LOKMAN ERTÜRK’Ü, METASTAZ-2’DEN 4 YIL ÖNCE YAZDIM

LOKMAN ERTÜRK’Ü, METASTAZ-2’DEN 4 YIL ÖNCE YAZDIM

Ngazete yazarı Kerime Yıldız'ın yeni yazısı...

Lokman Ertürk…

Kahraman Kazan eski belediye başkanı.

15 Temmuz sonrasında her yerde, o gece Kazan’ı nasıl kurtardığını anlattı. Nihâyet 15 Aralık 2016’da TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda da kahramanlığını dinledik.

Lokman Ertürk’ün kahramanlığı, Komisyon’u dikkatle tâkip eden haber sitelerinden Odatv.com’da, “10 bin kişiyle geliyorum. Hadi sık!” başlığıyla 16 Aralık 2016 saat 10.30’da haber oldu.

Aynı gün saat 11.45’de, o sırada genel yayın yönetmeni olduğum enpolitik.com’da “ZORÂKÎ KAHRAMAN” başlıklı bir yazım yayınlandı. Benim yazımın konusu da Lokman Ertürk’tü ama Odatv’nin aksine, Ertürk’ün 15 Temmuz kahramanı olmadığını anlatıyordu.

İki haber sitesi, aynı konuşmadan farklı sonuç çıkarmıştı.

Şöyle ki;

Komisyon’da konuşan Lokman Ertürk, MHP Milletvekili Mehmet Erdoğdu’nun ısrarlı soruları neticesinde o gece Kazan’da olmadığını, sabah 6’da ulaştığını üstünkörü itiraf ettiğinden dikkat çekmedi. Nitekim Odatv bile yakalayamadı.

Bu kadar basit olamazdı. Komisyon Başkan yardımcısı Selçuk Özdağ ile istişâre edip yazmaya karar verdim. Böylece memleket, sahte bir 15 Temmuz kahramanından kurtuldu.

Odatv, aynı gün, yâni 16 Aralık 2016’da saat 14.32’de yazımdan alıntı yaptı ve sabah 10.30’da kahraman ilân ettiği Ertürk’ün sahte kahraman olduğunu yazdı.

Bunları niye anlattım?

Dün muhtelif sitelerde yayınlanan bir haber dikkatimi çekti. Lokman Ertürk’ün 15 Temmuz’da Kazan’da olmadığı ortaya çıkmış.

Bu kadar eski bir haber, neden yeniymiş gibi veriliyordu?

Ayrıntıya bakınca kaynak gösterilen “Metastaz-2 Cendere” kitabının yazarları adına esef ettim. Ertürk’ün sahte kahramanlığını, komisyon tutanaklarını kaynak gösterip anlatmışlar. Oysa o günlerde maalesef, bu önemli haberi yakalayamamışlardı. 

“Çok mu önemli?” derseniz, çok önemli.

Evvelâ; o günlerde Lokman Ertürk’ün gücünü dikkate alırsak sahte kahramanlığını yazmanın cesâret işi olduğunu söylemeye gerek yok.

Sâniyen; yazımın yayınlanmasından bir süre sonra telefonum çaldı. Kazan’da görev yapmış bir bürokrat, teşekkür etti. Kazan’da çektiklerini anlatarak yaptığımın ne kadar büyük bir hizmet olduğuna, beni iknâ etti. Nitekim yazımdan sonra Ertürk’ün yıldızı söndü.

Yanlış anlaşılmasın. Derdim, çok satılan bir kitapta adımın geçmesi falan değil.

Memlekete yaptığım bu hizmeti, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’a kaptırmaya hiç niyetim yok.

Böylesine önemli bir konuda beni ve enpolitik.com’u kaynak göstermeleri gerekirdi. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler