Altın Koza'nın 76 Yaşındaki 'en İyi Kadın Oyuncu'su Emel Göksu: Sanatçının Emeklisi Olmaz

Altın Koza'nın 76 Yaşındaki 'en İyi Kadın Oyuncu'su Emel Göksu: Sanatçının Emeklisi Olmaz

Göksu, "Sanatçının emeklisi olmaz, böyle bir şey yoktur, ben hiçbir zaman oyunculuğu bırakmayacağım. Sahnede ölmek ya da film çekerken ölmek istiyorum." dedi

Sanat hayatındaki 58'inci yılını, "Koridor" filmindeki performansıyla 4 farklı festivalde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüyle taçlandıran tiyatro ve sinema sanatçısı Emel Göksu, "Sahnede ölmek ya da film çekerken ölmek istiyorum." dedi.

Emel Göksu, Ankara'da lise öğrencisiyken Kartal Tibet'in kurduğu "Meydan Sahnesi"ndeki kursla tiyatroya başladı. Buradaki eğitimi sonrası Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Cüneyt Gökçer, Bozkurt Kuruç, Salih Canar gibi ustalardan ders alan Göksu, tiyatro eğitimine İngiltere'de devam etti. Göksu, Türkiye'ye dönerek Devlet Tiyatrolarında göreve başladı.

"Bizim Evin Halleri" ve "Annem"in de aralarında olduğu 15'ten fazla dizide rol alan Göksu, 11 yıl önce Ankara Devlet Tiyatrosundan emekli oldu ve sonrasında ara vermeden oyunculuğa devam etti.

Göksu, merhum sanatçı Kartal Tibet ile aynı sahneyi paylaştığı oyunla başladığı 58 yıllık sanat hayatında önemli bir başarıya imza atarak, geçen yıl 4 ödül birden kazandı.

"9. Boğaziçi Film Festivali", "28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali", "10. Malatya Uluslararası Film Festivali" ve "Elazığ 13. Uluslararası Çayda Çıra Film ve Sanat Festivali"nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülen Göksu'ya, "Antalya Film Festivali Film Forumu"nda da TRT Ödülü takdim edildi.

İki yaşlı kız kardeşin hikayesi "Koridor"a taşındı

Yıllarca sahneye çıktığı Devlet Tiyatroları Şinasi Sahnesi'nde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan 76 yaşındaki usta sanatçı, "Koridor" filmiyle "yaşlandıkça yalnızlaşan ve ihmal edilen iki kız kardeşin duygu durumunu" beyaz perdeye taşıdıklarını anlattı.

Erkan Tahhuşoğlu'nun yazıp yönettiği filmdeki "Müyesser" karakteri ile sevgi dolu bir insanın, travmalar, aşırı sorumluluk ve yüklerden dolayı nasıl katılaştığını izleyiciye aktarmaya çalıştıklarını belirten Göksu, filme dair şunları söyledi:

"Kız kardeş sorumluluktan kaçan bir karakter. Kız kardeşi, sanatçı arkadaşım Aysel Demirel oynadı. Abla evin tüm sorumluluğunu üstlenmiş. Bu durum, ablada travma yaratmış çünkü gençliğini yaşayamamış. Kız kardeşi evleniyor, sonra kocası ölünce ablanın yanına taşınıyor. Ardından başlıyor hikaye ve abla yaşlanmasına rağmen kardeşini idare ediyor. İki kardeş, eski günlerin hesaplaşmasını yapıyor. Anne ve babalarının kendilerine olan sevgilerini bile masaya yatırıyorlar. Bir nevi fedakarlığın öyküsü. Türkiye'de bu hikayelerden çokça var."

Filmin başarısını, yönetmen Tahhuşoğlu'nun, konu anlatımında ajitasyona gitmemesine bağlayan Göksu, konuların dramatize edilmediği, insanların gerilimden ziyade düşünmeye sevk edildiği filmin, "doğal oyunculuk ve modern bir yönetmenlik anlayışı" ile çekildiğini söyledi.

"Sanatta gözlem, 'hatırlatma aşı dozu' gibi görev yapar"

Senaryoyu okur okumaz karaktere çok ısındığını söyleyen Göksu, sanatçının en önemli çalışma metodunun "gözlem" olduğunu belirtti. "Oyunculukta gözlem, sonrasında 'Hatırlatma aşı dozu' gibi görev yapar." ifadelerini kullanan Göksu, şöyle devam etti:

"Bu rol önüme geldiğinde halamın kızı aklıma geldi. Evlenmedi ve evin tüm sorumluluğunu aldı. Evin geçimini temin ederdi, dikiş dikerdi, para kazanırdı. Kendisini evine adadı. Kardeşi de tam tersine rahattı. Bazı sahnelerde, halam geldi gözümün önüne. Halam da 'Öleyim de kurtulayım' derdi. Müyesser de bunu sıkça söylüyor. Hayatımdan insanları filme aktardım. Keyifli bir çekim süreci oldu."

Festivale gelen izleyicilerin, Antakya'da üç haftada çekimleri yapılan filmi, doğallığından dolayı tebrik ettiklerini de aktaran Göksu, "Role bağlı kalmam, rol için çalışırım. Oynadığımız rol ile seyirciye örnek olmalıyız. Ben de seyirciye her projede bir şeyler katmaya çalışıyorum. 'Koridor' filmini de böyle seçtim. Festivalde bir seyirci yanıma geldi ve 'Ben böyle bir yaşlı olmak istemiyorum.' dedi. Ben de eğer istemiyorsanız, yaşlandığınızda böyle olmazsınız diye cevap verdim." dedi.

"Sahnede ölmek ya da film çekerken ölmek istiyorum"

Tiyatro kökenli bir oyuncu olarak sinemada yer almanın çok keyifli olduğunu ifade eden Emel Göksu, Türk sinemasının uluslararası festivaller ile dijital platformlardaki başarılarının gurur verici olduğunu belirtti.

Hayatı boyunca hep güzel projelerde istediği rolleri oynadığını ve oyunculuk konusunda tatmin yaşadığını dile getiren Göksu, Türk sinemasının önemli ödüllerinden Altın Koza'yı almayı beklemediğini söyledi.

Usta sanatçı, "Altın Koza ve diğer 3 ödül bana bu yaşta çok iyi geldi. Hele de salgından sonra müthiş bir motivasyon oldu. Ben oyunculuğu, emekli olmama rağmen bırakmadım. Zaten sanatçının emeklisi olmaz, böyle bir şey yoktur, ben hiçbir zaman oyunculuğu bırakmayacağım. Sahnede ölmek ya da film çekerken ölmek istiyorum. Bırakamam oyunculuğu, bu işe hala aşığım." ifadelerini kullandı.

Kartal Tibet ile oyun, hayatının kırılma noktası oldu

Türk sinemasının unutulmaz oyuncusu ve yönetmeni Kartal Tibet ile aynı sahneyi paylaşmasının, hayatının kırılma noktası olduğunu anlatan Göksu, "ilk aşkım" dediği tiyatro ile, ödüller kazandığı sinemayı şu cümlelerle anlattı:

"Tiyatro buz üstünde yazı. Oynuyorsun ve belgen yok. Tüm belge seyircinin hafızası. Seyircinin aklında kalan oyun tek belge. Yeni yeni tiyatrolar temsillerini çekiyor. Ama o da oyunu tam anlamıyla yansıtmıyor. Ne kadar etkili olabiliyor? Ama yine de iyi bir şey. Gerçek belge sinema. Festivallerde seyirci ile izledik ve onların hislerini gördük, bu çok güzel bir şey."

Son yıllarda gençlerin tiyatroya daha çok ilgi gösterdiğini söyleyen Göksu, önemli bir kültür hizmeti yapan Devlet Tiyatrolarının, halkın tiyatroyu sevmesinde de önemli bir aktör olduğuna işaret etti.

Şive için TDK kitaplarından yararlandı

Yeni bir sinema filmi projesinde yer alacağını ancak tiyatro sahnesinde olmayı da çok özlediğini dile getiren Göksu, dizi oyunculuğunun ise "ağır" olduğunu söyledi.

Oynadığı dizilerdeki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi şivelerindeki başarısının takdir edildiğini belirten Göksu, karakterlere nasıl çalıştığını şöyle anlattı:

"Urfa, Diyarbakır, Elazığ... Hepsinin şivesini dizilerde yaptım. Türk Dil Kurumundan gidip kitaplar alıyordum. Dil Kurumunda her yörenin lehçe kitapları var ve bu kitaplarda fonetik, zaman kipleri ve pek çok konu var. Çok çalışıyordum. Bir Diyarbakırlı seyrettiğinde, bu da Diyarbakırlı mı, dememeli. Bunun için hepsine çok titiz çalıştım. Şive önemli bir konu. 'Kuzu' filminde oynarken, Erzincanlılar Derneğine gittim ve onlarla konuştum. Bölgelerin deyimlerini ve atasözlerini bile öğrendim. Metinde olmazdı ama ben doğaçlama söyledim."

Göksu, gençlere seslenerek, "Şunu tavsiye ediyorum. Sevgi her şeyi çözer. Seveceksin, çalışacaksın ve merak edeceksin. 'Koridor' da aslında sevgiye dair bir film. Toplumda da, sanatta da her şeyin çözümü ve başarısı sevgiden geçiyor." dedi.

Muhabir: Yasemin Kalyoncuoğlu

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler