Alp Kırıkkanat

Alp Kırıkkanat

LİBYA’DAKİ AŞİRETLER

                Libya’yla karşılıklı imzaladığımız mutabakat muhtıralarının akabinde Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) talebi üzerine; birçok maksada matuf olarak, gerektiği hallerde Libya’ya asker gönderme seçeneğini sunan tezkere, ocak ayının başında TBMM tarafından onaylandı. Bununla birlikte Rusya’da yapılan ateşkes görüşmelerinde, çatışan taraflardan General Hafter’in ateşkes kararını imzalamaktan son anda vazgeçmesi; kamuoyunun bir kısmında hayal kırıklığı yaratsa da kerameti kendinden menkul sayılabilecek bu kişinin ciddiyetsizliğini ortaya koyması açısından da önemli bir gösterge oldu. Diğer yandan, Hafter’in elinde bulundurduğu güçle UMH kuvvetlerine karşı belirgin bir baskıyı da sağladığı görülmektedir. Ancak Hafter’in gözü kaşı oynayan bir karakter çizmesi, onun bu coğrafyada hangi vizyonla kalıcı olabileceğini de sorgular hale getirmektedir.

            Şu ana kadar sürekli sorun yarattığı görülen saldırgan Hafter grubu ve buna karşı koymaya çalışan Sarrac’ın önderlik ettiği UMH dışında, Libya genelinde sonucu belirleme gücü olabilecek aşiretlerin olduğunu da unutmamamız gerekir. Bu konu, kamuoyunda çok fazla tartışılmayan bir husus olarak göze çarpmaktadır. Örneğin, Hafter’in Libya’da bu kadar baskın bir görüntü çizmesinde, ülkedeki aşiretlerin ne ölçüde bir etkisi olabilir?

            Libya’da takribi 10 adet büyük aşiretin olduğu ve bunlara bağlı olarak birçok alt küçük aşiret kollarının bulunduğu bir kısım açık kaynaklarda yer almaktadır. Başlıca büyük aşiretlerin, Varfalla, Kadhafa, Mağariha, Tarhuna, Zintan, Tuareg, Beni Süleyman, Ubeyde, Braada ve El Avakir isimli aşiretler olduğu belirtilmektedir. Bu aşiretler, Libya’nın sosyal ve toplumsal yapı taşları olarak tanımlanıyor. Diğer yandan Libya’daki iç savaşın başlamasıyla birlikte, bir kısım ABD ve Alman açık kaynaklarında; sonucun aşiretler tarafından belirleneceğine dair yorumlar yer almıştır. Kaddafi’nin sonunu getiren iç sebeplerden birinin de son döneminde aşiretler arasında dengeyi sağlayamaması olarak gösterilmektedir.
                llbya-aslretler-3.jpg

Harita No-1: Libya’daki Aşiretler

Kaynak: www.aljazeera.com.tr/haber-analiz/asiretler-ulkesi-libya

             Hafter’in mensup olduğu aşiret ise Ferjan aşireti. Bu aşiret, Libya’nın doğu kıyılarında yer alan Ajdabiya şehrinin batısında konuşlu. Diğer büyük aşiretler kadar olmasa da mensuplarının bir kısmının Sirte, Zilten ve Trablus’ta yaşadığı biliniyor.

Mart 2018 ayı itibarıyla yapılan bir kısım Batılı yorumlarda, 77 yaşındaki Hafter ile ilgili hastalık iddiaları ve bazı uygulamaları nedeniyle pozisyonunun zayıfladığı ve bu nedenle özellikle Libya’nın doğusunda bulunan bir kısım aşiretlerin desteğini çekebileceği belirtiliyordu. Hafter’in herhangi bir sebepten dolayı sahneden çekilmesi sonrasında iki oğlu, Halit ve Saddam’ın önemli görevlerle yönetimi devralabilecekleri ifade ediliyor. Hafter, oğulları Halit ve Saddam’a şimdiden idari ve diplomatik vazifeler veriyor. Halit ve Saddam’ın Libya Ulusal Ordusu içindeki desteklerinin fazla olmadığı, grubun sahadaki komutasını üstlenen Abdul-Razzaq Al Nadouri’nin ise halef sayılabileceği ancak onun da halk nezdinde bir popülaritesinin olmadığı belirtiliyor. Ancak, olası Hafter sonrası bir dönemde aşiretlerin nasıl bir pozisyon alacağını şimdiden kestirmek oldukça zor olsa gerek.

Hafter’i destekleyen dış güçlerin, Libya’daki bu çok parçalı aşiret yapısını dikkate almamaları mümkün gözükmemektedir. Dış yardımların bir yönüyle de bu aşiretlerin Hafter’in arkasında durmalarını sağlamaya yönelik olabileceği de kuvvetle muhtemeldir. Diğer yandan bütün desteklere rağmen, son 1 yıl içerisinde Trablus’a büyük saldırılar düzenleyen Hafter’in; halihazırda burayı ele geçirememesi ise onun kendisini destekleyen aşiretler nezdinde inandırıcılığını da yitirmesine neden olabilecek mahiyettedir.

Diğer yandan, son döneme kadar Rus desteğini arkasına alan Hafter grubunun özellikle okyanus ötesi desteği sağlamak için de elinden gelen her şeyi yapmakta olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, 2017 yılında oğul Halit ve askeri grubun başındaki Abdul-Razzaq Al Nadouri’nin ABD’nin desteğini sağlamak için Keystone Strategic Advisers ve Grassroots Political Consulting LCC isimli lobi şirketleriyle yüklü paralar karşılığında anlaşma yaptıkları bilinmektedir. Dışarıda ABD desteğini hedefleyen bu tarz lobi çalışmalarının özellikle içerideki aşiretleri de etkileme ihtimalinin olabileceğini düşünebiliriz. Çünkü, aşiretlerin güçten yana tavır alacaklarını ve ülke içindeki yasa dışı faaliyetlerinin devamlılığını öncelediklerini öngörebiliriz. Peki, aşiretlerin bu yasadışı faaliyetleri nelerdir?

Ülke çapındaki silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi kriminal faaliyetler eskiden beri süregelen hadiselerdir. Bu faaliyetlerin aşiretlere maddi katkı sağladığı da bilinmektedir. Bütün bu faaliyetlerin aşiretler eliyle yapıldığı bazı açık kaynaklarda yer almaktadır. Özellikle Kadhafa ve Tuareg aşiretleri, bu konularda başı çeken bir görüntü vermektedirler. 
       screenshot-2020-01-20-pw96-illicit-trafficking-and-libyas-transition-pdf.png

Harita No-2: Libya’daki Kaçakçılık Rotaları

Kaynak: https://www.usip.org/sites/default/files/PW96-Illicit-Trafficking-and-Libyas-Transition.pdf 

O takdirde, Hafter’in Libya’da bu kadar baskın olmasında, ülkedeki aşiretlerin ne ölçüde bir etkisi olabilir şeklinde baştaki sorduğum soruya dönersek: Hafter’in, iç destek uğruna, bu yasadışı aşiret faaliyetlerini ne şekilde desteklediği ya da görmezden geliyor olabileceği ihtimali üzerinde de durmamız gerekmektedir. O zaman, Hafter’i destekleyen bir kısım dış güçlerin aşiretlerden ve onların yasa dışı faaliyetlerinden ne derece rahatsız olabilecekleri sorusu da son derece önem arz etmektedir. Örneğin Hafter destekçisi Fransa’nın; Libya üzerinden yapılan insan kaçakçılığından rahatsız olmayacağını farz edemeyiz. Netice itibarıyla, Hafter’e şimdilik verilen desteğin; ileride bazı şartlara ve ondan beklenecek ülke içindeki müeyyidelere bağlı kalabileceği ihtimali de ortaya çıkabilir. Bu da Hafter’in ya da haleflerinin politik manevra kıvraklığına bağlı kalacak ki söz konusu bu kuvvetli ihtimalin Hafter’i ülke içinde zayıflatacak bir olasılık olabileceğini öngörebiliriz. Nitekim 17 Ocak günü, Hafter yanlısı aşiretler; 5 limanda petrol ihracatını durdurduklarını açıklamışlardır.

Tabi, bu kurguladığım aksiyomun aynısının Sarrac için de geçerli olduğunu söyleyebilirim. Libya’nın geleceğine ve yönetimine kim talip olursa olsun, ülkedeki aşiretlerin gerçeğini yok sayamayacaktır.

Netice itibarıyla, 19 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Berlin’de yapılan Barış Konferansının ortaya çıkan açık sonuçlarının yanında; aslında telaffuz edilmeyen bir aşiretler sorunun olduğunu söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. Konferans sonrasında, kapsamlı bir plan üzerinde anlaşıldığı, ateşkesin sürdürülmesi için çalışılacağı, 5+5 kişilik bir askeri komite ve koordinasyon kapsamında uluslararası bir izleme komitesinin oluşturulacağı, ekonomik düzen için bir yol haritası çizileceği, adil seçimlerin yapılacağı bildirilmektedir. Ancak konferans süresince bir odada bile yan yana gelemeyen çatışan her iki tarafın bu halleriyle; bölük pörçük yürütülen ateşkes sürecini nasıl sürdürebilecekleri de ayrı bir sorun olarak gözükmektedir. Bu aşiret yapısıyla, ekonomik bir düzen belirlenip adil seçimler yapılması olasılığı da oldukça zor gözükmektedir.

Libya’daki sorunların çözümünün daha çok uzun bir zaman alacağı açıkça görülmektedir. Berlin Konferansının neticeleri arasında yer alan; tarafların Libya’daki çatışmaya müdahil olmama taahhüdü oldukça önemlidir. Bu durum ise konferansa katılan taraf ülke olarak bizim, şimdilik, muharip bir askeri güç göndermemizi gerektirecek bir ihtimali oldukça zayıflatmış gözükmektedir. Diğer yandan buradaki iç kavganın; iki çatışan tarafın mücadelesi olarak görülmesinin yanı sıra, sözü geçen aşiretlerin istenilen tarafta olmasını sağlamak üzere verilen çabalara da dönüşebileceği dikkate alınmalıdır. Görülen o ki çatışan iki ana grubun arkasındaki içerideki aşiretlerin ve dışarıdaki ülkelerin desteği; zaman, mekân ve gelişmelere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bunların kontrolü ise her yönden çok yüklü bir maliyeti gerektirmektedir.

Kaynaklar:

02 Ocak 2020 tarihli TBMM Karar No: 1238, TBMM Resmi İnternet Sitesi, 03 Ocak 2020, https://www.tbmm.gov.tr/tbmm_kararlari/karar1238.html (17 Ocak 2020)

‘‘Libya'da aşiretlerin Kaddafi intikamı’’, T24 Haber Sitesi, 23 Şubat 2011, https://t24.com.tr/haber/libyada-asiretlerin-kaddafi-intikami,129112 (18 Ocak 2020)

Tanrıverdi Yaşar, Nebahat, ‘‘Berlin Konferansı Libya krizini çözebilir mi?’’, Anadolu Ajansı, 17 Ocak 2020, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/berlin-konferansi-libya-krizini-cozebilir-mi/1705616

(19 Ocak 2020)

‘‘Aşiretler ülkesi Libya’’, AljazeeraTurk, 17 Şubat 2014, https://www.aljazeera.com.tr/haber-analiz/asiretler-ulkesi-libya (19 Ocak 2020)

Dehghanpisheh, Babak, ‘‘Tribes in Libya Are Changing the Conflict’’, 13 Mart 2011, https://www.newsweek.com/tribes-libya-are-changing-conflict-66185 (19 Ocak 2020)

‘‘Libyan Tribal Map: Network of loyalties that will determine Gaddafi’s fate’’, Asharq Al-Awsat, 22 Şubat 2011, https://eng-archive.aawsat.com/theaawsat/features/libyan-tribal-map-network-of-loyalties-that-will-determine-gaddafis-fate (20 Ocak 2020)

Megerisi, Tarek, ‘‘Libya after Haftar’’, European Council on Foreign Relations, https://www.ecfr.eu/article/commentary_libya_after_haftar (20 Ocak 2020)

‘‘Dignity Operation commander inks $450,000 contract to lobby for US support’’, The Libya Observer, 12 Aralık 2017, https://www.libyaobserver.ly/news/dignity-operation-commander-inks-450000-contract-lobby-us-support (20 Ocak 2020)

‘‘Libya’da petrol ihracatı fiilen durdu’’, Yeni Çağ Gazetesi, 19 Ocak 2020, https://www.yenicaggazetesi.com.tr/libyada-petrol-ihracati-fiilen-durdu-264841h.htm (20 Ocak 2020)

Kaynak Yeniçağ: Libya’da petrol ihracatı fiilen durdu

Shaw, Mark, Mangan, Fiona, ‘Illicit Trafficing And Libya’s Transition, Profits and Losses’’, Şubat 2014, https://www.usip.org/sites/default/files/PW96-Illicit-Trafficking-and-Libyas-Transition.pdf

(20 Ocak 2020

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum