Bahçeli'den Biden'e: Bayat Tat Vermeye Başlamıştır

Bahçeli'den Biden'e: Bayat Tat Vermeye Başlamıştır

MHP lideri Bahçeli, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlamasına “Biden hakikaten baymış, bayat bir tat vermeye başlamıştır. Biden’in sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür, yazılı açıklaması yalnızca kâğıt par

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlamasına “Biden hakikaten baymış, bayat bir tat vermeye başlamıştır. Biden’in sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür, yazılı açıklaması yalnızca kâğıt parçasından ibarettir” dedi. HDP’nin “Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşin” açıklamasına tepki gösteren Bahçeli, “HDP’ye tepki gösteremeyen CHP’si, İP’i ve diğerleri ASALA’nın çizgisindedir, Ermeni çetelerinin izindedir, PKK’nın dibindedir. Batsın sizin ittifakınız, batsın sizin siyasetiniz” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasının büyük çoğunluğunu ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlamasına ayıran Bahçeli; HDP, CHP ve İYİ Parti'yi eleştirdi. Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

MÜTTEFİK SANDIĞIMIZIN ASIL GAYESİ TÜRKİYE’NİN BOYUN EĞMESİ: Dost ve müttefik sandığımız hatta NATO şemsiyesi altında birlikte oyalandığımız bu ülkelerin asıl gayesi, asıl gayreti Türkiye’nin boyun eğmesidir. PKK/YPG cinayet ve ihanet kuklasıdır, kuklacılar ise perdenin arkasında saf saf toplanan karanlık ve kahrolası emperyalist kumpasçılardır. Bize dost diye seslenen, ama postumuza saman doldurmak için fırsat kollayan mihrakları biliyoruz, tanıyoruz. Saf değiliz, şuursuz değiliz, bakar kör hiç değiliz. Kim kiminle yürüyor açıklıkla görüyoruz. Dostumuzun da düşmanımızın da her an değişeceğinin, nihayetinde devletler arasında bu çerçevede kalıcılık ve süreklilik olmayacağının bilincindeyiz. Buna karşılık bizim değişmez inancımız ise şudur: Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Muhtaç olduğumuz tek bir kudret varsa o da damarlarımızdaki asil kandır.

CUMHURBAŞKANI SAYIN ERSİN TATAR PAPAĞAN DEĞİLDİR: Bir yanda kripto para vurgunuyla gri pasaport rezaleti diğer yanda kaybolan atlar; bir tarafta Karadeniz’deki sert kutuplaşma diğer tarafta Akdeniz’deki sıcak kamplaşma ülke gündeminin başlıca tartışma konuları arasındadır... KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi, ayıplı bir üslupla mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ı hayasızca eleştirmesi bize göre uyuyan komünist hücrelerin tekrar harekete geçtiğinin işaretidir. Nereye ve kimlerin bataklığına aktığı az çok belli olan bu ahmağın, Sayın Tatar’a yönelik ‘Cenevre’de Türkiye’nin papağanı olacak’ açıklaması tam manasıyla EOKA’cı bir ağzın hezeyanıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar papağan değildir, Kıbrıs’lı Türklerin hak ve çıkarlarını milli hassasiyetlere muvafık şekilde savunan cesur bir yürektir.

BİDEN’IN YAZILI AÇIKLAMASI SADECE KAĞIT PARÇASINDAN İBARET: Her 23 Nisan günü Gazi Meclisi’mizin açılmasıyla birlikte milli egemenliğin taçlandığı dönemi idrak ediyorken, her 24 Nisan günü de milletimizin taşa tutulduğu bir iftira sağanağına muhatap oluyoruz. Ne garip ne tuhaf bir tenakuzdur ki, karanlık geçmişlerinden utanmayan, insanlığa musibetten başka bir şey sunmayan ülkelerin; tarihin hiçbir devrinde olmamış, yaşanmamış ve sadece yalan temeli üzerine inşa edilmiş soysuz propagandalarına maruz kalıyoruz… Biden’in, 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Bizim sorunumuz ABD halkıyla değil, Beyaz Saray’a çöreklenmiş zulüm bekçileriyledir. Biden hakikaten baymış, bayat bir tat vermeye başlamıştır. Türk milletine sözde soykırım gölgesi düşürmek, mazisi toplu cinayetlerle, katliamlarla ve neden olduğu insani felaketlerle dolu bir ülkenin harcı değildir, haddi değildir, hakkı değildir. Biden’in sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür, yazılı açıklaması yalnızca kâğıt parçasından ibarettir. Çünkü tarihimizin hiçbir döneminde mahcup olacağımız, hesabını vermekten kaçınacağımız, yüzümüzün kızaracağı, başımızı öne eğecek bir suça, bir trajediye, bir barbarlığa, bir vahşete imza atmadık, böylesi bir yanlışın tarafı ve faili olmadık. Soykırım çetelesi tutanlar gerçekten medenilerse, kendi bastıkları zalim ayak izlerine, kendi kazdıkları kan ve dehşet çukurlarına dikkatle bakmaları, eğer yürekleri yetiyorsa bununla ilgili nedamet göstermeleri samimi tavsiyemdir.

BAY BAŞKAN, ‘CUMHUR İTTİFAKI’NI NASIL YIKARIM’ DİYE HESABI BIRAK: Bay Başkan, Beyaz Saray’da Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarım, zillet ittifakını nasıl kollarım, Türk tarihini nasıl karalarım diye hesap yapmayı bırak ve şunu aklından çıkarma ki, Türk milletine sözde soykırım iftirası atacak en son ülke bile siz değilsiniz. Kısacık melez tarihinizde nice rezaletlere imza atan ülke olduğunuzu hatırlayarak, gerçeklerle yüzleşmeniz bizatihi sizi onurlandıracaktır. Dünyada güçlünün hukuku değil, hukukun gücü hakimdir. İnsanlık onuru, insanlığın ortak mirası ABD’den katbekat büyüktür… Biden açıklamasında, insan haklarına saygı duyulan, tüm insanların onur ve güven içinde hayatlarını sürdürecekleri bir dünyadan bahsediyor. O zaman ve o halde sizin gibilerinin bu dünyada olması züldür, zillettir, ziyandır…. ABD Başkanı, sözde soykırım suçlamasıyla müttefiklik hukukuna onarımı uzun yıllar alacak ağır bir hasar vermiştir. Dostluğun yalan, stratejik ortaklığın masal olduğunu ayan beyan göstermiştir. Tarih yaprakları 24 Nisan’ı işaret ettiğinde, ABD Başkanlarının 1915 olayları hakkında ne söyleyecekleri, nasıl yaklaşacakları, ‘büyük felaket’ mi yoksa ‘soykırım’ mı diyecekleri artık merak konusu olmaktan çıkmıştır. Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüştürülen 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan’ın bir gün sonrasıdır ve sıradan bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar.

BUNDAN SONRAKİ İLK İŞİMİZ: Bize göre, ABD ile ilişkiler tarihi bir kavşaktadır. S-400’ü aktif hale getirmek, F-35 projesi için ödediğimiz paraları tahsil etmek bundan sonraki ilk işimiz olmalıdır. Devletimizin ve hükümetimizin alacağı her karara desteğimiz peşinen söylüyorum sonucu ne olursa olsun tamdır. Bugün, TBMM’nin ortak bir iradeyle sözde soykırım iftirasını telin edeceğine de gönülden inanıyor ve bunu bekliyorum. Baktığımız yer Washington değil başkent Ankara’dır.

PKK’NIN UZANTISI OLMASININ YANINDA ASALA’YA DA UYDULUK YAPTIĞINI CÜMLE ALEM GÖRMÜŞTÜR: Meclis’te grubu bulunan, bu milletin ekmeğini yiyip suyunu içen, devletin hazinesinden geçinip saltanat süren HDP isimli örgütün PKK’nın uzantısı olmasının yanında ASALA’ya da uyduluk yaptığını cümle alem görmüştür. HDP Merkez Yürütme Kurulu, 24 Nisan’daki açıklamasında sözde Ermeni soykırımının bu topraklarda yaşandığını, adaletin de bu topraklarda sağlanması gerektiğini şerefsizce iddia etmiştir. Bu hainler korosu, Türkiye’nin Ermeni soykırım utancıyla yüzleşmesini istemiştir. Kürt kökenli kardeşlerim artık gözünü açsın, artık kararını versin; bölücü terör partisi HDP’nin kökü de kimliği de Ermeni’dir. Anadolu’nun Hristiyanlardan arındırıldığını söyleyecek kadar Türk ve İslam düşmanı olan bu soysuzlarla aynı havayı teneffüs etmek bile günahtır. Hala demokrasi diyerek HDP’ye destek çıkacak var mıdır? Şu kadar oy aldı, bu kadar milletvekiline sahip diyecek bir köksüz ortaya çıkacak mıdır? Bu şer yuvası, bu ASALA temsilcisi, bu terör acentesi hala faaliyetlerine pişkince devam edebilecek midir?

MİLLETİMİZE SOYKIRIMCI DİYEN BU CANİLERE ERİVAN’IN KAPILARI AÇIKTIR: 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülmeye başlayan davanın 108 sanığı için gün yüzünü haram edecek karar çok kısa süre içinde alınmalı ve HDP’nin kapısına hukukun mührü vurulmalıdır. Bu parti görünümlü kanlı şebeke kapatılmalıdır. Bunlardan hiç kimse siyasette bulunmamalıdır. Milletimize soykırımcı diyen bu canilere Erivan’ın kapıları açıktır. Paşinyan da istifa etmiştir, buyursunlar, çok iyi bildikleri dağ yollarından Ermenistan’a terörist kamuflajlarını giyerek iltica etsinler. Bu milleti sevmeyenleri sevmeyiz, bu devlete katliamcı diyenleri asla affetmeyiz.

BU CHP’Yİ NE HALLERE DÜŞÜRDÜN?: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Biden seçildikten kısa bir süre sonra alelacele tebrik mesajı paylaşmıştı. Aynı aceleyi Biden’ın sözde soykırım açıklamasına karşı göstermedi, henüz çıtını bile çıkaramadı. Dahası HDP’ye tek bir laf etmedi, edemedi. Aynı şey İP’in başkanı için de geçerlidir. O da Biden’e şablon sözlerle, suya sabuna dokunmayan ifadelerle tepki gösterdi, döndü dolaştı aynı Öztrak gibi hükümetin dış politikasını eleştirmeyi tercih etti. Özellikle Kılıçdaroğlu’na soruyorum; seni korkutan nedir? Seni sindiren nedir? Seni soykırım suçlamasına karşı sessizliğe gömen hangi açıklarındır? Hiç mi utanmıyorsun? Hiç mi Allah’tan korkmuyorsun? Bu CHP’yi ne hallere düşürdün? Kendini nasıl pazarladın? Kimden hangi sözleri aldın?   HDP’yle ittifak kuranlar bizim gözümüzde tarihi yanlışın içindedir. Tarihle değil zilletle yüzleşmenin vakti gelmiştir.

BATSIN SİZİN SİYASETİNİZ: HDP’ye tepki gösteremeyen CHP’si, İP’i ve diğerleri ASALA’nın çizgisindedir, Ermeni çetelerinin izindedir, PKK’nın dibindedir. Türk milleti bu zillete katlanamaz, bu hıyanete müstahak olamaz, bu kokuşmalara meydanı boş bırakamaz. Batsın sizin ittifakınız, batsın sizin siyasetiniz. Bu kadar mı düşmansınız Türkiye’ye? Bu kadar mı uşaksınız küresel güçlere? Bu kadar mı satıldınız bedelinizi en çok ödeyenlere? Suyun derin olup olmadığını iki ayağımızla test etmeye gerek yoktur. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeye hakkımız yoktur. Aziz milletim, büyük milletim, oyunu görün, onursuzları bilin, soykırım lobisini tanıyın, yarın geç olmadan zillete hak ettiği dersi verin. Vurun tokadı gitsin bunların alayı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler