoktur, haksız kazanç diye ifade edilen ihaleler de dahil olmak üzere hiçbir ihalede genel sekreter olarak yer almayız, tek rolüm encümenlikte görevimiz vardır, Meclis'ten alınması veya satılması karar verilmiş işlemler encümene sevk edilir, encümende ihaleye kimin gireceğini o saat öğreniriz.
"GÖZALTINA ALINDIĞIM GÜN EMEKLİ OLUYORDUM"
40 yıl önce hakimler huzurunda göreve başlamıştım, Yargıtay'da yemin ederek başladım, gözaltına alındığım gün emekli oluyordum, devir teslim törenimiz vardı, görevimin bu şekilde bitmesi meslek hayatıma izah edemeyeceğim bir hususla karşı karşıyayım, biz bir ihale yapıp iştirakimize devrettikten sonra kime verdiğine dahilimiz yoktur, yanlış varsa teftiş kurulumuz tarafından incelenir, raporun sonucuna göre cezai işlem uygulanır, 40 yıldır çalışıyorum, hiç hakim karşısına çıkmadım, soruşturma geçirmedim, hiçbir zaman rüşvetle ismim yan yana gelmedi, serbest bırakılmamı talep ediyorum.
MAL VARLIĞI...
İstanbul Sarıyer'de bulunan 4+1 olan bir apartman dairesi, Üsküdar ilçesinde bulunan Mesa sitesinde 4+1 olan bir apartman dairesi, Altunizade de 4+1 bir apartman dairesi ve salacakta Kız Kulesi Sitesi'nde 3 katlı 6+1 olan bir adet villa, Ataşehir ilçesinde 3+1 olan bir apartman dairesi, Ankara ili Bağlar ilçesinde bir kooparatiften aldığım 3+1 olan bir apartman dairesi, Antalya ilinde Muratpaşa ilçesinde 400 m2 olan bir dükkan adıma kayıtlıdır. Adıma kayıtlı 06 DM 6... plaka sayılı Chevrolet 2011 model bir suv aracım, bir de 2024 model Range Rover marka Evok model bir araçta adıma kayıtlıdır.
34 FGY 3.. plaka sayılı scooter tarzı motorsiklet ve 34 CAC 0.. plaka sayılı Honda marka motorsiklet ve İstanbul Trabya marinada bulunan 13 metrelik bir teknem adıma kayıtlıdır. Bu saydığım varlıklarımdan başka adıma kayıtlı herhangi bir mal varlığım yoktur. Bu mal varlıkları İBB de işe başlamadan önce edindiğim mal varlıklarımdır.
Sadece 2024 model olan Range Rover Evok model aracım İBB de işe başladıktan sonra kendi birikimim ile aldığım araçtır.
HAKKINDAKİ İDDİALAR
Can Akın Çağlar, Ziraat Bankası Genel Müdürü olduğu dönemde (2003-2011) verdiği bir röportajda, "Ziraat Bankası artık çiftçinin bankası olmaktan sıyrılıp geniş bir yelpazeye hitap eden modern bir banka haline geldi. Birçok şube müdürümüz kredi vermek için üniversitelerden şirketlere birçok kurumu ziyaret edip kredi veriyor." demişti.
O dönemde bahsettiği bu kredilerden ikisi nedeniyle sonradan adı iki kez gündeme geldi: Biri yüklü miktardaki bir kredi takası, diğeri ise bir iş insanına ait çeşitli firmalara verdiği krediler.
Çağlar 2014'te kamudaki görevinden istifa edip özel sektöre geçtikten yıllar sonra, bir alışveriş merkezi (AVM) binası için verilen bir kredi gündeme geldi.
2010'da genel müdürken Ziraat Bankası'nın ORA Gayrimenkul'un sahibi olduğu ORA Alışveriş Merkezi'ne verdiği ve Sayıştay raporlarına konu olan kredi, 2018'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu'nun gündemine geldi.
Ziraat Bankası'ndan 270 milyon Euro'luk kredi alınarak 2011'de açılan alışveriş merkezi, yaklaşık 10 ay sonra kapanmıştı. Kredilerin ödenmesinde de zorluk yaşanmaya başladı. İki mahkeme farklı zamanlarda iflas kararı verse de Yargıtay iki kararı da bozdu.
14 Kasım 2018 tarihli KİT Komisyon tutanağına göre, CHP'li KİT Komisyonu üyesi milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, AVM'ye verilen krediyle ilgili şunları söyledi:
"Ziraat Bankası bu krediyi vermeden önce tahsis birimince herhangi bir uygunsuzluk raporu düzenlenmiş mi? Şayet düzenlendiyse bu rapor neden dikkate alınmamış veya revize edilmemiş de kredi verilmiş? Aynı zamanda bu krediyi kredi tahsisi noktasında görev alan eski Genel Müdür Can Akın Çağlar'ın daha sonra BDDK'de görevlendirilmesi gerçekten anlaşılması güç... Hem de teftiş edilmesi gereken merciler teftiş eden noktasına geliyor."
Ziraat Bankası'nın gündemde olduğu komisyon toplantısında bankanın yeni genel müdürü Hüseyin Aydın da vardı. Aydın, muhalefetin eleştirilerine şu yanıtı verdi:
"Yanlışlar var mı? Var... Yani pratikte kasıt olmamak… Çünkü incelemeler yapıldı, öyle bir şey çıkmadı... Bu işlemden hemen sonra biz Ziraat Bankası'na geldik. O gün bu krediyi açan, yapan, bulunan bütün arkadaşları görevden aldık. Olan olmayan, o arkadaşların hiçbiri artık bu karar mekanizmalarında çalışmıyor."
O dönem CHP'nin Ekonomi İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı olan Aykut Erdoğdu da, Şubat 2018'de ORA AVM için iflas açıklaması yapıldığında "Batacağı belli olan bu kredi, Ziraat Bankası'nın sırtına yüklendi. Krediyi vermeden önce 'projenin uygun olmadığı' yolunda istihbarat raporu hazırlandı. Ama 4 ay sonra ikinci raporda varsayımlar değiştirilerek 'proje uygulanabilir' deniliyor." diyerek Çağlar'ın ismini vermeden Ziraat Bankası'ndan verilen krediyi eleştirmişti.
Ziraat Bankası'nın genel müdürü Hüseyin Aydın, aynı komisyon toplantısında krediyi alan kişinin "olaya siyaset sokmuş olduğunu" söyledi:
"Sadece biz değil, reel sektörün de alacağı var bu kişiden. Yani yaptırdığı işlerin hiçbiri… Yani bunu ilk yaptığı zaman olaya siyaset falan, birtakım şeyleri sokmuş. Ben şimdi onlara girmek… İşini eksik, noksan yapan bütün arkadaşlar o kendi pozisyonlarına iade edilmişlerdir, aktif görevde değillerdir, bir daha bu tarz konular için karar almıyorlardır."
Çağlar'la ilgili Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü dönemine ait bir başka iddia da, yıllar önce dönemin CHP milletvekili Aykut Erdoğdu'dan gelmişti.
9 Ağustos 2012'de Aykut Erdoğdu, o dönem partinin İstanbul İl Başkanı olan Oğuz Kaan Salıcı ve Genel Başkan Yardımcısı olan Sezgin Tanrıkulu'yla birlikte, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi. O dönem Çağlar artık Ziraat Bankası'ndaki görevinden ayrılarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) üyeliğine atanmıştı. Erdoğdu'nun gündeminde, Çağlar döneminde Ziraat Bankası'nın Dursun Akdağ isimli bir iş adamına verdiği krediler vardı:
"Ziraat Bankası'nda bir seri kredi yolsuzluğu bize iletilmiştir... İlk açıklayacağımız dosya, Dursun Akdağ isimli bir şahsın şirketleriyle alakalı. En son 2003-2006 arasında Aydınlı Grup'a ait Aymerkez AVM Genel Müdürlüğü yapıyor ve bu grubu dolandırmaktan ve zarara sokmaktan davalık oluyorlar. Bize gelen bilgi, teyitli değil, bu davadan hüküm yediği ve dosyanın Yargıtay'da olduğuna yönelik."
Erdoğdu, ardından Akdağ'ın kurduğu bazı şirketlerin isimlerini sıralayarak "02.11.2010 tarihinde kurulan bu şirketler henüz ortada yokken bankaya kredi için başvurdu ve banka tarafından kredi değerlendirmesine alındı ve şirket kurulduktan hemen 9 gün sonra mali istihbarat raporlarının hazırlandığı evraklarla sabittir" dedi.
'Birçok tarım kuruluşunun Ziraat Bankası'ndan kredi alamazken Akdağ'ın kurduğu iddia edilen 20 şirkete 7.5 milyon TL'ye kadar ziraat kredisi verildiğini' savunan Erdoğdu, Çağlar'ın BDDK üyeliğinden istifa etmesi gerektiğini söyledi:
"Bu durum karşısında Sayın Can Akın Çağlar bence istifa etmelidir. Eğer Can Akın Çağlar bu kararı almazsa hükümetin üzerine düşen Sayın Can Akın Çağlar'ı bu soruşturmalar bitinceye kadar görevden almasıdır."
Çağlar, 2 yıla yakın bir süre daha görevinde kaldı. 2 Mayıs 2014'te ise Eureka Sigorta'da genel müdür olmak için BDDK'dan istifa etti. İstifa ettikten sonra, "Kamuda 11 yıldır görev yapıyordum. Biz kamu görevini askerlik olarak görüyoruz. Yeni görevimle birlikte askerliği bitirip eve dönmüş oldum" açıklaması yaptı.
Aykut Erdoğdu ise Çağlar'ın İBB Genel Sekreterliği'ne getirilmesinin ardından, 10 Temmuz 2020'de yaptığı açıklamada, bu iddiasıyla ilgili "2012 yılında Ziraat Bankası'nı denetleyen KİT Komisyonu üyesiyken bana kapsamlı bir rapor ulaştı. Rapor Can Akın Çağlar'ın bazı kredilerde usulsüz işlemler yaparak bankayı zarara soktuğunu iddia ediyordu." dedi.
"Bir süre sonra Can Bey aradı ve görüşmek istedi. Can Bey bu uzun görüşmede iddialara tek tek cevap verdi.
"Bu arada Can Akın Çağlar'ın BDDK üyeliğine atanmasına karşı çıktım ve istifasını istedim. Çünkü BDDK bankaları denetleyen bir kurumdu ve Can Bey hakkında yürüyen bir soruşturma vardı. Bu eleştirilerim de sonuç vermiş olmalı ki, Can Bey bu incelemeler tamamlanmadan BDDK'daki görevinden süresi dolmadan istifa etti."
Erdoğdu, o tarihten sonra iletişime geçmediğini söylediği Çağlar'ın "bütün iddialardan aklandığını öğrendiğini" belirtti.
Ancak şu ifadeleri de açıklamasına ekledi:
"Partimize gönül ve hizmet vermiş bürokratlardan bir atama yapılmasının daha uygun olacağını söyledim."
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Çağlar'la ilgili sorulara "Geçiniz o tartışmaları. Belediye başkanımız çalışıyor, üretiyor. Biz bütün belediye başkanlarımızla gurur duyduğumuz gibi Ekrem Bey'le de gurur duyuyoruz." yanıtını vermişti.
AK Parti, Kasım 2002'de iktidara geldikten kısa bir süre sonra, 28 Mart 2003'te, Çağlar resmen Ziraat Bankası'nın genel müdürlüğüne getirildi. 14 Temmuz 2011'e kadar bu görevde kaldı.


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.