Alp Kırıkkanat

Alp Kırıkkanat

Yunanistan’ın Tuhaf Bir Mülteci Projesi: Yüzen Bariyerler       

           Avrupa Parlamentosunda (AP) bir Yunan milletvekili, kürsüdeki konuşması esnasında bayrağımıza çirkin bir saldırıda bulundu. Bu küstah hareketi yapan seviyesiz adamın bizatihi kendisi üzerinde durmaya değer görmüyorum. Zaten kendisine en ağır seviyede gereken tepki verildi. Bu tip ırkçı ve hakaretamiz bir hareket, ancak acizlerin işidir. Bu psişik sorunlu gösteri, Brüksel'de düzenlenen AP Genel Kurulu'nun ‘‘Yunan Adalarında İnsani Durum’’ konulu toplantısında; bölgedeki göçmenlerin durumu ele alınırken yapılmış. Bu çirkin şovun öncesinde konuşma yapan zat; Yunanistan’ın göçmen saldırısı altında olduğunu, kimsenin Yunan vatandaşlarını düşünmediğini ve Türkiye’nin ise her istediğini yaptığını iddia etmiş. Bununla birlikte, bayrağımızla ilgili olarak yapılan bu çirkinliği AP ve Yunan Dışişleri Bakanlığının kınadığı görülmüştür. Ancak diğer yandan, sığınmacılarla ilgili olarak düşünülen Yunan mahreçli bir kısım ilginç tasarrufların proje haline getirilmeye çalışıldığı da ortaya çıkmaya başlamıştır.  

Bugünlerde, Yunan kamuoyunda sığınmacılar ve göçmenler meselesinin yoğun olarak gündemde olduğu görülmektedir. Bu konuda ilginç haberler yer almaya başladı. Örneğin bazı açık Yunan kaynaklarında, Yunan Savunma Bakanlığı tarafından artan göç ve sığınmacı akışına karşı koymak amacıyla; ülkeye denizlerden girişlerde kısıtlamayı ve uygun hallerde ise giriş teşebbüslerini durdurmayı hedefleyen, toplam 2,7 kilometrelik (1,6 mil) koruyucu yüzen bariyer sisteminin ihalesine çıkıldığı belirtilmektedir. Bakanlığın, üç ay içinde teklif vermeleri konusunda özel şirketleri ihaleye davet ettiği bildiriliyor. 1,10 metre boyunda ve su altında 60 santimetre (kimi kaynaklarda 50 santimetre) derinliğinde olan ve 4 yıllık bakım dahil toplam ihale bedelinin 500 bin avro olduğu söylenen bariyer sisteminin; Midilli, Sakız ve Sisam Adaları açıklarında kurulacağı belirtilmektedir. Bu teknik özelliklerin, muhtemelen ihale şartnamesinden yansıyan bir kısım bilgiler olduğu anlaşılmaktadır.
                  image002.jpg

Harita No-1: Midilli, Sakız ve Sisam Adaları

Kaynak: TR 20A Türk Deniz Haritasının bahse konu adaları gösteren bir bölümü

Yunanlı yetkililer, sistemin pilot uygulamasının ilk safhada Midilli Adasında deneneceğini ifade etmekle birlikte; öncelikle sistemin çalıştığını görmek istediklerini belirtmektedirler. Diğer yandan bariyer sisteminin, Yunan donanma unsurları tarafından kullanılacağı açıklanmıştır.        image004.jpg 

       Fotoğraf No-1: Örnek Yüzen Bariyer

        Kaynak: Google Görsel         1-022.jpg

          Fotoğraf No-2: Örnek Yüzen Bariyer

          Kaynak: https://tr.euronews.com/2020/01/29/yunanistan-dan-goce-kars-turkiye-sinirina-yuzen-bariyer-onlemi

Yunan basınında yer alan bariyer sistemine ait birbirinden çok farklı fotoğrafların temsili olduğunu değerlendiriyorum. İhalenin neticesinde çıkacak olan gerçek durumu tekrar bir incelemek gerekir diye düşünüyorum.  Peki bu tasarlanan sistemin uygulanabilirliği ne olabilir? Şimdilik sadece tahminlerde bulunabiliriz.

Yüzen bariyer sisteminin, ki bazı kaynaklarda yüzen duvar da deniliyor, sabit konuşlandırmayla denizdeki bu geçişleri engelleyebileceği konusunu biraz şüpheli buluyorum. Zaten kendileri de ihalede, meselenin bir yanını geçişlerin kısıtlanması olarak ortaya koymuşlar. Diğer yanıyla da eğer mümkünse geçişleri durdursun isteniyor. Yani, bir caydırıcılık hedeflenmiş gibi gözüküyor. Su derinliği ve kontrol edilebilirlik açısından, normal olarak bunların sahile yakın mesafelerde bulunması daha akla yatkın geliyor. Bu sistemin, kümülatif olarak geçişlerin yoğun bir şekilde gerçekleştiğini düşündükleri yaklaşma rotaları üzerine denk gelecek şekilde konuşlandırılması hedeflenmiş olabilir.

Daha açıklarda ise gemilerin transit geçişine engel teşkil edecek bir uygulamaya cesaret edebileceklerini zannetmiyorum. Bu artık mülteci sorununu aşan bir boyuta gelebilir. Örneğin Midilli Adası doğusu ile karşı Türk kıyıları arasında orta hatta yakın yerlerde 35 metreye kadar varan derinliklerin olduğu bazı mevkiler olsa da orta hatta ya da yakınında bir yerde bu bariyerlerin kullanılması; gemilerin seyir emniyeti açısından da önemli sıkıntılar teşkil edecektir. Yunan açık kaynaklarında bariyerlerin, daha da açıklarda konuşlanmasına dair bu tip bazı yorumlar yapılsa da ben buna pek ihtimal vermiyorum. Ama olursa da hem abartılı ve komik olur hem de bundan kendileri zarar görürler. Üstelik, sert hava ve deniz şartlarında bariyerlerin denizin ortasında ne hale gelebileceği de meçhuldür.

Tabi, denizdeki seyir emniyeti açısından bunların konumlarının deniz haritalarına işlenebilmesi için bir bildirimin de yapılması gerekecektir. Açık kaynaklarda, bariyerlerle birlikte gece şartları için küçük deniz fenerlerinin de kullanılacağı belirtilmektedir. Olası hafif bariyerler için muhtemelen birkaç saniye aralıklarla çakan flaşörlerin kullanılabileceği anlaşılıyor. Ancak ağır bir donanım düşünülüyorsa; özel tip markalanmış fener şamandıralarının kullanılması da öngörülebilir. Netice itibarıyla, liman ağızlarında, yakın sularda ya da açıklarda bariyerlerin deniz trafiğine mâni bir durum yaratmaması için bir kısım ilave önlemler gerekebilecektir.

Sabit konuşlandırmalarda durum böyle ancak gerektiğinde bunların yerlerinin değiştirilmesine de ihtiyaç duyabilirler. Fakat bu da zahmetli bir iş. Üstelik, bariyerin 1,6 mil uzunluğunun; her üç ada için paylaşımlı olarak mı yoksa sadece pilot uygulama yapacaklarını iddia ettikleri Midilli Adası için mi düşünüldüğü de açık kaynaklardan belli değildir. Tek ada için bile olsa bu da yeterli olmayacaktır.

Geçişler çoğu zaman lastik botlarla yapılıyor. Ancak böyle sabit sistemlerin yeri belli olacağı için, geçiş niyetinde olanların farklı alternatifler yaratma olasılığı da oldukça yüksektir. O takdirde, böyle bir projenin tatbiki başka türlü nasıl tasarlanmış olabilir? Örneğin, tek ya da çift gemiyle yapılabilecek seyyar bir uygulama gibi… Gelin, bu ihtimali biraz zorlayalım.

Acaba iki gemi arasında uygun bir süratle yedeklenecek nispeten daha hafif ve makul uzunluktaki bir bariyerin; ‘‘ığrıp’’ ismiyle anılan usule benzer ancak su üstünden yapılacak bir tarama şeklinde bir metot düşünülmüş olabilir mi? İki gemi, kıçlarından birbirine bağlı yüzen bariyerle bir cep yaratıp geçiş yapan tekneyi araya alabilir. Ya da geçiş yapan bir teknenin çevresi, süratli bir botun kıçından salya edilecek hafif bariyerlerle çembere alınıp, müteakiben kapatılan çemberin yedeklenmesi mümkün olabilir mi? Bu ya da benzer usullerle, giriş yapmak isteyen teknelerin Yunan kara sularından sürülmesi hedefleniyor olduğunu düşünebiliriz. Tabi bunun da epey riskli tarafları mevcut.

Elbette yüzen bariyerin özellikleri tam olarak bilinmeden, sabit ya da seyyar nasıl kullanılabileceği yönünde bir fikir beyan etmek gerçekçi olmayacaktır. Ancak Yunan Sahil Güvenlik unsurlarının, son dönemde denizdeki mültecilere reva gördüğü insanlık dışı uygulamalar tüm dünyanın gözleri önünde cereyan etmişti. Bu olası usuller de çok farklı olmamakla birlikte, son projelerinin; denizdeki sığınmacılara karşı birçok insani ve uluslararası yükümlülüklerini maskeleme ve/veya göz ardı etme amacı taşıyabileceklerini düşündürmektedir.

 Netice itibarıyla 24 Ocak’ta ihalesine çıkılan bu projenin, AP’de Yunan adalarındaki insani durumun tartışıldığı bir döneme rast gelmesi de ayrı bir ironi olsa gerek. Umarım, bu toplantıda Yunan delegesine bu ihale de sorulmuştur. Avrupa kamuoyunda, bu olası uygulamanın insan hakları açısından uluslararası hukuka ne denli uygun olduğu tartışılmaya başlandı bile. Bir kısım Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri şimdiden Yunanistan’ı uyarmaya başladılar.

İşin bir başka enteresan yönü ise, savunmasını ABD’ye ve son dönemde Fransa’ya ihale etmiş gibi gözüken bir ülkenin, son çıktığı resmi ihalede; bu ülkelerin yarattığı sorunların ortaya çıkardığı doğrudan ve/veya dolaylı neticelere karşı insan hakları hilafında bir uygulamaya adım atmaya niyeti olduğudur. Üstelik bununla da kalmayıp, komşusu Türkiye’nin kendi stratejik çıkarları için mülteci sorununu kullandığını söylemektedir. Ancak görünen o ki, Başbakan Mitçotakis’in seçim döneminde mültecilerle ilgili Yunan halkına verdiği sözlerin yerine getirilmesinde sıkışmaya başladığı gözükmektedir. Örneğin ocak ayında Midilli Adasında yerel yönetimin de desteklediği görülen bir kısım ada halkının mülteciler aleyhine yaptıkları gösteride beyan ettikleri talepler, hükümete bu konuda olan baskının artmaya başladığını göstermektedir.

Yunan Dışişleri Bakanlığınca kınanmış olsa da AP’deki bayrak provokasyonun; adalardaki mültecilere karşı artan tepki karşısında, toplum gazının alınması kapsamında bir mizansen olabileceğini değerlendiriyorum.

Sonuç olarak, herhangi bir kesin netice vermeyeceği belli olan bir yüzer bariyer projesinin, sırf kamuoyunun tatmin edilmesi kapsamında kullanılabileceğini düşünebiliriz. Diğer yandan bu bariyerin, denizde bir kısım provokatif maksatlara da hizmet edebileceği ihtimalini göz ardı etmememiz gerekmektedir.

Kaynaklar:

‘‘Son dakika haberler: AP'de Yunan milletvekilinden skandal! Türk Bayrağı'nı yırttı’’, Hürriyet Gazetesi, 30 Ocak 2020, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/apde-yunan-milletvekilinden-skandal-turk-bayragini-yirtti-41433302 (30 Ocak 2020)

‘‘Greece is building floating fences to stop migration flows in the Aegean’’, Keep Talking Greece, 29 Ocak 2020, https://www.keeptalkinggreece.com/2020/01/29/floating-fences-greece-aegean-migration-armed-forces/ (31 Ocak 2020)

‘‘Πλωτά φράγματα για να μην φτάνουν πρόσφυγες!’’, Stonisi, 29 Ocak 2020,

https://www.stonisi.gr/post/6574/plwta-fragmata-gia-na-mhn-ftanoyn-prosfyges

(31 Ocak 2020)

‘‘Yunanistan'dan göçe karşı Türkiye sınırına yüzen bariyer önlemi’’, Euro News, 29 Ocak 2020,

https://tr.euronews.com/2020/01/29/yunanistan-dan-goce-kars-turkiye-sinirina-yuzen-bariyer-onlemi

(31 Ocak 2020)

‘‘Greece plans barrier to stop migrants in Aegean Sea’’, Deutsche Welle, 30 Ocak 2020,

https://www.dw.com/en/greece-plans-barrier-to-stop-migrants-in-aegean-sea/a-52195908

(31 Ocak 2020)

‘‘Floating wall to stop refugees puts lives at risk, says Amnesty International’’, Keep Talking Greece, 31 Ocak 2020, https://www.keeptalkinggreece.com/2020/01/31/amnesty-international-floating-fences-greece-refugees/ (31 Ocak 2020)

‘‘Greek islanders strike against migrant camps’’, Deutsche Welle, 22 Ocak 2020, https://www.dw.com/en/greek-islanders-strike-against-migrant-camps/a-52107659

(31 Ocak 2020)

‘‘Yunanistan'dan Ankara’ya suçlama: Göçmen krizini kendi çıkarı için istismar ediyor görüntüsü veriyor’’, Euro News, 04 Ekim 2019, https://tr.euronews.com/2019/10/04/yunanistandan-ankaraya-suclama-gocmen-krizini-kendi-cikari-icin-istismar-ediyor-goruntusu

(31 Ocak 2019

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.