Rafet Aslantaş Yazdı: ABD Neden Bayrak Gösteriyor?

Rafet Aslantaş Yazdı: ABD Neden Bayrak Gösteriyor?

ABD bir süredir Akdeniz’de, Ege’nin bir bölümünde, Batı Trakya’da, Balkanlar’da ve Basra Körfezi bölgesinde askeri varlığını daha fazla hissettirmeye başladı.

ABD bir süredir Akdeniz’de, Ege’nin bir bölümünde, Batı Trakya’da, Balkanlar’da ve Basra Körfezi bölgesinde askeri varlığını daha fazla hissettirmeye başladı.

Bu durumun anlamlı açıklamalarını yapmaya çalışalım.

Öncelikle Doğu Akdeniz’de varlığı tespit edilen hidrokarbon yataklarının paylaşımına ilişkin kritik bir zaman diliminde olduğumuzu hatırlatalım. Önümüzdeki birkaç yıl içinde paylaşımın netleşeceğini öngörebiliyoruz.

Söz konusu paylaşımda bölge coğrafyasında oturanlar ile teknoloji ve para sahibi güçlü konuklar arasında ekonomik, ticari, siyasi ve askeri açıdan dikkat çekici dayanışmaları gözlüyoruz.

Bu safhada ABD’nin özellikle Yunanistan’dan yeni askeri kazanımlar elde etmeye çalışacağını söyleyebiliriz.

Doğu Akdeniz, Balkanlar ve Ortadoğu’da jeopolitik üstünlük sağlama ve nüfuz mücadelesinde önemli bir safhadayız.

Rusya’nın Suriye’deki kalıcı etkisi, Çin’in Güney Asya ve Kızıldeniz’deki ticari ve askeri yatırımlarından sonra İsrail’in ve Yunanistan’ın ticari limanlarına da -yapım, iyileştirme ve olası işletme hakkı- kapsamında el atarak ilgi ve etki alanını genişletmesi, bu süreçte Washington’u geniş bir bölgede daha aktif davranmaya zorlamaktadır.

ABD ve kimyasal ‘hassasiyeti’

Öte yandan ABD Suriye’de sağladığı kazanımları korumak isteyecektir. Özellikle Fırat Nehri’nin doğusundaki bölgede elde ettiği ekonomik bölgenin bir şekilde elde bulundurulması için Doğu Akdeniz ve Irak’ta bulunan askeri varlığını dinamik tutmak zorundadır.

ABD’nin Suriye’deki hedeflerinden biri de İran yanlısı grupların etkisizleştirilmesidir. Bu istek İsrail ve ABD’deki Yahudi lobisinin de güncel önceliğidir.

ABD Suriye’ye askeri müdahalelerde bulunurken genellikle kimyasal silah kullanıldığı argümanını kullanmıştır.

Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından 19 Mayıs 2019’da Suriye’nin kuzey batısında bir klor gazlı saldırı dahil, rejimin kimyasal silah kullanımına yeniden başlayabileceğine ilişkin işaretler görüldüğü, olayla ilgili bilgi toplamaya devam edildiği belirtilmiştir.

Sözcü ayrıca, “Rejim kimyasal silah kullanırsa ABD ve müttefiklerinin hızlı ve uygun bir yanıt vereceğine dair uyarımızı tekrar ediyoruz.” demiştir.

Bu iddia Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı tarafından yalanlanmış ve bizzat Heyet Tahrir el-Şam örgütünün sahte kimyasal saldırı haberleri için mizansen oluşturduğu ifade edilmiştir.

Yine de ABD’nin Suriye’ye yönelik sınırlı bir müdahale olasılığının her zaman mevcut olduğunu söylememiz gerek.

İran konusu

İran’ın bu dönemde ABD’nin yüksek öncelikli güvenlik sorunlarından olduğu görünüyor. Trump’ın Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu açıklamasından sonra daha başka radikal kararlar almasını da bekleyebiliriz.

Trump’ın 2015 yılında İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklaması ve hatta İran’a yaptırımları artırması, 2019 Nisan ayında İran Devrim Muhafızları’nı “yabancı terör örgütü” ilan etmesi ikili ilişkileri yeterince germişti.

Sonrasında İran’dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla 2019 Mayıs ayı başında, “USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz Grubu” ile nükleer bomba kapasiteli 4 adet B-52 bombardıman uçağından oluşan “görev gücünü” Basra Körfezi’ne sevk etmişti.

Yine ihtiyatlı olalım, ama önümüzdeki dönemde ABD’nin İran’a doğrudan ya da dolaylı müdahalede bulunabileceğini de göz ardı etmeyelim.

Bu arada Trump’ın Ortadoğuya 1500 asker daha gönderme kararını onayladığını duyurduğunu ilave edelim.

ABD’nin seçici eşiği

Bir diğer konu Türkiye ile Rusya ilişkilerinin ABD’nin tahammül sınırlarını zorlaması.

Aslında bu zorlama askeri boyuta evrildiği anda sorun olmaya başladı. Yoksa ABD, Türkiye üzerinde etki oluşturma konusunda kimsenin kendisine rakip olamayacağına inanmıştır ve inanmaktadır.

Rusya ile tarım, turizm, ekonomi işbirliği, siyasi ve sosyal yakınlaşma fotoğrafları ve hatta nükleer santrallar bile ABD için çok da konu edilmemiştir.

Ancak konu Rusya’dan kritik silah sistemlerinin tedariki olduğunda dişlerini göstermeye başlamıştır. Bu süreçte Türkiye üzerinde bir nevi çok yönlü kuşatma baskısı yaratmak isteyecektir.

Gerilimin fırsatçıları

ABD’nin bölgede artan askeri varlığından fayda sağlamak isteyecek fırsatçılar da olacaktır. Özellikle Rusya’dan; tedarik edilmesi Türkiye’nin hava savunması için yaşamsal önemde olan ve muadillerinden daha üstün olan “S-400 Hava Savunma Füze Sistemleri” alımı ve buna bağlı olarak ABD’den “F- 35 savaş uçağı tedariki”nin engellenmesi bağlamında Türkiye- ABD arasında yaşanan gerilimden en fazla memnun olan kuşkusuz Yunanistan ve GKRY ikilisidir.

Bu ikili halihazırda bir nevi fırsat operasyonu yürüterek ABD’ye yeni bazı askeri üsler ve kolaylıklar da sağlamaktadır.

Özellikle Yunanistan için Akdeniz’den ve Ege’den başlayarak Batı Trakya’ya kadar ortak tatbikatlar yapmak, yeni askeri liman ve üs kolaylıkları sağlamak, bunların karşılığında askeri yardımlar elde etmek; harp silah araç/gereçleri almak ve bir güvenlik şemsiyesi oluşturmak taze heyecan dalgaları yaratmıştır.

Yunanistan’ın dış politika önceliklerinin yanı sıra Çipras’ın da yaklaşan seçimler öncesinde ABD desteğini sağlamak açısından çok arzulu olduğu görülmektedir. Ancak Yunanistan için elini verip kolunu kaptırmak da olasıdır.

Sonuç olarak ABD’nin Balkanlardan Akdeniz’e ve Ortadoğu’dan Basra Körfezi’ne kadar olan bölgede 2019 yılı ve takip eden dönemde daha fazla bayrak göstereceğini söyleyebiliriz.

Rafet ASLANTAŞ

ANKA Enstitüsü Başkanı

KAYNAK: CUMHURİYET

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler