TÜRK SİYASETİNDE ARA DÖNEM BİTİYOR

NURAY BAŞARAN

Yaklaşık 3 yıl öncesinde siyasette Ak Parti döneminin bittiğini ve ara dönemin başladığını yazmıştım. Bugün de şunu söylüyorum:

Türkiye siyasetinde yıl sonu itibarı ile ara dönem bitip reel döneme tekrar döneceğiz. Bu nedenle de yaz çok sıcak geçecek.

Bu süreçte her partinin ve her liderin atacağı adımlar çok önemli. Zaten takvim ve aktiviteler itibarıyla da değişim ve reel siyaset artık mecburi.

Hadi birlikte bakalım.

Önümüzde, CHP için bu hafta sonu yapılacak 37. Kurultay var. Kongre ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun tercihleri, CHP’nin kaderini belirleyecek. Bakalım CHP Türkiye’yi yönetmeye hangi kadrolar ile gidecek? Bunun ipuçları netleşecek. Hatta bu liste bir nevi bu kez CHP’nin olası bakanlar kurulu niteliği taşıyacak.

Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesi genel sekreterliğine ataması yapılan Can Akın Çağlar ile başlayan Ali Babacan ve Ekrem İmamoğlu koalisyonuna kongre nasıl bir ışık yakacak?  Yeşil mi, sarı mı, kırmızı mı? Kemal Kılıçdaroğlu bu koalisyonun neresinde? CHP’nin yönetim listeleri belirlenirken CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının İmamoğlu ya da Ali Babacan olmasının ipuçları bu kurultayda verilebilecek mi? Bu sorulara da cevap bulabileceğiz.

Ya da bir başka iddiaya göre;  bu atamanın arkasındaki isim bir zamanlar Erdoğan’a en yakın isim olan Nazım Ekren ise, bunun ne anlama geldiğinin de kongrede ipuçlarını görebileceğiz diye düşünüyorum.

Elbette kongre sonrasında CHP küskünlerinin nerede toplanacağına da Ankara kulislerinde şimdiden kafa yoruluyor. Zira kongrede belirlenecek istikamet, CHP’de duruma göre büyük bir küskünler gurubu da yaratabilecek.

Elbette Öztürk Yılmaz’ın ‘Yenilik Partisi’ni, CHP Kongresi öncesinde kurmuş olması da çok önemli. En azından zamanlama açısından. Hatta başka yeni partilerin de kurulma aşamasında olduğu da Ankara kulislerinde konuşuluyor.

Öte yandan CHP’nin HDP ile olan yakınlaşması ve ittifak seviyesi ve bu ittifaktaki kırmızı çizgileri,  İYİ Parti’nin yeni ittifak adresinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak. Zira her ne kadar Devlet Bahçeli faktörü olsa da, Tayyip Erdoğan ekibinin Meral Akşener’e ittifak için uzun zamandır sıcak durduğu, Akşener’in de ‘güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş şartı ‘ile Ak Parti ile masaya oturabileceği Ankara kulislerinde artık açıkça konuşulan bir durum.

Tabii tüm bunlara bölgesel gelişmeleri ve Kasım ayındaki ABD seçimlerinin sonuçlarını eklemekte fayda var. Zira ABD seçimleri sonrasındaki yeni ABD Başkanının kim olacağı,  bölgedeki liderlerin bu durumda yola devam edip etmeyeceği ya da kimlerle yola devam edileceğinin belirlenmesinde önemli olacak.

Durum böyle olunca ve ABD’deki son gelişmeler bakıldığında, Trump’ın rakibi Beiden karşısında anketlerde geride çıkması ve ABD’deki yaşananlar çok önemli hale geliyor. Zira bu kez seçimler özellikle Trump için hem zor, hem de sınır tanımaz bir mücadele haline çoktan gelmiş görünüyor. Yazılan anı kitaplarından, açılan dava ve iddialara ve elbette Trump’ın gerekirse seçim sonuçlarını tanımayacağına varan açıklamalarına kadar uzanıyor.

Ki son olarak geçen hafta,  uzun zamandır Trump'ın gelir- giderleri mahkemelere verilmeyen şirket bilgilerinin –ki bu durum yasa dışı olarak saklamaktaydı-  ABD’ deki Anayasa Mahkemesi, yaklaşık bir ay kadar önce NewYork yerel mahkemesinin bu bilgilere bakabileceğine hükmetti.  Kulislere sızan bilgilere göre, Trump’ın şirketlerine çok miktarda Rusya’dan para girişinin olduğu ve geçen hafta gelişen bu durum karşısında da Trump’ın yakınlarına, ‘ seçim sonuçlarını gerekirse tanımayacağım’ diye bağırdığı dile getiriliyor. Bu arada  Demokratlar, Trump’ın muhasebe kayıtlarının açıklanması halinde hapse girmekten kurtulamayacağını ve kendisini affettiremeyeceğini dile getiriyorlar.

ABD’de içerde iyice sıkışan Trump’ın nükleer savaş bile çıkaracağı konuşulurken,  ‘ABD Devlet Aklı’ nın Trump etrafında önlem almak üzere çalışma başlattığı konuşuluyor.

Dedim ya bu yaz sıcak olacak diye. Sanırım ‘tıbbi  korona’ dan sonra, ‘siyasi korona’ dünyayı yakıp kavuracak. Bakalım başta Ak Parti olmak, siyasi partiler bu durma nasıl tedbirler alıp vatandaşa gerekli ve ihtiyacı olan aşıyı bulup  verebilecek  mi ?Ya da ülkemizin her zamankinden daha çok ihtiyacı olan ‘birlik’ olmayı kimler nasıl , kimlerle yapabilecek? Zira var olmanın ve reel siyasetin olmazsa olmazı;  ülkeyi ayrıştırmaktan değil birleştirmekten geçecek! Büyük liderlik de!...

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum