Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

10 KASIM'a DOĞRU/3

Bugün Türk ulusu yeniden ayağa kalkıyor.

Cemaatlar'a, Ticani ve Yobaz'lara korku salan yeni slogan şu:

"Hepimiz Türk’üz, Hepimiz Atatürk’üz!"

 

Şizofrenik bir inkar halinde bu slogana tepki gösteriyorlar.

Ata’dan alelade bir çocuk, bir Mustafa yaratmaya çalışıyorlar.

Oysa O’nun çocukluğu bile sizden sonsuz kat adam.

 

Ama her algı ya da duyu yanılmasının ve inkarın iflas edeceği bir nokta vardır.

"Mustafa" saygısızlığı ve inkarı tam da bu noktada durmaktadır.

 

Atatürk Cumhuriyet'i ilan ederken, vurgusu Cumhuriyet nesillerineydi.

Nesil, tek bir çocuğu değil, tüm toplumun çocuklarını içine alan, kolektif bir kelimeydi.

Önemli olan, her ailenin kendi çocuğunu yetiştirmesi değil, Cumhuriyet'in yeni ve farklı nesiller yetiştirmesiydi.

Bizim Atatürkçümüz, kendi çocuğunu özel okula gönderdiği an, Cumhuriyet ideolojisine en köklü darbeyi vurmuştu.

Bizim Atatürkçümüz, kendi çocuğuna siyaseti yasakladığı zaman, 19 Mayıs ruhuna darbeyi indirmişti.

Gitti nesiller, geldi bireyler.

Birey, Cumhuriyet'i değil kendisini savunur, o nedenle bugün Cumhuriyet'i savunan yok.

Cumhuriyet neslini yok eden Atatürkçü anne babadır bu Cumhuriyet'in gerçek yıkıcısı...

Ticani ve Yobaz, temel Atatürk düşmanlarıdır.

Atatürk bile diyemezler.

Bir kısım yalpalayan unsurlar ise, bu Atatürk ve Türklük düşmanlarının müttefiki konumundadırlar.

Misal, bazıları dincilerin halka yakın olduğu gibi çılgınca bir algı bozukluğu içindedirler.

Bu yüzden, bir türlü Atatürk’e Atatürk demeye dilleri varmaz:

"Gazi Paşa" lafını ağızlarından düşürmezler.

Böylelikle, Atatürk’ün aslında sadece bir Ulusal Kurtuluş Savaşı önderi değil; aynı zamanda bir İslam savaşçısı olduğunu kendilerine göre kanıtlarlar.

Oysa gazilik ve şehitlik, Türk dilinde ve Türk medeniyetinde dini kavramlar olmaktan çoktan çıkmıştır.

Eski Türklerde alperenlik neyse, gazilik de bugün aynı şeydir.

Bu yüzden, Menemen’de sözde cihat için ölen emperyalist uşağı mürteci şehit değil, haindir bizim için.

Dinciler için ise, şehit ve gazi bir tek kendi ifadeleriyle "cihat" için olunur.

Bu yüzden o dönemin Başbakan'ı, Güneydoğudaki şehitlerimiz"kelle" diyor ya.

Bir kısım sözde Marksist ise, ısrarla Atatürk’e Kemal der.

Bunlar Kürt ırkçılığının taşeronu, Ermeni fanatiği sözde solculardır.

Komprador sol aklı sıra Atatürk’ü küçümser; ona Mustafa Kemal bile demez; Kemal derler.

Bazı Marksistler ise, Atatürk’ün ne denli büyük bir antiemperyalist ve devrimci olduğunu teslim etmek zorunda kalırlar.

Ama ideolojileri enternasyonalizmdir.

Türk milliyetçiliğini ve dolayısıyla milliyetçi devrimi kabullenemezler.

Atatürk’ü 1923’e kadar sahiplenirler.

Orada bırakırlar.

Bunlara göre Atatürk, Mustafa Kemal’dir.

Cumhuriyeti ve Atatürk milliyetçiliğini bir türlü içlerine sindiremezler.

O'nun devlet kuruculuğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini sorgularlar.

İdeolojik ve etnik kompleksleri olan tüm bu kesimlerin kaygılarını hiçbir şekilde paylaşmayan Türk halkı için bu tartışmalar son derece anlamsızdır.

İlkokul çocuğu, ev hanımı, işçi, köylü, doktor veya öğretmen hangi meslek veya kesimden olursa olsun sıradan bir Türk için tek bir isim vardır:

Atatürk.

Türk Milleti, çok iyi niyetli ve çok da sabırlı bir ulustur.

Atatürk düşmanları bu esnekliği sonuna kadar kullanmaktadır.

Bir kahvehanede, otobüste veya ekmek kuyruğunda Atatürk’e açıkça hakaret ettiklerinde hayatlarını zor kurtaracaklarını bilirler.

Bu yüzden, isim oyunlarıyla kendilerini tatmin ederler.

Bu işi en uç noktaya götüren ise hepimizin tanıdığı isimler..

Tanıyorsunuz onları.

Sesleri titrek ve hassas...

Yaptıkları her işten "duyarlılık" akıyor.

Onlar birer hümanist, ama Türk’e karşı değil.

Söz konusu Ermeni, Kürt veya Batılı ise en hassas duyguların insanı...
Türk düşmanı Nazi filmlerinde bile bir hassasiyet ve anlam bulabilecek kadar büyük bir hümanist ve demokrat kendileri.

Ama tahammül edemedikleri bir tek kesim var.

Onlara göre Türkler fanatiktir ve dizginlenmelidir.

Şehit cenazelerinde atılan sloganlar provokasyon, statlarda yapılan protestolar ırkçıdır.

Söz konusu olan Türk’ün tepkisinin bastırılması ise gerekirse futbol maçlarının yasaklanmasını önerecek kadar da "demokrat" birer yasakçıdırlar.

Televizyon dizisi Türk milliyetçisiyse "dizi şiddet ve kan içerdiği" için sansür yanlısı; aynı dizinin senaryosu tam tersine dönerse o zaman özgürlükçü ve sansür karşıtı.

Şimdi bunlar çıkıyor, Cumhuriyet Tarihi'ni yeniden kafalarına ve/veya işlerine göre yazıyor, diyorlar ki:

"Bugüne kadar Mustafa Kemal’i bize yanlış tanıttılar.

Biz onu daha insani ve bizden biri olarak görmek istiyoruz."

Bu nedir şimdi?!

Mustafa Kemal Atatürk ismini kabullenemediniz.

Atatürk’ü attınız.

Şimdi de Kemal bile fazla mı geldi?!

Artık bir tek Mustafa mı diyeceksiniz?!

İnsaf, siz kendinizi ne zannediyorsunuz?!
Sululuğun, saygısızlığın bu kadarı olmaz!

O ismin arkasında yüz binlerin şehit kanı var!

Beyzadeler diyor ki; Atatürk’ü biz putlaştırıyormuşuz!?

Kemal ve Atatürk isimleri ona sonradan verilmiş.

Oysa o da hepimiz gibi bir insanmış, onu doğru anlayabilmek için önce Mustafa’yla tanışmamız gerekiyormuş.

Kim oluyorsunuz siz?!

Atatürk’ün askerlik arkadaşları mı!?

O’na nasıl Mustafa ve/veya Cumhurbaşkanı gibi Gazi Mustafa Kemal diye hitap edersiniz?!

Bu denli laubalilik hakkını kim veriyor size?!

Türklerde isim o kadar önemlidir ki; Dede Korkut kendine bir isim kazanmak uğruna Türk gençlerinin ulusu ve ailesi için ölümü bile göze aldıklarını anlatır.

O kahramanlık anına kadar çocuk isimsizdir.

İsim bir nevi çocuğun benliği ve kimliğidir.

Ama bizim biatkarlar çıkıyor ve Türklerin Atatürk ismini layık gördüğü önderlerine Mustafa deyiveriyorlar!?

O kadar rahatlar ki; hiç tepki görmeyeceklerine eminler.

Neden?!

Çünkü amaçları çok insaniymiş.

Kusurları ve insani yönleriyle gerçek Atatürk’ü ortaya çıkarmakmış.

İyi de siz kim, insanlara gerçek Atatürk’ü tanıtmak kim?!

O’nu önce siz bir anlayın.

Siz Atatürkçü bile değilsiniz ki!

Böyle bir iddianız hiçbir zaman olmadı.

Size göre Atatürkçülük putperestlik gibi bir şey.

O’ndan gerçek dışı bir put yarattık çünkü biz.

Tüm yazılarınız ve eylemlerinizle Atatürk düşmanlarının, Ticani-Yobaz ve hatta PKK’nın yanındasınız zaten.

Ne zorunuz var da Ata’mızla uğraşırsınız!?

Yıllardır zaten sevmediğiniz, ilkelerini benimsemediğiniz bir insana neden kafayı bu kadar taktınız?!

Tek amacınız Atatürk’ü Türk Milleti'nin gönlünden, kalbinden, aklından silmek mi?!

Tabii iş bu kadar basit değil.

Atatürk gibi bir insanın ismi ve lakapları; O’nun yaşamı, mücadelesi, ilkeleri ve devrimleriyle ayrılmaz bir bütün oluşturur.

Amaç; Atatürk’ü bütün isimleri ve sıfatlarından ayıklamak, insan adı altında Ak'koyun güruhu'nun uydurması bir Mustafa’yı millete benimsetmek.

Özetle, demeye çalıştıkları şu:

Milli Mücadale’de vatan hainlerini idam sehpasında sallandıran Atatürk ne kadar demokrattı?!

Sorunun cevabı ortada!

Bu Türk ve Türkiye düşmanları bu soruları sorabildiklerine göre fazla demokrat imiş!

Anlaşılmıyor mu?!

Cemaat gülleri diyorlar ki; "O Atatürk olmadan önce Mustafa’ydı."

Oysa Atatürk’ün ilkokul öğretmeni bile O’nun herhangi bir Mustafa olmadığını fark etmiş ve "senin adın Mustafa Kemal olsun" demişti.

Kemal; olgun, yetişmiş demektir.

İsmini, yaşamının her anında hak ederek kazanan bir lider söz konusu...

Ayrıca küçücük bir ilkokul çocuğunda Mustafa’dan fazlasını, karşısında olgun bir adam gören bir öğretmenden bahsediyoruz.

Bizim Cemaatkarlar ise koskoca bir milletin Ata belleyip, Atatürk ismi verdiği önderinde Mustafa’dan başka bir şey göremiyor?!

Atatürk tam bir Türk kahramanı, Türk önderi...

Eski Türk efsanelerindeki önderler gibi bir ulusun kaderini değiştirirken, yol gösterirken ve varlığını korurken namını kendisi kazanmış.

O namı O’na milleti vermiş.

Milletiyle bütünleşmiş, kendisini milletinin şahsında tekrar yaratmış.

Şimdi o milleti ve o milletin Ata’sını yok saymak isteyenler işi iyice azıttılar.

O’na Mustafa diyorlar.

Yüz binlerce şehidin, Atalarımızın yücelttiği bir ulusun önderi ismen bile yok sayılıyor.

O’nun ismini öğreteceğiz size!

Oysa hatırlıyor musunuz?!

Çok değil daha AKP iktidara gelmeden evvel, tüm medya grubu sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a, Tayyip derdi.

Tayyip bey başbakan olunca ilk olarak bu söze ne kadar kızdığını duyurdu ve bu medya gruplarını uyardı.
Hepsi bir günde üslup değiştirdi.

Tayyip beyin adı oldu "Sayın Erdoğan".

"Sayın Erdoğan"cılara ve "Sayın Öcalan"cılara göre Atatürk, aslında Mustafa.

Rastlantı değil.

Aynı kişiler Türk kelimesini de ağızlarına alamıyorlar.

En fazla "Türkiyeli" bunlar.

Türk değil.

Türk halkına göre ise Ata’yı küçük görmek isteyenler, küçüğün küçüğü...

Onlar kendi Atatürk korkularını Mustafa sayıklamalarıyla bastırdıklarını zannedebilirler.

1968’de gericilere ve işbirlikçilere korku salan bir slogan vardı:

"Atatürk Geliyor!"

Bugün Cemaatlara, Tarikatlara korku salan yeni slogan şu:

"Hepimiz Türk’üz, Hepimiz Atatürk’üz!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.