‘Soğuk Savaş mantığıyla Karadeniz ve Avrasya’daki jeopolitik değişimler doğru okunamaz’

‘Soğuk Savaş mantığıyla Karadeniz ve Avrasya’daki jeopolitik değişimler doğru okunamaz’

Ankara'da, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasının 5. yılı nedeniyle "Kırım Gerçekleri-Modern Jeopolitikte Kırım" başlıklı bir etkinlik düzenlendi.

Ankara'da, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasının 5. yılı nedeniyle "Kırım Gerçekleri-Modern Jeopolitikte Kırım" başlıklı bir etkinlik düzenlendi.

Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu ve Kırım Kalkınma Vakfı ev sahipliğinde, Nazım Hikmet — A.C. Puşkin Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan federasyon ve vakıf Başkanı Ünver Sel, 16 Mart 2014'te Kırım ve Rusya'nın birleştiğini anımsatarak, Kırım'ın tekrar Rusya'ya katılmasının sadece yerel bir etki yaratmadığını ifade etti. Kırım'ın, yıllar boyu Karadeniz sınırları ötesinde etkileri olan bir yarımada olduğunu belirten Sel, "Eski çağlarda kavimler göçü, ticaret yolları gibi küresel jeopolitiği derinden etkileyen olaylarda Kırım belirleyici oldu. Bugün de Kırım'ın Rusya'ya katılması Karadeniz'in dışında Ortadoğu'da, Doğu Avrupa'da, hatta Pasifik'te dahi etkiler yaratan bir hadise olarak kabul ediliyor" dedi.

"ABD, BUGÜN KENDİ KURDUĞU SİSTEMLE KAVGA EDER HALE GELDİ"

Günümüzde  Ortadoğu'da askeri ve diplomatik alanda giderek güçlenen Rusya gerçeğinin Kırım'dan bağımsız düşünülemeyeceğini vurgulayan Sel, "Çünkü Rusya kendi güneyini güvenceye almadan Akdeniz'de boy gösteremezdi. Kırım olmadan Moskova böyle bir stratejiyi hayata geçiremezdi" dedi.

Sel, "Kırım'ın Rusya'ya katılması Türkiye ve Balkanlar açısından bir tehdit midir?" sorusunu sorarken, şöyle devam etti:

"Şüphesiz ki nükleer silahların yayılması teorik olarak tehlikelidir. Ancak aynı zamanda denge unsuru olarak bölgesel güvenliği artırdığı gerçeğini göz ardı edemeyiz. Aslında son 20 yılda yaşadığımız jeopolitik alt üst oluşun temelinde tek kutuplu dünyanın yarattığı dengesizliğin olduğunu görüyoruz. Bu dönemi acımasızca kullanan ABD, bugün kendi kurduğu sistemle bile kavga eder hale geldi. Dünya Ticaret Örgütü, G-20 gibi organizasyonlarda Çin ve Rusya ile, hatta NATO'da Türkiye ile karşı karşıya gelecek kadar pervasız hareket edebiliyor. Bu açıdan Kırım'da istikrarın sağlanması hem Türkiye, hem Ortadoğu hem de Rusya açısından belli güvenlik avantajları sağlıyor."

"TÜRKİYE YENİ JEOPOLİTİKTE YOLUNU VE YÖNÜNÜ BULACAKTIR"

Kırım'ın tekrar Rusya'ya dönmesiyle Rusya ile birlikte Türkiye üzerinde de büyük bir diplomatik baskı oluşturulduğunu, bu baskının belli ölçülerde aşılsa da hala devam ettiğini söyleyen Sel, Rus uçağının düşürülmesi, yaratılmak istenen diplomatik krizleri örnek verdi.

Türkiye'nin burada her şeye rağmen sükunetini korumayı başardığını da kaydeden Sel,  bunda iki ülke liderinin payının büyük olduğunu ifade ederek, "Yakın gelecekte Türkiye ile Rusya'nın Kırım konusunda daha ileri adımlar atacağını biliyoruz ve görüyoruz. Modern jeopolitikte Kırım, son 5 yıldır önemli bir nirengi noktası olarak varlığını güçlendiriyor. Yakın gelecekte de bunu koruyacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye ise burada bir yol ayrımına gelmiş bulunuyor. Artık eski Soğuk Savaş mantığıyla Karadeniz ve Avrasya'daki jeopolitik değişimler doğru okunamaz ve bunlara diplomatik çözümler üretilemez. Türkiye yeni jeopolitikte yolunu ve yönünü bulacaktır" diye konuştu.

SEMİH KORAY: AMERİKA AVRASYA'YA KARŞI "OYUN BOZUCU" ROLÜNE BÜRÜNDÜ

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Koray da yaptığı konuşmada, günümüzde "Atlantik sistemi"nin çöküş, "Avrasya sistemi"nin ise yükseliş sürecinde olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Amerika'nın, artık "oyun kurucu" olmaktan çıkarak, Avrasya'ya karşı "oyun bozucu" rolüne büründüğünü ifade eden Koray, "Kendi gerileyişini yavaşlatmanın yolunu, Avrasya'da birlikteliğin yükselişini engellemede görmektedir. Amerika ve NATO, bu amaçla Rusya Federasyonu'nu kuşatmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin bir NATO üyesi olmasına karşın, NATO Türkiye'yi FETÖ'cü kalkışma gibi darbe girişimleriyle hem içeriden vurmaya, hem de dışarıdan kuşatmaya çabalamaktadır. NATO'nun Karadeniz'deki etkinliğini arttırma girişimleri, Rusya Federasyonu'nu güneyden kuşatmak için olduğu kadar, Türkiye'yi de kuzeyden kuşatmak içindir. Amaç, aynı zamanda bu iki ülke arasına kama sokmaktır" dedi.

"UKRAYNA, AVRASYA İLE İŞBİRLİĞİNE YÖNELMELİ"

Geçen yılın Kasım ayında ABD tarafından kışkırtılan Kerç Boğazı krizinin, aynı süreç içinde imzalanan ABD-Ukrayna ortak belgesinin, önümüzdeki günlerde Karadeniz'de düzenlenmesi planlanan NATO tatbikatının hep bu aynı bütünün parçaları olduğunu söyleyen Koray, şöyle devam etti:

"Söz konusu ortak belgenin en önemli kararlarından biri, Türk Akımı projesini engellemek için ABD ve Ukrayna'nın sürekli ve ortak çalışma kararıdır. Bunun amacı, Rusya-Türkiye işbirliğini engellemek olduğu kadar, Avrasya'nın enerji yolları ve güvenliği üstünde denetim kurmaktır. Bu denetim aracılığıyla Avrupa'nın Avrasya'ya yakınlaşmasının önüne geçmektir. Biz, komşumuz Ukrayna'nın da huzur ve istikrara kavuşmasını isteriz ama bunun yegane yolu, Ukrayna'nın ABD ve NATO çıkarları doğrultusunda tutum almaktan vazgeçip, bölge ülkeleri ve Avrasya ile işbirliğine yönelmesidir."

"RUSYA İÇİN KIRIM NEYSE, TÜRKİYE İÇİN DE KIBRIS ODUR"

Prof. Dr. Koray, Türkiye'nin bugün aynı zamanda kendisine Doğu Akdeniz'den yöneltilen önemli bir "tehditle" de karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. ABD, İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın, Türkiye'nin ve KKTC'nin bu denizdeki enerji kaynakları üstündeki haklarını da gaspederek, Türkiye'yi Antalya ve Mersin Körfezine hapsetmeye çalıştığını ifade eden Koray, "Rusya Federasyonu için Kırım neyse, Türkiye için de Kıbrıs odur. Kıbrıs Türkiye için neyse, Kırım da Rusya Federasyonu için odur" dedi.

 

"Atlantik çökerken Avrasya'nın yükselişi"nin, yeni bir uluslararası düzenin, bunun da ötesinde yeni bir uygarlığın dünyanın gündemine gelmesi demek olduğunu söyleyen Aydın, "Avrasya ülkeleri, farklı önceliklerini ortak stratejik hedefler doğrultusunda aynı hizaya getirmeyi öğreniyor ve bunu başarıyorlar" diye konuştu.

SOTNİÇENKO: KIRIM, AVRASYA BİRLEŞMESİNİN SEMBOLÜ OLACAK

Etkinliğe katılan Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Aleksandr Sotniçenko ise Rusya ve Kırım birleşmesini Hatay'ın, Türkiye'ye katılmasına benzeterek, "Bu etkinliğin önemini en iyi Türkler anlayabilirler" dedi. Sotniçenko, Kırım'ın, Avrasya birleşmesinin ve iş birliğinin sembolü olacağını kaydetti.

Öte yandan tüm konuşmacılar, Yeni Zelanda'da meydana gelen terör saldırısını da kınadılar. Konuşmaların ardından "Günümüzde Kırım" adlı belgesel film gösterimi gerçekleştirilerken, "Kırım Gerçekleri" konulu, Kırım'ın 5 yıl içindeki değişimini anlatan fotoğraf sergisi de dikkat çekti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Dış Politika