
Cüneyt Şaşmaz
AKP’den Kurtulmak!
Sevgili okurlar, memleketin hali ortada:
Enflasyon dizginlenemez bir at gibi dörtnala koşuyor..
Adalet terazisi şaşmış..
Liyakat yerini sadakate bırakmış..
Gençler umutsuz..
Emekliler çaresiz..
Halk yoksulluğun pençesinde...
AKP’nin 23 yıllık iktidarı, Türkiye’yi bir uçurumun kenarına sürükledi.
Demem o ki:
Bu gidişat sürdürülemez!
Peki, ne yapmalı?!
Seçim beklemeden, barışçıl, yasal ve akılcı yollarla bu girdaptan nasıl çıkarız?!
İşte, çarpıcı gerçekler ve somut çözümlerle dolu bir yol haritası...
Hülasa:
Bu makale bir isyan çağrısı değil, bir uyanış manifestosudur!
Gerçekler Acı, Ama Göz Ardı Edilemez
2025 Türkiye'sinde tablo vahim:
Enflasyon resmi rakamlarla %70’lerde, gerçekte ise vatandaşın hissettiği çok daha yüksek.
Asgari ücret 22.500 TL, ama bir ekmek 15 TL’ye dayandı.
Genç işsizlik %20’leri aşmış, emekli maaşları erimiş.
Yargı bağımsızlığı mı?!
O, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) uygulanmayan kararlarında kaybolmuş.
Basın özgürlüğü deseniz, Sözcü TV, Tele1 ve Halk TV’ye kesilen cezalarla, sosyal medya sansürleriyle boğulmuş.
Nüans?!
Bu sorunlar tek bir partinin değil, bir zihniyetin eseri.
AKP’nin “ben bilirim” anlayışı, memleketi bu hale getirdi.
Hal böyleyken...
Susmak değil, harekete geçmek vakti!
Çözüm: Birleşik, Barışçıl ve Akılcı Mücadele
Değişim için illa seçim beklemeye gerek yok.
Demokratik, yasal ve birleştirici yollarla, halkın gücünü ortaya koyabiliriz.
İşte, adım adım plan:
1. Toplumsal Uyanış: Bilgi ve Dayanışma
Ezcümle:
Değişim bilinçle başlar.
Sosyal medyada, mahallede, kahvede gerçekleri konuşalım.
Enflasyonun, yoksulluğun, adaletsizliğin sebeplerini anlatan broşürler basalım, paneller düzenleyelim.
Sivil toplum kuruluşlarını (STK’lar) destekleyelim;
İnsan hakları dernekleri, hukuk reformu için çalışan platformlar bizim sesimiz.
Demem şu ki:
Birleşirsek, sesimiz gür çıkar.
Kadıköy’deki konserler, Saraçhane’deki mitingler gösterdi:
Halk bir araya geldi mi, kimse susturamaz!
2. Barışçıl Direniş: Sokaklar Bizim!
Anayasal hakkımız olan barışçıl protestolar, kamuoyu yaratmanın en güçlü yolu.
2025’te üniversite öğrencilerinin tüketim boykotları, hükümetin kulağına kar suyu kaçırdı.
Daha organize boykotlarla, yandaşa peşkeş çekilen ihalelere, zam furyasına dur diyebiliriz.
Nitekim...
Sanat da bir direniş:
Sokak tiyatroları, şarkılar, görsel’lerle mesajımızı haykıralım.
Ama dikkat:
Provokasyonlara kapılmadan, hukukun içinde kalarak.
Şiddet, bizim değil, baskıcıların silahıdır.
3. Hukuki ve Siyasi Baskı: Adalet İçin Omuz Omuza
Yargı bağımsızlığı için mücadele şart.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) siyasi gölgeden kurtulması için kampanyalar başlatalım.
CHP'nin mal varlığı şeffaflığı önerisi gibi, yolsuzlukla mücadele için somut adımlar talep edelim.
Hasılı:
AİHM kararlarının uygulanması için uluslararası baskıyı artıralım.
Osman Kavala gibi sembol davalarda adalet arayışı, hepimizin davası.
Barolar, hukukçular, STK’larla birleşip, sansür yasalarına karşı dava açalım.
Unutmayalım: Hukuk, halkın elinde güçtür.
4. Ekonomik Dayanışma: Kendi Çözümümüzü Üretelim
Enflasyon canavarıyla mücadele için yerel dayanışma ağları kuralım.
Tarım kooperatifleri, mahalle dayanışmaları, küçük işletmelere destekle ekonomik zincirlerimizi kıralım.
Bağımsız medyayı, Sözcü TV’yi, Halk TV’yi destekleyelim; çünkü gerçek bilgiye erişim, özgürlüğün anahtarı.
Demem o ki:
Tüketim boykotlarıyla, kamu ihalelerinin şeffaflığı için imza kampanyalarıyla ekonomik baskıyı artırabiliriz.
Hükümetin kaynakları yandaşa değil, halka aktarmasını talep edelim.
5. Uluslararası Arena: Dünya Bizi DuysunBerlin’deki, Stuttgart’taki diaspora protestoları gösterdi ki, uluslararası kamuoyu güçlü bir müttefik.
Amnesty International, Human Rights Watch gibi kuruluşlarla işbirliği yapalım.
Türkiye’deki adaletsizlikleri, basın özgürlüğü ihlallerini dünya gündemine taşıyalım.
Nüans?!
Dış destek, iç dayanışmayla birleştiğinde, değişim kaçınılmaz olur.
Uyarı: Birlikte, Ama Kutuplaşmadan
Hal böyleyken...
Bir noktayı unutmayalım: Bu mücadele “öteki” yaratmadan, kutuplaşmadan yapılmalı.
“Hain” yaftalamaları, etnik-dini ayrımcılık bizi böler.
Her kesimi kucaklayan, birleştirici bir dil şart.
Ve en önemlisi: Hukuk dışına çıkmak, bu hareketin meşruiyetine gölge düşürür.
2025’teki protestolarda görülen gözaltılar, provokasyon riskini hatırlatıyor.
Akılcı, barışçıl ve kararlı olalım.
Son Söz: Uyan Türkiye, Zaman Sensin!
Hülasa:
AKP’den kurtulmak, bir zihniyet devrimiyle mümkün.
Seçim beklemeden, bugünden başlayarak;
Sokaklarda, mahkemelerde, sosyal medyada, dayanışma ağlarında sesimizi yükseltelim.
Ekonomik reform için şeffaflık, adalet için bağımsızlık, özgürlük için dayanışma talep edelim.
Ezcümle:
Bu memleket bizim; ne umutsuzluğa kapılalım ne de susalım.
Birleşelim, harekete geçelim, Türkiye'yi yeniden kuralım!
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.