Şevket Bülent Yahnici

Şevket Bülent Yahnici

TERSINE ISLEYEN HUKUK...

Bu Ülke uzun bir müddet , adını "Ergenekon" ve " Balyoz" koyduğumuz davalarla meşgul edildi.TSK'nin her üç sınıfından da çok büyük sayıda her rutbeden  subay bu davaların muhatabı ve sanığı oldular.Aciga alınanlar,terfi ettirilmeyenler,rütbesi alınanlar, surulenler,yargilananlar  ki,sormayın ordunun subay kadrosunda ciddi zaafiyete yol açacak bir donem yasandi...
Sonra,sonra anlaşıldı ki, hazırlanan onca iddianame, açılan ve klasörler dolusu evrakın yigildigi dosyalar/davalar; mağdur edilen sürüm sürüm süründürülen yuzlerce sanık ( Turk Ordusunun subaylari) hepsi boş islermis ve butun bu işler uydurma/kurmaca senaryolar uzerine insa edilmişmis...
Butun bu senaryo sahnelenirken siyaset kurumu ve siyasetciler de boş durmadilar ve kundaklama sonucu ateşlenen bu yangına benzin sıktılar. Görülen/ görülmekte olan davaların savcısı olduklarini/ola  caklarini ilan ettiler.( Öyle ya,ortada "kuvvetler ayriligi" filan kalmadığına göre yurutme mensupları savcılık,yargıçlik yapabilirlerdi...) Bu islere bakmakta olan savcılar baştaci idiler,yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarinda idi.Ozel zırhlı mersedesler altlarında, koruma timleri yanlarinda, özel ve olağanüstü/olağandısi yetkiler ceplerindeydi...Cumhuriyet tarihi boyunca boylesi bir cumhuriyet savcisi/savcılığı görülmemişti.Tarihteki en yetkili kadılardan daha forsluydular.
Şimdi o kadilar yok...Kaçağa düştüler,kaçak oldular.Attila Ilhan'in şiiri gibi "...ne güzeller sevdim,zaten yoktular..." Zekerriya Öz de şimdi yok!...Halbuki kendisini çok sevmişlerdi...
Şimdi,bu tipik olay ölçeğinde Turkiye'mizde hukukun içine düştüğü, daha doğrusu düşürüldüğü feci ötesi durumu görebiliyoruz.Astigi astik,kestiği kestik,itibari bin besyuz , korumalar arkasında,zırhlı mersedes altında,devlet ricaliyle enseye tokat bir savcı profilinden ; ayni savcının ihtilal plancisi  silahli teror örgütü üyesi bir kaçak durumuna  düşmüş bir zanlı profili...Bu iki profili aynı Turkiye'de görüyor ve şahidi olmuş olmak TURK HUKUK SISTEMININ ICINE DUSURULDUGU PERISAN HALIN GOSTERGESIDIR,ancak...
Ülkenin karşı karşıya bırakıldığı feci hukuk problemi bununla da kalmamıştır.
Yıllar boyunca emniyet kadrolarının en üst mevkilerinde (çoğunda istihbarata bakan görevler,istihbarat mudurlugu,daire başkanlığı,istihbarata bakan genel müdür yardımcılığı,müstakil emniyet müdürlüğü gibi)  bulunmuş; neredeyse devletin geriye doğru 25-30 yillik istihbarat faaliyetini emanet ettiğimiz bir şahsı, sol örgüt üyesi olarak yargiladik...Dünyada gorulesi bir iş değildi.
Ayni anda emniyet teşkilatının en üstünde gorev yapan ( genel müdür yardımcıları seviyesinde) dört görevlisinin birden tutuklu,gözaltı,ya da hükümlü olarak iceri düştüğü bir ülkeyiz; böyle bir örnek olacağını da (dunyada) sanmıyorum...
Devletinin biri orgeneral olmak üzere generalleri ile, Danistay basıp hakim kursunlayanlari aynı davanın ve konunun sanığı yapma ve böylece yargilayabilme  başarısını (!) ,becerisini göstermiş bir ülkeyiz.
15 Temmuz'da patlayan ve az kalsın generalleri arkalarinda yürüten imam bozuntularinin yol bulduğu,mesafe aldığı günlerde; sizler "gel,gel artık,hasret bitsin" diyor; adalet işlerinden sorumlu bakaniniz "nereden çıktı,devlet içinde örgüt mü olur,bu bir hizmet hareketidir; Hocaefendi de kıymetli bir büyüğümüzdur" demiyor muydu? "17-25 Aralik'da yanildigimizi anladik" yanilgisinin affedilir bir yanı olmadığının hesabi mutlaka bu memlekette sorulmalıdır.Cumhuriyetin gordugu,görebileceği en büyük hukuk ve tarih yanılgısınin nelere sebep olduğu ortadadır.Bu konudaki yanıldınız ve tersine islettiginiz hukuk da,tarihte kaydını ve yerini almıştır... 
Şimdilerde ise,32 kısım tekmili birden bir dizi film seyrediyoruz,ekranlara kilitlendik. 
Bizim milyonlarca vatandaş olarak ekrana kilitlenmemize sebep olan kişi Sedat Peker'dir.
Efendim, "mafya" imiş; "suç örgütü lideri" imiş; "dediklerine itibar etmemek" lazımmış...Söyledikleri doğru değilmiş..."Muhalefet böyle bir insanın söylediklerine nasıl sahip çıkarmış..."
Iste ,yine geldik hukukun yamukluguna...Burada problem ,dediğiniz gibi Peker'in söylediklerine muhalefetin sahip çıkması ve bunların etrafinda siyaset yapıyor olması mıdır; yoksa, geçmişteki günlerde,yıllarda sizlerin Peker'le oturmuş,kalkmış,yemiş içmiş olmanız  mıdır?...
Hukukun nasıl çarpık isledigine/isletildigine dair yukarda vermeye çalıştığımız örneklere benzer  yeni bir durumla karşı karşıyayız...Sebebi,kaynağı, oldurucusu olduğunuz islerden dolayı başkalarını (mesela Kilicdaroglu'nu/CHP'yi) suçlamak...Gobels taktiği...Devam edin.Bu da geçer...

Kaynak: Şevket Bülent Yahnici’nin yeni yazısı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.