Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

NİHAL / SOYADI MÜLKİYETİ

Eşinden ayrılacak kadar cesur olan kadınların, eşinin soyadını taşımaktaki ısrarını, oldum olası anlayamadım. Ekonomik özgürlüğü olmayan, imam nikâhına veya birlikte yaşamaya râzı olan kadınlardan bahsetmiyorum. Medyada, hatta akademisyenler içinde boşandığı hâlde eşinin soyadını taşımaktan rahatsız olmayanlar var. 

Karar yazarı Akif Beki, dün ve bugün Nihal Olçok hakkında iki yazı kaleme aldı. Çok mühim bir ayrıntı dikkatimi çekti. Dünki yazıda dört kere “Nihal Hanım” vardı. Olçok veya Süleymanoğlu yoktu. Hak verdim. Birini, Nihal Hanım istemiyor; diğerini, Olçok âilesi. Kaldı ki Nihal Hanım, boşandıktan sonra üç yıl boyunca baba soyadını kullanmış. Buradan, şu sonuç çıkıyor: Rahmetli Erol Olçok, soyadını kullanmasına izin vermedi. 

Beki, sanki bu hatâsını telâfi etmek istercesine bugün bir yazı daha yazdı ve dün kullanmaktan imtinâ ettiği Olçok soyadını, Nihal isminin yanında yazdı. Nihal Hanım’ın resmî soyadı bu olduğuna göre mesele yok. 15 Temmuz’dan sonra tekrar mahkeme kararıyla kullanmaya başlamış. 

Nihal Hanım, Olçok âilesinin itirazına rağmen Olçok soyadını kullanmaya devam edeceğini, bu hakkı oğullarından aldığını açıkladı. Açıkçası böyle bir hakkı, ilk defa duydum.

İnaçlı bir insan olan Nihal Hanım, sürekli dervişlikten, tasavvuftan, nefis terbiyesinden bahsediyor. O hâlde eş soyadının, tamâmen dünyevî bir mesele olduğunu, İslâm’da hiçbir kıymeti olmadığını bilmesi lâzım. Öldüğümüzle anne adıyla anılırız. Ne baba adıyla ne de soyadıyla.

O hâlde bu kadar ısrar niye?

Beki’nin şu cümlesi üzerinde durmak gerekiyor: 

“Cumhuriyet'te röportajı vardı dün, Nihal Hanım boşandığını da travmasını da saklamıyor.”

Hayır efendim! Nihal Hanım, üç yıl boyunca bunu gizledi. Bize büyük bir aşk hikâyesi anlattı. Basına sızmasa böyle devam edecekti. 

Bugüne kadar susan Olçok âilesi ise Nihal Olçok’un Ahmet Davutoğlu’nun yanında yer alması üzerine ses verdi. Bu siyâsî tercihten tedirgin olmalarını anlıyorum ama “Olçok âilesinin bu tercihle alâkası yoktur.” demeleri yeterdi. “Soyadımızı kullanmasın” demeleri yanlıştı. Çünkü Nihal Hanım, Olçok soyadıyla her yerde konuşup prim yaparken, kitap yazarken, gereksiz yere ekrana çıkarken rahatsız olmadılar.  

Nihal Olçok’un Ahmet Davutoğlu’nun teklifini kabul etmesi konusunda çoğumuzun merak ettiği bir soru var ki dün akşam TV5’de Ayşe Baykal da sordu. Nihal Hanım, cevâbı geçiştirdi. “O polemiğe girmeyeyim. Çok ayıp olur.” dedi

Oysa, “Diğer partilerden teklif gelseydi ne yapardınız?” sorusunun cevâbı çok mühim. Hattâ en mühim cevap bu. AK Parti veya diğer partiler Nihal Hanım’a “gel” deseler şimdi nerede olacaktı?

Ben, buradan gördüğümü söyleyeyim. Nihal Hanım’ın siyâsete girmek istediği, çok belliydi. Fakat ne AK Parti’nin ne de diğer partilerin teklif ettiğini duymadık. Böyle bir teklif olduysa ve reddettiyse kamuoyuna açıklaması gerekir. 

Nihal Olçok’un yeni kurulacak partiye katılması, demokratik hakkıdır. Fakat konuşarak değil susarak daha çok katkısı olur. Sosyal medyadan ve ekrandan da uzak durmalı. Fâtih Altaylı’nın dediği gibi, söylediklerini anlamaya bizim basit(!) aklımız yetmiyor. Kısa devre yapıyoruz.

Kendi ifâdesiyle “kalbî” davranmalı.

Yoksa yavaş yavaş fenomenleşen Nihal Olçok, poz verdikçe ve konuştukça kalplerdeki karşılığını kaybedecek ve bulunduğu yere zarar verecek. 
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum