Cüneyt Şaşmaz

Cüneyt Şaşmaz

Susuz Kafes?!

"Herhangi bir dine mensup olmak insanı iyi biri yapmaz, iyi insan olmak vicdan ile ilgilidir, vicdan ise kişinin içindeki ilahi sestir."

Victor Hugo
...
15 Temmuz'dan bu yana, Jandarma da Emniyet de İçişleri Bakanlığı'na bağlı!
Beştepe derseniz zaten direkt 'üç harfli kurum'a bağlandı, TSK, YSK vb ne varsa.
Ülkeyi seçilmişler değil, istihbarat'ın atadıkları yönetiyor.
Kaldı ki, seçilmişleri de kim seçiyor, tek adam ve yakın çevresi!
O v'akit soru şu:
Hangisi, hangi şartlarda cezasını (!) çekiyor?!
Daha açık yazalım:
Çetin Doğan, sıcak yaz günü hücre'de susuz!
Devlet büyüklerimizin reva gördüğü konfor bu!
Abdullah Öcalan'a ise bir ada tahsis edildi, özel ofis havasında çalışıyor.
Yanında sohbet arkadaşları.
Suyu da akıyor, her gün duşunu da alıyor, özel güvenliği, doktoru vb ne ararsanız mevcut.

"O v'akit sırtını ört ki, üşütmesin" fıkrasında olduğu gibi.
Kaldı ki, 15 Temmuz sonrası "Devlet" olan Kurum'un, "Sayın (!) Öcalan"a gösterdiği ihtimam ortada!
Adı Devlet olan Bahçeli'nin dahi, İstanbul yerel seçim tekrarında Öcalan'a teşekkür etmişliği vardır.
28 Şubat'ın Paşa'larına selam vermişliği yoktur.
Devlet ile Apo'nun "Mektup arkadaşlığı" diyelim, yakın tarih'in yamacına notumuzu düşelim.
Nüans?!
"Arkadaş!
Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."

Mehmed Akif Ersoy
...
Sene olmuş 2023.
Apo denilen "teröristbaşı"; ikonik "Devlet" Başkan'ı.
İlişik medya'da çıkan onca Lozan'a övgü satır'larına karşılık, Lozan'ı koruyan kumandanlara yapılan zulmü yok saymak, görmezden gelmek ne mana?!
Neo Sevr'ciler "yüzde 50 artı 1 seçim sandığı" üzerinden devlet'in tepesinde, istihbarat'ın içinde.
15 Temmuz'cu "Devlet"in aklı 'üç harfli kurum'un himayesinde "Büyük ermeni kürt devleti" dükalığı.
O v'akit diğer soru da şu:
Bu devlet'i kim yönetiyor?!
a. PKK
b. Barzan
c. FETÖ
d. Neo Sevr'ciler.
e. Hepsi
O "zaman" açalım birinci sayfaya kocaman başlığı:
İşte Apo'nun konforlu 'Home ofis'i!
İşte Çetin Doğan'ın 'Susuz kafes'i!
Hal böyleyken...
Bir başka cevabını arayan soru da şu:
FETÖ'yle mücadele kapsamında, 15 Temmuz sonrası, FETÖ'den yatan kadro hangi şartlarda ceza'sını çekiyor!?
FETÖ'cü olup mağduriyet yaşayan, susuz kalan var mı?!

Neticede, sadece Vestel değil şakird yuvası, üç harfli kurum var, TBMM var, yüksek bürokrasi var, İzmir dahil belediyeler var, muhalefet'in zirve noktaları var, vs vs.
FETÖ'cüler için her ay cezaevine gidip harçlıkları kimler yatırıyor!?
Cemaat içinde toplanan paralara, kaç siyasi'nin, yüksek bürokrat'ın katkısı var?!
FETÖ'cülerin suyu akıyor mu, ilaçları zamanında veriliyor mu, doktorları var mı?!

Rahatları yerinde mi?!
Tv, gazete, dergi düzenli geliyor mu!?
"Mahlas" imza/isim üzerinden, içeriden dışarıya, sosyal medya'ya yorum attıran var mıdır?!
Sayın (!) Öcalan'ın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne aylık misafirlik masrafı nedir ve/veya ayrılan ödenek ne kadar?!
Duymak, bugünkü rakamlarla bilmek isteriz.
Demem o ki:
Madem "Herkes"le konuşabilen tek gazeteci Saygı Öztürk, o v'akit alsın randevuyu, gitsin cezaevi şartlarında "Herkes"le konuşsun!
Kare kare fotoğraflasın!
28 Şubat'ın (Lozan'cı) Paşa'ları ne halde?!
FETÖ'nün (Neo Sevr'ci) general'leri hangi halde?!
İmralı'daki Başkan (ermeni kürt devletinin serok'u), ne kadar afiyette?!
Saygı Öztürk, gördüğü ne varsa çeksin, (İBDA-C'den özür dileyen bir isim'in, genel seçim öncesinde, İsveç üzerinden perde arkasında yeni sahibi olduğu) star/Sözcü'de yayınlayabiliyor ise yayınlasın, okur ile paylaşsın!
Diyebilirsiniz ki, görüşme sırasında şartları değiştirebilirler.
Mümkün!
Ne var ki, her şeyi kaydeden güvenlik kameraları o kurnazlığı da kaydeder; o kaydın kopyası birçok merkez'de arşiv'leniyor vs vs.
Demem şu ki:
Bir başka açıdan:
AB "arka planlı" TELE 1'in patron'u, Öcalan için özgürlük istedi.
Merdan Yanardağ bu düşünceyi seslendirmekle kalmadı, Öcalan için şimdi dipdam'da yatıyor, söylediği ne ise o düşünceden de "mek parmak" geri adım atmadı.
Apo özgür kalsın diye hapis yatıyor.
Bunların hepsi ulusalcı, Atatürkçü yayınlar.
Paşa'ları yok say, teröristbaşını sahiplen.

"Demokrasi aşığı" gazeteciler de, o süreç'te, Öcalan/Yanardağ için ayaklandı ise bir diğer soru da şu:
"Morbit obez gazeteci tayfası", 28 Şubat'ın Paşa'larına yapılan bu "işkence"yi neden görmezden geliyor?!
Onlar da ayaklansın, gerekirse hapis yatsın!
Olmaz mı, neden olmaz!?
"Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı."
Alphonse Karr
Fatih Çekirge & Yılmaz Özdil ikilisinin, matruşka BOP'ta gaz alıp can verdikleri Neo Sevr değirmeni hiç kurumadı.
Kaldı ki, Fatih Çekirge, Çetin Doğan'la, star Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni olduğu dönemden tanış, arkadaş.
Diğer yandan, "Demokrasi aşığı" Ertuğrul Özkök neden bu insanlık dramına temaşa!?
Lozan üzerine arşiv'den ve/veya Ali Naci Karacan'ın kitabından dün'ün hikayesini aktardığı kadar, niçin, Lozan'ın 100'ncü yılında "esir alınmış" Paşa'ların dramına ışık tutmaz?!
Zafer Mutlu'nun Oksijen'inin bir şeyi fark etmesi için NYT'nin yazması mı şart?!
Hasılı:
Liste uzun.
Say say bitmez.
Madem "Herkes"le konuşabilen bir gazeteci var, alan açın konuşsun o zaman.
Saygı Öztürk'ün adını bu işin altından kalkacak gazeteci olduğu için anıyorum.
Başka iddialı isim var ise o da olur.
Kaldı ki, adları büyük, çapları ortada isimlerden; ne Çekirge'nin, ne Mutlu'nun, ne Özkök'ün, ne de Özdil'in böyle bir isteği, niyeti, talebi var.
Üç maymun!?
Öztürk, "Herkes" ile konuşabildiğine göre, bu üç maymun gazeteci tayfasını da bir yoklasın, "neden suskunlar"mış, mal derdi mi, can derdi mi, vatan ise hangi vatan, açıklasınlar.
Nüans?!
"Benim en büyük yardımcım matbuattır."
Mustafa Kemal Atatürk
Ezcümle:
Atatürk'ün Ordusu (TSK), Matruşka BOP'ta ve/veya 3 Kasım 2002'den bu yana, her türlü saldırıya, komplo'ya maruz bırakıldı.
"İstihbarat Savaşları" ve/veya "Postmodern Harp"te ateş'le sınanmak bu olsa gerek!
Enerji bazlı Dünyalar Savaşı.
Kaldı ki, "dışarıdaki düşman" olsa, esir aldığı "Kumandan"a bu eziyet'i yapmaz.
Ne var ki, "içerideki düşman" eziyet'te sınır tanımıyor.
Öldüresiye, ölümüne zulmediyor.
Bu şartlarda Paşa'lar ölmeye devam edeceklerse, bu bir cinayet değil midir?!

AB'ye göre "idam" yok!
Ne var ki, "İdam" açık, "suikast" gizli infaz değil midir?!
BOP'taki yağmaya katılıp, avuçlarındakini bırakamadıkları için "maymunluk etmeye" devam ettiklerine göre, kim hangi sebepten üç maymun yek tek ortada.
Tuttuğu "aset/varlık" ne ise onu bırakamadığı için de yazmıyor, yazamıyor.
Bir başka nüans?!
"Olduğu gibi görünenler çıldırtır."
F. Nietzsche
2007'den bu yana Türk Ordusu, adeta 'Zemzem Suyu'nda yıkandı.
Hatalarından, varsa günahlarından arındı.
"Ab-u hayat".
Vermediği sınav kalmadı.
Kaldı ki, sınav'ların en zorlusu "sabır" sınavı.
Nefis Harp'i.
...
"Basınç altında sakin kalmak" nedir ne değildir?!
İngiliz atasözüdür, "Rüzgar eken fırtına biçer".
Bu noktada, "O rüzgar'ı kim ekti, neden ekti" sorusu yersiz.
Neo Sevr.
Küresel aksta, "değişen konjonktür" kapsamında, hayat memat nüans?!
1 şey değişir her şey değişir.
"Rüzgar'a tüküren, kendi yüzüne tükürür."
"Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz.
Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmemektir.
Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören alimler çıkabilir."
Mustafa Kemal Atatürk
https://www.youtube.com/watch?v=BWRR-DfZbu8
---
İstanbul depremi ses vermeye başladı.
https://www.ntv.com.tr/.../istanbul-icin-deprem-uyarisi
Homurtusu Ege'den duyuluyor.
Ne var ki, her şeyi unutturan malum medya, deprem'i de sildi!
Sanki, böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi davranıyor!
Yok sayıyor.
Muhalefet'in acziyeti, CHP'de yaşanan koltuk kavgası, her şeyin üstünü kara bir şal gibi örtüyor.
https://www.istiklal.com.tr/.../abdullah-gulden.../778234
O v'akit soru şu:
İstanbul'un büyük depreme hazırlığı nedir ve/veya seçmen olan vatandaş ne kadar hazır(lıklı)?!
Ankara'dakiler, 110 milyar dolar diye "zarar" gösterdiğine göre, o rakam'ın içinde, 11 il artı İstanbul depremi artı iki seçim'in tüm masraflarını eklemiş olacaklar ki, iki yakamız bir araya gelmiyor.
Böyle devam eder ise gelmez de.
...
Londra üzerinden not düşülen 2023 yıl sonu dolar tahmini; "38 TL".
Ekonomi ve dış politika "siyaset"te her şeyi belirler ise yüzde 222'lik ses duvarı aşıldı!
Bu sebepten, ahlak da vicdan da yerlerde sürünüyor.
Ara ki, Hz Lut'u bulasın, şaşırmış kavmini bir kez daha uyarsın, sonrası malum.
Sözün özü:
Ortalığı BOP götürüyor.
Süreç "Neo Sevr" değirmenine su taşıyor.
Nükleer Kıyamet.
Yassıada'da kocaman lüks bir otel var, her türlü organizasyon için müsait.
https://www.gunboyugazetesi.com.tr/140-milyon-dolara
Neticede, büyük Marmara depremi de bir deprem (harp) türü!
O deprem sonrası için de, her daim toplanma yerine ihtiyaç var!
İnsanlığı çürüten, vicdanları kanatan, (3 Y'den mülhem) 4 Y türü deprem de bir başka (sosyolojik) deprem türü.
Kanuni dönemi şair'i Fuzuli'nin "Şikayetname"sinde altını çizdiği gibi, "Selam verdim rüşvet değildur deyu almadılar."
5 yıldız lüks "Otel Yassıada" şimdilik boş olsa da, potansiyel müşteri listesi ortada.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.