TÜRKİYE'NİN BUMERANGI PATRİOTLAR

LEVENT DEMİR

Aslında dış politikada uzun zamandır karşı karşıya olduğumuz savrulmalar, içerde her şeyi savuruyor. Ve son günlerde S400 ve F35 arasına sıkışan politikamız ile ABD yaptırımları ile Dolar'daki yükseliş fakirliğe bizi götürürken; Rusya'dan geri gönderilen domates ve çilekler de soframızdan her gün yeni bir şeyleri alıyor....

Bu arada Türkiye iç politikası ise İstanbul'a hapsedilerek hem yeni dış politika üretmesi, hem de yeni üretilen dış politikaların tartışılmasının önüne geçiyor....

Zira bu ara,  hem bölgede tehlike çanları çalıyor. Hem de ABD ile Rusya arasındaki kıskacta bulunan Partiot ve S 400 formülü ise ülke bekası için çoktan SOS veriyor da kimse farkında değil.

Nasıl mı?

Sıkı surun. Son gelişmelere göre; Türkiye hükümeti hem S400'ü hem de patriot'u alıp  F35'ten de vazgeçmeme kararı aldı. Şimdi , 'bu nasıl olacak ki?' diyorsunuz değil mi?

Bulunan formül şöyle:

S400'leri ülkenin güneyine, patriotları ülkenin kuzeyine yerleştireceğiz. Ya F 35'ler? Onlar için de Sinop'tan Hatay'a uzanan oldukça geniş bölümde radar sistemlerine kapalı bir geniş koridor imkanı olabilecek. Bu öyle bir geniş alan ki,  oradan B 52 ağır nakliye uçakları, hava radar ve casus uçakları geçebilecek. O nakliye uçakları ki,  istediği yere istediği savaş silahını- tank dahil- götürebilecek. Yani artık ABD'nin yeni bir '1 Mart Tezkeresi'ne ihtiyacı olmayacak!

Masadaki formül bu!

Peki 1 Mart'ta Ortadoğu'saki savaşın NATO Üssü olmayı kabul etmeyen TBMM ,  bu anlaşmaya nasıl imza atacak? Kimler bu sorumluluğu alacak? Velev ki bir 'babayiğit' bunu göze aldı. Sonuçlarına kim nasıl katlanacak? Allah korusun herhangi bir risk durumunda kim kime  'kırmızı kart' göstereceğiz? Ya da hangi mahkeme bu anlaşmayı iptal edebilecek? Hangi hukuka göre adalet ve hak arayıp üniter yapımızı koruyabileceğiz? Bu bumerang bizi vurmaz mı?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar