Abdurrahman Dilipak Ankara'ya dikkat çekti: Fırtına öncesi sessizlik

Abdurrahman Dilipak Ankara'ya dikkat çekti: Fırtına öncesi sessizlik

Ankara'da fırtına öncesine sessizlik olduğunu ifade eden Abdurrahman Dilipak, “Tencere yuvarlanır kapağını bulur” başlıklı köşesinde eleştirilerini sıraladı. İşte Abdurrahman Dilipak'ın yazısı...

Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak bugünkü köşesinde yine ‘derin gerçekler’ alt başlığıyla eleştirilerini sıraladı. Abdurrahman Dilipak, “Ankara’da da siyasi belirsizlikler söz konusu. “Fırtına öncesi sessizlik” havası var.” dedi.

Yazısının bir bölümünde “bir takım kişiler, istihbarat örgütlerinin elemanları kitleleri kışkırtmak, dolandırmak, sömürmek için bu rolü üslenebilirler.” diyen Abdurrahman Dilipak, “İçimize dönüp bakacak olursak, “Servet ve güç zehirlenmesi”ne yakalanmış kişiler, topluluklar, örgütler ve kurumlar başlangıçta bunu görmezler, daha doğrusu görmek istemezler.” ifadesini kullandı.

Haber Vakti yazarı Abdurrahman Dilipak, yazısının son kısmına şöyle devam etti:

“Çünkü “caydırıcı güç” karşısında kimse buna cür’et ve cesaret edememeli! Herkese emrettikleri, herkesin kendilerini övdüğü ve alkışladığı için bunu bir zaaf işareti olarak düşünürler. Oysa bu kurgulanan, örgütlenen bir süreçtir. Sorun ortaya çıkınca da güç kullanarak bastırmak, susturmak, cezalandırmak istemeleri bundandır... O zaman ise genellikle iş işten geçmiş olur. Çünkü tehdid edilenler, bu defa toplumsal vicdani harekete geçirmek için de bir mağduriyet zırhına bürünmüş olurlar. Toplumun farklı kesimleri ortak tehdit olarak gördükleri güce karşı birleşik bir cephe oluşturmak için arayışa girişirler.

İşler bir defa rayından çıkınca aşırı korku ve beklentiler, iki tarafta da yanlış adımlara sebeb olur. Korku ve öfke gözü karartır ve akıl zail olur. Unutmamak gerekir ki aşk ve öfke aklı zail eder. Eğer her iki taraf da yenişemiyorsa, her iki kesimde de mucize çözüm arayışları ve aktörleri ortaya çıkar. Ondan sonrası artık öngörülemez. Taraflar oltayı yutmuş demektir ki oltayı yutan balık yem istemez. Yokuş aşağı koşar gibi, kaçtıklarını sandıkları şeye doğru dolu dizgin giderler. İşin bu noktası sonun başlangıcıdır. Geri dönüşü olmayan kritik bir eşiktir.

Seçim sonuçları da kaderin bir parçasıdır. Elbette bizler, verdiğimiz oydan mesulüz. İyilerden en iyisini seçmek zorundayız. İyilerden kimse yoksa, bundan da sorumluyuz. Engellendi isek, o zaman kötülerden en az kötüyü seçmemiz gerek. Oy kullanmazsanız en kötü sonucu kabul etmiş olursunuz. Ehven-i şer aslında riskli bir alan, ancak bu “kerhen” kabul edilebilecek, yani kerih görülerek, itirazi kayıtla kabul edilen arızi bir durum olacaktır. Siyaset, vekalet müessesidir. Kişi vekalet verdiği kişinin yaptıklarından mes’üldür. İyi bir kişiye vekalet verdi iseniz ama o zaman içinde sapıttı ve yanlış yaptı ise, buna anında itiraz etmek zorundasınız. Etmezseniz, size vekaleten yapılan yanlış bir işin hesabı o kişiden sorulur. Eğer bu konuda itiraz ederseniz, umulur ki, onun yanlışlarından hesaba çekilmezsiniz. Burada bir diğer konuda bir iyiliğe ya da kötülüğe sebep ve vesile olmuşsak, bundan da bize bir pay vardır. Burada sorumluluğumuz akıl ve niyete göredir. Unutmamak gerekir ki, bize hayır gibi gelen şeyde şer, şeri gibi gelen şeyde hayır olabilir. Ya da o sonuç bir kader, bir imtihandır.

Biz doğru bir iş yapabiliriz ama o işten zarar etmiş olabiliriz, yanlış bir adam, yanlış kişilerle yanlış bir iş yapıp, çok başarılı ve kazançlı olabilir. Bu kopya çeken ya da soruları çalan birinin başarısına benzer. Çalışan biri bilmediği bir yerden çıkan sorular sonucu başarısız da olabilir. Başarı herşey değildir. Zenginlik herşey değildir. Bazan hayır kaybeden taraftadır. Ama sonunda kazançlı olacak olan o bugün kaybettiği düşünülen taraf da olabilir. Onun için doğru olduğuna, Allah’ın rızasına uygun olduğuna inandığımız yönde bir tercihde bulunalım. İnanın o zaman Hak ölçüsünde kaybetme ihtimaliniz yoktur. Bir gün mutlaka o hayır sizi bulacaktır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler