Her dönemin siyaseti bu bankaya el atmıştı...

Bazen akrabalar;  -halalar,amcalar,teyzeler- bazen de siyasi kimlikler ve yönetim bürokrasisindekiler eli ile... 
Neler yaşamadı  ki ?  

Bazen bir gece yarısı 'kur ayarlamaları' ile bazılarını zengin etmeye yetti...Ve gündemimize bomba gibi düştü. 

Bazen de 'milli bir proje'lere imza atarken , hediye 'kol saatleri'ne kurban edildi.  Ve bu uygulamalar ile dünya gündemine birinci sıradan oturdu Halkbank!

Adeta devletin, anahtarsız ve kilitsiz kumbarasıydı. 

İstediğin zaman aç,  boşalt.

Ne zaman istersen yerine koy ! 

Hatta aldığın parayı hiç geriye koyma! 

Nasıl olsa evde birileri yerine koyuyor...

Halk Bankası'ında yaşananların vehametinin ne kadar derin olduğunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları ile yeniden anladık. 

Erdoğan, Halkbank'ı en son dolandıranların eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve arkadaşları olduğunu kamuoyuna açıkladı.

Son dönemde siyasi parti kurma çalışmaları da devam eden Davutoğlu ve arkadaşlarının, Halkbank'tan aldıkları 417 milyon TL'lik krediyi,  hem usulsüz aldıklarını hem de ödeme yapmadıklarını devletin en üst makamındaki kişi

Erdoğan, Türk halkına detayları ile açıkladı.

Ben de sormadan edemiyorum:

Ey Halk Bankası yönetimi!

-Cumhuriyetimizin kurucu önderi Atatürk'ün, ' esnaf ayakta kalsın 'diye kurdurttuğu bu bankadan,  esnafa kredi kullandırırken gösterdiğiniz özeni niye bu kişilere göstermediniz? 

-Esnafın ve vatandaşın malını mülkünü ipotek etmeden 1 lira kredi vermediğiniz bankadan, bu kişilere nasıl 417 milyon lira aktardınız?

-O dönemde bu krediye kimler nasıl imza attı?

-Yasal süresinde ödeme yapmayan esnafın evini damını satışa çıkaran sistem, bu konuda neden bugüne kadar işlem yapmadı? 

Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki: 

'Bizim halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı aradı. 'Siz bunu halledersiniz' dedi. Kendisine dedim ki, ' temenni ederdim ki siz benim yerimde olun'. Geçmişte bankaların nasıl battığını biliyoruz. Bizim dönemimizde bankaların hiçbiri kasayı boşaltmadı, biz de kasayı boşaltamayız.'

Bu sözler üzerine şimdi ben de soruyorum:

-Sayın halef-selef Cumhurbaşkanı! 

-Siz görevde olsaydınız,  bunu gerçekten 'halledecek'miydiniz? 

-Ve nasıl 'halledecek'tiniz? 

-Kimin parasını kime, nasıl verecektiniz? 

-Sayın Erdoğan'dan talep ettiğiniz bu tür uygulamaları, görev yaptığınız dönemde de yaptınız mı? 

Tarafsızlığımı korumak adına Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da soruyorum:

-Sizin de görev yaptığınız dönemde böyle 'hallettiğiniz' krediler veya tahsisler var mı? 

Zira bugün olduğu gibi sizin de halef-selefleriniz- yani hasbi olmayıp hesabi olanlar-  bunu kullanacaklardır. 

Onlar bunu kullanmadan, bizler sizin ağzınızdan bunları duymak ve bilmek isteriz... 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına bakınca anlıyoruz ki; olaylar Halk Bankası ile de sınırlı değil... 

Açıklamalardan anlaşıldığına göre,  tüm Türk halkının olan hazine arazileri de peşkeş çekilmiş.

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan?

'Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri olmamıştır. Bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyorlar değil mi? Öksüz yetimin hakkını kalkıp kurdukları üniversiteye tapu devri yapmak suretiyle bunu sağlıyor. Bu nasıl doğruluk? Peki yanında kim var? Yine bir başka isim Sayın Babacan var. Mehmet Şimşek var. Başka kim var Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu?'

Evet Marmara'ya nazır 2.5 milyar TL değerindeki araziyi -bila bedel- tapu devri yaptıklarını söyleyen Erdoğan,  bunun suç olduğunu da açıkladı.

Peki şimdi ne olacak?

Gelişmeleri izleyeceğiz ama ben şimdiden sadece şunu diyebilirim:

Haydi Savcılar göreve!

Zira biz davet etmesek de,  Erdoğan'ın bu açıklamaları üzerine savcılar bu davaları açacaktır. 

Çünkü ortada en üst seviyede bir devlet yetkilisinin açıklaması var ve O'na göre suçlar da sabit!

Ve biz bilmek istiyoruz:

HALK BANKASI'NDA NELER OLUYOR? 

DEVLETİN ARAZİLERİ KİMLERE, NASIL  PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR? 

BANKALARDAKİ KREDİLER,  KİMLERE NASIL VERİLİYOR?

KİMLER,  BU PARALARI NASIL KULLANIYOR?

BU BANKA YÖNETİCİLERİ,  HALEN O BANKADA GÖREV YAPIYOR MU?

ÖNCEKİ CUMHURBAŞKANLARI,  KİMLERE,  NASIL OMBUDSMANLIK YAPIYOR? VE KİMLERE NE KARŞILIĞI KEFİL OLUYOR?

VE YENİ PARTİ KURMA ÇALIŞMALARI YAPMAMIŞ OLSALARDI, BİZ BU GERÇEKLERİ ÖĞRENEBİLECEK MİYDİK?
 

Herşeyden önemlisi:
Ya kumbaradaki para biterse, ya da kumbara kırılırsa ne olacak?