N Gazete Yazarı Nuray Başaran TV 5’te Konuşmadan Olmaz Programı’na katıldı

N Gazete Yazarı Nuray Başaran TV 5’te Konuşmadan Olmaz Programı’na katıldı

İşte N Gazete Yazarı Nuray Başaran'ın katıldığı TV 5’te Konuşmadan Olmaz Programı’nın konu başlıkları

Boğaziçi Üniversitesi rektörünün atamasıyla başlayan olayları değerlendiren N Gazete yazarı Nuray Başaran:

SORUN REKTÖRÜN PARTİLİ OLMASI

Camiye, okula ve kışlaya siyaset girmemeli

OLAY TV KONUSU DA ÇOK FARKLI

HABER MERKEZİ

TV 5’te Konuşmadan Olmaz Programı’na katılan N Gazete Yazarı Nuray Başaran , ‘camiye, okula ve kışlaya siyaset girmemeli’ dedi. 

SORUN REKTÖRÜN PARTİLİ OLMASI

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olayların değerlendirildiği programda Başaran buradaki sorunun rektörün partili bir rektöre dönüştürülmesi olduğunu belirterek, ‘hal böyleyken rektörün bilimsel vasıflarıyla kendisini savunmak yerine ben siyasete aslında CHP’de başladım demesi de bir başka talihsizlik’ dedi.  Başaran sözlerine şöyle devam etti:


Aslında Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan rektörle ilgili durum sorunun güncel kısmı. Ama yeni değil. Parlamenter sitemden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilen Türkiye’de, önce partili Cumhurbaşkanımız oldu. Ve o cumhurbaşkanı partisinin genel başkanı olma görevini de sürdürdü. Hal böyle olunca tüm Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olması gereken Cumhurbaşkanı sadece bir partinin Cumhurbaşkanıymış durumuna düştü. Ayrıca siyasi arenadaki yarışta da dengeler bozuldu. Zira muhalefet partileri iktidar partisinin genel başkanını eleştirdiklerinde karşılarına Cumhurbaşkanlığı dokunulmazlığı durumu çıktı. Bu işleri zorlaştırdı.

Camiye, okula ve kışlaya siyaset girmemeli

Ayrıca yeni sistemde eski yıkılırken yeni inşaa edilemediği için, bu kez karşımıza bağımsız kalması gereken yapıların başına da partili isimler gelmeye başladı. Bu durum elbette doğru bir durum değil. Partili imam, partili yargıç, partili savcı, partili öğretmen….bunlar bir devletin devlet olarak kalabilmesini zorlaştırır ve o devlet , parti devletine dönüşür ki o da devlet olmaz. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.

Toplum katmanları bunlara itiraz ediyor. Elbette bir de işi ehline ve liyakata göre görevlendirme yapılmamasına itiraz var.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tepkilerin de boş olmadığını düşünüyorum. Dünyadaki gelişmelere baktığımızda her zamankinden daha çok bir arada olmaya ihtiyacımız var. 

Üniversitedeki hareketlenmeyi bir Gezi'ye benzetiyorlar. Bir gezi çıkar mı buradan diyenler var. Geziyi kabullenmek mümkün değil elbette.  Ama artık ülkedeki kutuplaşmayı arttıran eylemlerden de uzak durmak gerekir.

Bir cumhurbaşkanı o makama oturduktan sonra herkesin cumhurbaşkanıdır. O makamda oturduğu için saygı duyulmalıdır, bunu isteriz. Ama sağlıklı olan da, parti genel başkanlığını bırakmaktır. 
Devlet kurumlara sadece AK Parti kökenli ailelerin mensupları atanıyor. Ak partililer bile kendi arkadaşlarının görevlendirmelerine isyan ediyorlar. Bu ailelerin, Erdoğan'dan talepleri bitmiyor. Devlet yönetimi duygusallığı kabul etmiyor. En büyük zararı AK Parti ve Erdoğan görüyor diye düşünüyorum, ülke zarar görüyor.

İtaat eden değil, itiraz eden bir nesille ayakta durabiliriz. İtaat eden bir nesil istiyorsak o zaman üniversiteleri açmayalım, cemaatlere ağırlık verelim. 

Türkiye’deki yeni sistemde bakanların bile bir müdür atama yetkisi yok. Programdaki arkadaşlar farklı bir yöntem bulunmalı diyor ama bu ülkede araçlara çekilecek filme bile Cumhurbaşkanı karar veriyor. Cumhurbaşkanına da yazık. Böyle bir yükü taşıttırıyoruz. İnsanüstü bir yük bu.

Dış güçlerin müdahil olmasını istemiyorsa yöneticiler, provakasyonlara neden olacak toplumsal olaylara neden olmamak için bu itirazları daha başında dinlemek ve anlamak zorundalar.

Gençlerin itirazını anlayamazsak, içine terör unsurları da girer. Dış güçler de bu durumu kullanıp, pek ala da olayı büyütebilir.

İlker Başbuğ ve Kelepçe olayı...Ne kadar ilginç bir tesadüf değil mi? Öğrencilerin masum itirazlarını siyasallaştırmamalıyız. Dış güçlerin de olayın içine girmesine izin vermemeliyiz. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere çok uyanık olmalı devlet birimleri. Kapıya kelepçe vurulması çok tartışılacak bir konu. İlker Başbuğ'un çıkışı da eşzamanlı oldu. 

Bir polis okula kelepçe takıyor. Buna da insiyatif diyor. Bir üniversitenin kapısına kelepçe takmak ne demek ya? Üniversitede öğrencilere tepki gösterenler o kapıya kelepçe takana da tepki göstermeli. 

Bu kelepçe ile nasıl bir araya geleceğiz? 80 öncesi üniversitelerin durumunu hatırlayanlar bilir. O günlere mi gitmek istiyoruz?

Boğaziçi Üniversitesi olayını iyi analiz etmemiz gerekir. 

Seçimle gelen iktidar seçimle gitmelidir. Erdoğan ve AK Parti'nin Başbuğ'a verdiği tepki kadar üniversitenin kapısına vurulan  kelepçeye de tepki göstermesi gerekir. Çünkü iki olay da birbirinden farklı değil.

Darbe konusuna şimdilerde çok dikkat etmemiz gerekir. Toplumun kutuplaşması tehlikeyi de birlikteliği de aynı olasılık içinde bize sunar.

Kutuplaşan toplumlar fabrika ayarlarına döner. Bizim fabrika ayarlarımız cumhuriyet ve demokrasidir.

Ancak kutuplaşmanın bir diğer sonucu da pekala terör örgütlerini birleştirebilir.
Boğaziçi Üniversitesi olaylarında 15 tane MLK'lı kişi gözaltına alındı. 

Dikkatli olmazsak eğer, ABD ve NATO'nun bundan sonra yapacağı operasyonlara üs haline gelebiliriz. Her zamankinden daha uyanık olmaya ihtiyacımız var. Parti liderlerinin siyaset üstü bakma mecburiyeti var diye düşünüyorum.

OLAY TV KONUSU DA ÇOK FARKLI


Bu arada asıl programın konusu bize medya özgürlüğü olarak söylenmişti. O konuda da birkaç cümle etmezsem rahat edemem.  Bugüne kadar bütün medya patronlarıyla çalışmış biri olarak söylemeliyim ki bugün hakiki medya yok. Dün iş adamları medya patronuydu. Bugün parti genel başkanları.
Medya kuruluşlarının çoğu iktidar için,  azınlığı da muhalefet için çalışıyor. Medya ve çalışanları artık siyasi partilerin piar şirketleri ve çalışanları  gibi. 
Ayrıca Olay Tv'nin kapanması ile ilgili konuyu ayrıca tartışmak isterim. Zira arka planı çok farklı . Özellikle Cavit Çağlar ve TMSF ilişkisi…

Yayının devamını buradan izleyebilirsiniz...

Boğaziçi Üniversitesi Rektör Tartışmaları - Konuşmadan Olmaz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler